Phoenix'in ölümü!..

A -
A +

Düne kadar bana sorsalardı, "Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sporcusu kimdir" diye, hiç düşünmeden "Lance Armstrong" derdim!.. Sayısız başarısına "dünyanın en zor yarışmalarından Fransa Bisiklet Turu'nu 7 defa üst üste kazanmak gibi" bir inanılmazı da, üstelik "kansere yakalanıp onu da yenerek" başaran ve bir Phoenix (Anka) Kuşu gibi "küllerinden yeniden doğan" bir sporcuydu Lance Armstrong!.. Ya bugün; "büyük bir hayal kırıklığı içinde", onu seyretmek, onu alkışlamak için "yarıştığı günlerin hemen hemen her birinde TV başında geçirdiğim nice 4-5 saate yanıp yanmamanın" çelişkisi içindeyim. Üzüntüm, spor adına, Armstrong adına, o seyri ve keyfi büyük inanılmaz mücadeleleri adına çok büyük!.. O, yarış hayatı boyunca, Dünya Antidoping Ajansı (WADA)'nın haberli / habersiz "yüzlerce defa doping testinden geçmiş" ve her defasında tertemiz çıkmış; azmin, çalışmanın, hedefin, zaferin sembolü hâline gelmişti. Kurduğu "Kanser Vakfı'nın insanlığa yaptığı hizmet" de "spordaki insanüstü başarılarına eklenince", Armstrong spor tarihinin "insanoğlu yaşadıkça unutulmayacak en büyükleri" arasına girmişti!.. Hakkında ortaya atılan "doping iddiaları", gerek Uluslararası Bisiklet Federasyonu, gerek WADA tarafından her yönü ile incelenerek hep aynı şekilde sonuçlandırılmıştı; "Temiz!.." Ne var ki, ABD'de, "en başarılı ABD'li sporcuların, dünya, olimpiyat şampiyonlarının, dünya rekortmenlerinin belâlısı (Bizdeki, doping / şike / ayrımcılık / şiddet suç ve iddialarını örtbas etmeye çalışan ve en az cezalarla dosyaları kapatan yetkili kurulların kulaklarını çınlatan)" bir başka kuruluş vardı; ABD Antidoping Ajansı (USADA)!.. İşte bu USADA, Lance'in kurduğu takımda yarışan "en yakın arkadaşlarından bazılarının" bu büyük sporcu için öne sürdüğü "Doping yapardı ve bizi de zorlardı, biz de yapardık" iddia ve itiraflarını da göz önüne alarak soruşturma başlattı ve yıllarca süren soruşturmadan sonra "bitirici" darbeyi indirdi. Lance ise, "Artık savaşmaktan vazgeçtim, Spor Mahkemesi'ne bile itiraz etmeyeceğim, ben temizim" demekten başka bir şey yapamadı!.. Yaptığı başka işler vardı; kurduğu Kanser Vakfı'nın başkanlığından çekilmek, takımını bırakmak zorunda kaldı, vakfa ve takımlarına milyonlarca dolar hibe eden sponsorları da onu terketti, sonunda "Armstrong temizdir" diyen Uluslararası Bisiklet Federasyonu da, USADA'nın kararını kabul ederek, "ABD'li bisikletçinin bütün ünvanlarını ve kupalarını geri aldı"; şimdi "para ödüllerini geri vermesi" de isteniyor!.. Yeryüzündeki yüzlerce milyon Armstrong hayranı ise "babaları, ağabeyleri, kardeşleri, en yakın dostları ölmüş gibi" üzgünler ve "Acaba Jim Thorpe gibi gün gelir de kupaları ve itibarı iade edilir mi" diye düşünüyorlar. Heyhat, "20'nci Yüzyılın ilk yarısının en büyük atleti" sayılan dekatloncu "Kızılderili" Jim Thorpe sadece "amatör sporculuğu sırasında, aç kalmamak için beyzbol ikinci liginde iki sezon oynadığı ve para aldığı ortaya çıkınca" benzer bir cezaya çarptırılmış ve madalyaları geri alınmıştı. O zamanlar "olimpiyatlara katılmak için" bir başka şart vardı; "saf amatör olmak!.." Armstrong ise "en büyük başarıları kazandığı yıllar ve yarışlar dönemi boyunca" en ağır spor suçlarından biri olan "doping almak" ile suçlanmış ve cezalandırılmıştı. Artık o, kalan ömrünü, kanıtlar, tanıklar ve ne yazık ki bu konularda imajı "karanlık" doktorunun da yoğunlaştırdığı "olumsuz" tablo sonucu, "ömür boyu ve bütün madalya ve ödülleri" denilerek verilen cezanın ve "biten" itibarının ezikliği içinde tamamlayacak, ne kendisinin, ne çocuklarının ve hatta ne torunlarının "iade-i itibar" konusunda en ufak bir ümitleri olacaktı!.. "O", bir sporcu olarak, artık sonsuza kadar küllerinden "yeniden" doğamayacaktı!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.