Kurtuluş reçetesi: Kulüpler Yasası!..

A -
A +

Şu tabloya bakın!.. Bir yığın kulüp ve onca yönetici "Şike Dosyası'nın içinde"; içlerinden "en büyüklerinin yöneticileri", aylardır "Küme düşme kaldırılsın" diye çırpınıyorlar. Bir diğer büyüğün borçları yarım katrilyona yaklaşmış. Bir diğer büyük, "içlerinden birini hiç oynatmadığı 3 eski futbolcusu tarafından" FIFA'ya şikâyet edilmiş 7 milyon eurodan fazla para isteniyor. Bir başka büyük kulüp banka borçlarını azaltabilmek için boyuna kulüp ana şirketinin hisse senetlerini satıyor, bu satışlar yönetim aleyhine büyük bir endişe erozyonu oluşturuyor!.. Anlayın "büyükler böyle ise", geri kalanını; "futbolcularına taahhütlerini yerine getiremeyen" bir yığın kulüp var ortada; transfer yasakları, serbest kalan futbolcular; say say bitmiyor!.. Federasyonlar, ben bildim bileli "UEFA kriteri geliyor haaa" diye bir "gözdağı eyyamcılığı" yaparlar, ama bıraktım "UEFA kriterlerini", bu konuda bizzat "kendi talimatlarını bile tam olarak uygulamamak için", türlü çeşitli bahaneler bulur, mazeretler ilân eder, talimatları değiştirir ve "kulüplerin kapkara bir bataklıkta debelenmeye devam etmelerine kırmızı ışık yakmamak için" ellerinden geleni artlarına koymazlar!.. İşte bugünkü "sefalet" tablosunun sebebi budur ve "bu tablonun değişmesi için" yapılması gereken de bellidir; çağın sporunun yani "endüstriyelleşmiş" sporun yönetimine uygun bir "Kulüpler Yasası" çıkarmak. Ne var ki, bu tablonun değişmesi "siyasetçilerin de işine gelmediği için", çok yıllardan beri "Kulüpler Yasası" sözünü duyduğumuz hâlde, işte o yasa bir türlü çıkmaz, çıkartılmaz!.. Zira "bu yasa çıkarsa", kulüpler "kurumsallaşacak" ve hem "kişilerin", hem de "siyasetin" elinin altından çıkacaktır!.. Kulüpler, bugün ne yazık ki hâlâ birer "dernek" olarak Dernekler Kanunu'nun ve Medeni Kanun'un derneklerle ilgili bölümündeki maddelerin "emrettiği" şekilde yönetilmekte, özetlersek "çağın sporunun gerektirdiği şekilde yönetilememektedirler"; hatta "yüzlerce trilyonluk şirketlere sahip olanları" bile!.. İşte "bunun içindir" ki, kanunlarda ve kendi tüzüklerinde "iması bile olmadığı" hâlde, kulüplerimiz hâlâ "başkanlık sistemi" ile yönetilmektedir; hem de tam bir "Ali Baba'nın bir çiftliği var" zihniyetinin pençesinde!.. İşte bunun içindir ki, mesela "tutuklu" ve "yasaklı" Aziz Yıldırım, "asırlık" büyük kulübünün "önem" olarak önüne geçirilmekte, cezaevinden kulübü yönetebilmektedir. Bıraktım "yeni bir yönetimin seçilmesi" imkânını, mevcut yöneticilerin bile "Metris'siz nefes alması" mümkün olamamaktadır!.. Beşiktaş'ta, Yıldırım Demirören, bütün uyarılara rağmen, "kulübü istediği gibi ve şekilde borçlandırarak", borç batağını büyütmekte, Galatasaray'da Ünal Aysal, "genel kurul kararlarını" da aşarak "hisse senetlerinden istediği kadarını satışa çıkarabilmekte" ve "şirketteki kulüp hissesini düşürmeye devam edebilmektedir!.." Bitmedi, mesela, Trabzonspor'daki, Bursaspor'daki, Kayserispor'daki, Sivasspor'daki, Gaziantepspor'daki "Dernekler Kanunu'nda, Medeni Kanun'da ve kulüp tüzüklerinde yazmadığı halde", adeta "uydurulan" ve de "sürdürülen" başkanlık sistemlerinin "kulüplerin başına ne menem işler açtığını" da zaman zaman gazete sayfalarındaki haberlerden okuyup duymuyor muyuz?.. İşte, her istedikleri, her söyledikleri "emir" kabul edilen "başkanlar" ve etrafındaki "yönetim" adını verilen kuruldaki, çoğunlukla başkanın her dediğine "Evet" diyen insanlar, "başkanlara itiraz edilenlerin" hatta "aforoz" bile edildikleri bir zihniyetin pençesinde kıvranan camialar ve boğazlara kadar batılan "perişanlık" göstergeleri ile sporumuzda ortaya çıkan "bu" sefalet tablosu ve "marka değeri" paspas olmuş, futbolumuz!.. Rus oligarklarının, Arap prens ve şeyhlerinin bile "paraya boğarak" aldıkları kulüplerde kuramadığı "başkanlık sistemi", Türkiye'deki "spor hukukumuzdaki bu boşluk" sebebi ile, kulüplerimizi ve sporumuzu perişan ederken, ne yazık ki "siyaset", ben bildim bileli, "bu" paslı çarkı tersine çevirecek adımları atmamakta, atmak bile istememektedir!.. Şimdi soruyorum; 9 ayda 3 Şike ve Şiddet Yasası çıkarabilen, son defa "3 günde" Şike ve Şiddet Yasası'nı hem de "oybirliği ile değiştiren" siyaset için, sporumuzu bu bataklıktan kurtaracak olan "Kulüpler Yasası'nı çıkarmak" sporumuz adına yerine getirilmesi gereken "ilk şart" ve "en önemli" görev değilse, nedir?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.