Beyazlar, Zenci'yi ‘ışın'layacak mı?..

A -
A +

Bazı gazetelerde "bir Galatasaraylı üye" şeklinde haberler yer aldı, ama "Disiplin Kurulu'na sevk kararının Galatasaray Topluluğu İşbirliği Kurulu'nun toplantısında alındığı" anlaşılınca ve yazılınca, nihayet "kimin verdiğini" öğrenebildik. Günlerdir spor basınımızda yazılıp çiziliyor, hatta bazı gazetelerimiz "konuyu masaya yatırdıklarını" bile söylüyorlar; ne var ki, hemen hemen hepsini okudum, bunca yılın gazetecisi ve spor yazarı olarak "çok şeyler öğrenmeye çalıştım", ne gezer; günlük gazete okuyucusu ne anlayacak, nasıl anlayacak çok merak ediyorum!.. Çok gazetede haber "Işın Çelebi, Disiplin Kurulu'na verildi" şeklinde çıktı; "Kim verdi" sorusunun cevabı haberlerde hemen hemen hiç yoktu. Zannettik ki, "yönetim kurulu" verdi, ama Ünal Aysal'ın "yalanlama" haberi çıkınca, anlaşıldı ki "Yönetim kurulu vermemiş!.." Bazı gazetelerde "bir Galatasaraylı üye" şeklinde haberler yer aldı, ama "Disiplin Kurulu'na sevk kararının Galatasaray Topluluğu İşbirliği Kurulu'nun toplantısında alındığı" anlaşılınca ve yazılınca, nihayet "kimin verdiğini" öğrenebildik. İyi de, adını sanının hemen hemen "hiç duymadığımız" bu "Galatasaray Topluluğu İşbirliği Kurulu" neyin nesi idi?.. Gazeteler ve gazeteciler, haberlerinde "bu kurul ile ilgili bir paragraflık bilgi vermeyi" bile okuyucularına çok görmüştü!.. Galatasaray Topluluğu İşbirliği Kurulu, "Galatasaray'ın eğitim kurumları ile ilgili bütün kuruluşlarının, derneklerinin, vakıflarının bir araya gelmesi ile 1988 yılında kurulmuştu" ve temeli "Galatasaray Lisesi mezunları olmak" üzerine atılmıştı!.. Elbette, böyle bir topluluğun, Galatasaray Eğitim Kurumları'na büyük hizmetler vermiş, maddi-manevi büyük katkılarda bulunmuş ve bu kuruluşlarda saygısı, sevgisi büyük olan İnan Kıraç ile ilgili "amacını çok aşan" sözler söylediği için, Işın Çelebi'ye tepki göstermesi beklenmeliydi ve nitekim de tepki gelmekte gecikmedi!.. "Stat işinde, Riva meselesinde, borçların yapılandırılmasında" gerçekten büyük hizmetleri geçen ve bugün "kendisine yapılmak istenene, bu hizmetlerini ortaya koyarak" karşı çıkan ve şikâyet eden Işın Çelebi gibi "çok tecrübeli" bir yöneticinin, siyasetçinin, "benzer hizmetleri, hem de belki de çok daha fazla olarak" Galatasaray Kulübü'nün temeli olan "Galatasaray Eğitim Kurumları için yapan" İnan Kıraç hakkında konuşurken, çok daha dikkatli, hassas ve "nezaket kurallarını paspas etmeden" konuşması gerekmez miydi?.. Zaten Galatasaray camiası onun genel kurul sonrası yaptığı "zenci-beyaz" nitelendirmesinden tedirgin olmuşken, bu defa İnan Kıraç için, Türk Telekom Arena'nın yollarının yapımıyla ilgili kendisinden yardım isteyen yeni yönetimin ikinci başkanı Ali Dürüst'e "hem de işe siyaseti karıştıracak" şekilde "İnan Kıraç'ı üyelikten çıkartırsanız G.Saray'a bütün yollar açılır" demesinin bardağı taşıracağı belliydi!.. Topluluk Kurulu, Galatasaray Tüzüğü'nün "Kınama" yaptırımı ile ilgili 107'nci maddesinin birinci fıkrasında yazılı olan "Kulübün onur veya saygınlığına zarar verici söylem veya eylem veya davranışlarda bulunmak" iddiasıyla "kınama" isteyebilirdi. Ya da "Üyelerin onur veya saygınlığına zarar verici, onları küçük düşürücü ve benzeri söylem veya eylem veya davranışlarda bulunmak" iddiasının karşılığı olan "bir haftadan bir yıla kadar hak mahrumiyeti" de isteyebilirdi. Ama topluluk, 109'uncu maddenin 3'üncü fıkrasında yazılı "Kulüp Başkanı, yöneticileri ile üyelerine karşı hakaret fiili eylemde bulunmak" iddiasıyla "kesin ihraç" talebinde bulundu. Kararı Disiplin Kurulu verecek, "kesin ihraç çıkarsa", son karar Genel Kurulun!.. Bakalım "Beyazlar'ın, Zenci'yi ışınlama girişimi" nasıl sonuçlanacak?.. Aysal'a düşen görev!.. Hürriyet Gazetesi'nde sevgili Mehmet Aslan'ın "isim, sezon, maç, gün vermeden" yazdığı "bir