Türk hakemliğini yakanlar!..

A -
A +

Sevgili Selçuk Dereli, "yanlış kapıları" çalıyorsun; senin "kendi ipini çekmene sebep olanlar", şimdi çıkıp "Dereli doğru söylüyor ve de haklı" derler mi, diyebilirler mi?.. Bilesin ki, senin "hakemliği neden ve nasıl bıraktığını" anlattığın yazında, yana yakıla şikâyet ettiğin "çok ünlü" futbol adamımız, Türk Futbolu'nda da, UEFA ve FIFA gibi kuruluşlarda ve dünya futbolunda da "şikâyet ettiğin meziyeti" sebebiyle hep zirvede kalmıştır; "Türkiye'nin temelli Futbol Senatörü" olarak; şimdi çıkıp da "Dereli doğruları yazıyor, haklı" der mi?.. Ya "öteki" ünlü yöneticimiz; (ki, en büyük hayal kırıklığımdır, onu hiç tanıyamadığımı, Şike İddianamesi'nin telefon dinleme tapeleri yayınlanınca anladım; heyhat!..) "ondan" beklentin?.. "Kendisine ve arkadaşlarına telefonlarda küfürler yağdıran" kulüp yöneticilerine "boyun eğdiği" ve alttan aldığı, Savcı iddianamesindeki telefon dinleme tapeleri ile ortaya çıkan o değil mi?.. Dahası, bu galiz küfürlü tapeler "resmiyet kazanınca" dahi, "suç duyurusunda bulunamayan" o değil mi?.. Şimdi ondan, yöneticilerin baskıları sonucu "FIFA hakemliğinde hak ettiğin yerin önünün kapatılmasının ve sana, bu acı haksızlığı onur meselesi yaparak kendi ipini çekmenin yolunun açılmasını sağlayan" bir kişiden sesini sedasını çıkarmasını ve "Evet, Selçuk Dereli haklı" demesini nasıl beklersin?.. Bu ülkenin sporunda, futbolunda ne yazık ki "bu sistem" işliyor; dün de işliyordu, bugün de işliyor, yarın da işleyecek!.. Bu ülkede, perde gerisinden, hem de "telefonlarda ağızlar dolusu küfürlerle karışık verilen talimat ve emirler" ile "senin gibi" pek çok hakemin de ipi, "Bunlar temiz ve iyi arkadaşlardır ama onlarla çalışmayacağız, onlar başkalarının fotoğraflarındakiler" denilerek çekilmemiş miydi?.. Mesela "o günlerde", senin hemen ardında ve Cüneyt Çakır'ın önünde olan Bülent Demirlek gibi bir hakemimiz, "elinde UEFA'nın verdiği görev kağıdı" Avrupa'ya UEFA maçı yönetmek için gidecekken, havaalanından "hiçbir gerekçe gösterilmeden" geri çevirtilip, sonra da ipi, hem de bir çok arkadaşı ile beraber "tamamen" çekilmemiş miydi?.. Dahası, göreve geldiklerinde "Artık bunlar olmayacak" ümitlerini yeşerten Mehmet Aydınlar Federasyonu'nun Merkez Hakem Komitesi Başkanı da hâlâ "ip çekmeye devam etmiyor" mu?.. Sevgili MHK Başkanımızın, tıpkı "selefi gibi", Hakem Derneği'ni "ele geçirmek" ve hakem camiasını "tamamen" teslim alıp, "kendileri için dikensiz bir gül bahçesi hâline dönüştürmek için" geçmiş MHK Başkanı ve yönetimlerinin "acımasız" senaryolarını devam ettirmesinin, hakemliğimizi de, hakemlerimizi de, Derneği de "ne hâle getirdiği" ortada değil mi?.. Süper Ligi ve Süper Lig kadar çetin ve mücadeleli maçların oynandığı Bank Asya Birinci Ligi'ni "insafsızca" ve "hiçbir haklı gerekçe ortaya konmadan" çekilen iplerin sonucu olarak ortaya çıkan "çok dar bir hakem kadrosuna teslim etmek zorunluluğunun" hakemliğimize, futbolumuza ve de özellikle "ayakta kalma savaşı veren" Anadolu takımlarına verdiği büyük zararı, hep beraber yaşamıyor muyuz?.. Hemen her maçta "kabul edilemez" bunca hakem hatası "neden" yapılıyor ve de "bu hataları yapan" hakemler neden "maç almaya ve hata yapmaya devam ediyor?.." "Hata yapan" hakemler biliyorlar ki; "üst düzey hakem sayısı az ve MHK kendilerine muhtaç"; bu sebeple, tıpkı MHK gibi, "onların" da tek derdi var; "büyüklerin yöneticilerinin ve medyadaki kalemşorlarının diline düşmemek"; hakem, "bunu başarırsa", maç almaya ve keyfine bakmaya devam edeceğinden emin; "küçük takımların lafı" mı olur?.. Dahası, anlı ve de şanlı MHK Başkanımız da çıkıp diyor ki; "Ne yapalım, üst üste o kadar çok maç oynanıyor ki, nasıl futbolcuların hataları çoğaldıysa, hakemlerin hatalarının çoğalması da doğal değil mi?.." Pişkinliğe bakın siz; sanki "üst üste maç yönetilmesi" zorunluluğunu "Play Off ucubesi" ile ortaya çıkaran Futbol Federasyonu değil, sanki "ip çekmeler ile Türk hakemliğini dar bir kadroya mahkûm eden" dünün ve bugünün MHK'ları değil!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.