teşvik primi olayı", yıllardır kulaklara fısıldanan ve şike soruşturması sırasında gazete sayfalarına "Galatasaray savcılığa 2006 sezonunda sarf edildiği defterlere işlenmiş 1 milyon doların makbuzunu veremedi" şeklinde de intikal eden iddialarla ilgili olarak kendisine sorulan soruya, Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal şu cevabı vermiş; "Olabilir. Kimden bahsetti bilmiyorum. Herkes yazacak çizecek. Basın serbest, düşünceler serbest. Hepsini anlayışla karşılıyoruz." Biz de gazeteciler olarak bu "anlayışlı" anlayışınıza teşekkür ediyoruz ama "sporun temiz kalmasını isteyen" insanlar ve gazeteciler olarak, ondan beklediğimiz çok şey var: Olayın geçtiği dönemde "eğer verilmişse teşvik priminin suç sayılmaması ve bu yüzden bugün şike soruşturmalarının dışında tutulmasına karşılık", Galatasaray Yönetim Kurulu'nun "evrakta sahtecilik" suçlamasıyla karşı karşıya kalmasının "bu sözlerle geçiştirilemeyeceğini", Ünal Aysal'a hatırlatmak isteriz. "Basın serbest, düşünceler serbest" ama "böylesine ciddi iddiaları seyretmek", hele hele Galatasaray gibi bir kulübün başkanına ve yönetimine "serbest olmamalı"; öyle değil mi, sevgili Başkan?.. Balık baştan kokmaz mı?.. Milli Takımlar yönetiminde köklü değişiklik yapmak için Ersun Yanal'ın görevine "büyük tazminatını da göze alarak" son veren Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar'a "Böyle köklü bir değişikliğe önce Hiddink'ten başlamak gerekmez miydi" diye sormamız gerek. Yanal hoca hiç olmazsa İstanbul'da oturuyor, takımlarımızı izliyor ve her gün işinin başında bulunuyordu!.. Hiddink'e gücü yetmeyenlerin, Yanal'ın kellesini alması, "hakem paralarını bile ödeyemeyen" Futbol Federasyonu'na pahalıya mal olacağı ortada, temenni edelim ki, "Hiddink" başkanlığındaki milli takımlarımıza pahalıya mâl olmasın!.. Diyarbakır'dan Karşıyaka'ya sevgilerle!.. Gazetelerde "Diyarbakırspor eski başkanlarından Ali İhsan Kaya'nın Karşıyaka'ya stat yapması için Çiğli'deki 99 bin 520 metrekarelik arazisinin 56 bin metrekaresini bağışlayacağını ve bu arazi üzerinde Karşıyaka Spor Kulübü'nün tapulu malı olarak inşa edeceği 5 bin kapasite artırım imkânlı 26 bin kişilik modern bir stat artı bir otel veya hastane projesi hazırlandığını" okuyunca, aklıma gelen soru şu oldu; "Neden Diyarbakırspor mâli çıkmaz içinde kıvranır ve küme düşerken, eski bir Diyarbakırspor başkanı Karşıyaka'ya böyle bir bağış yapar?.." İzmir Hilton Oteli'nde yapılan "parlak" bir tanıtım toplantısıyla basına ve Çiğli Belediye Başkanı dahil, "bu proje ile ilgili" yetkililere anlatıldığına göre, "proje 1.5 yıldır hazırlanıyordu" ve Çiğli Belediye Başkanı da dahil herkesten "bir devlet sırrı gibi" saklanmıştı!.. Proje tanıtımında "benim aklıma gelen sorunun cevabı" da vardı: 99 bin 520 metrekarelik arazi, İzmir İmar Planı'nda "spor alanı" olarak yer almaktaydı; hazırlanan projeye göre; "bu alanın 56 bin metrekarelik bölümüne Karşıyaka stat yapacak, 19 bin 220 metrekarelik bölümü Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na hibe edilecekti!.." Geriye kalıyordu, 24 bin 300 metrekare, işte orası da İmar Planı'nda değişiklik yapılarak "spor alanı olmaktan çıkarılıp, konut alanı hâline getirilecek" ve de bu alana Diyarbakırspor eski Başkanı Kaya "toplu konut inşa edip" satacaktı!.. Dahası, "bu proje onaylandığında" Kaya, Karşıyaka Kulübü'ne "10 milyon lira" bağışta bulunacaktı!.. "İmar değişikliği üzerine kurulu böyle bir projenin kendisinden habersiz hazırlanmasına çok öfkelenen" Çiğli Belediye Başkanı Metin Çolak'ın "sert sözler söyleyerek" toplantıyı terk ettiği de gazetelerdeki haberlerin "önemli" bir detayı idi!.. Şimdi, Büyükşehir ve Çiğli Belediye Meclisleri'nin "bu konuda istenen imar değişikliği için" nasıl bir karar vereceği merakla bekleniyor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.