Mesele takım değil, Hoca!..

A -
A +

Rusya maçında “hayal kırıklığı” yorumları yaptıran, yazıları yazdıran Türk Millî Takımı, İsveç maçından sonra “Bu takım olur” ümitleriyle buluştu. Buluştu da “tereddüt” başka bir sorudaydı; “Lucescu ile olur mu?..”
Aynaya bakmayan “kötü oyunun, yanlışların hataların sorumluluğunu kendi dışında göstermek için”, inanılması zor, hatta “insanı güldüren” bahane, mazeret ve sebeplerle basının karşısına çıkan, ekran bülbülü olan bir hoca ile “nasıl ve ne kadar olur”; işte bütün mesele!..
Bakınız, Hakan’ın “ikinci İsveç golünden hemen sonrasında gelen “şipşak ümit golü” olmasa, oyunda tutunabilecek miydik, dahası Emre, “destanlar yazdığımız Cenk-Cengiz gibi forvetlerimizin Rusya maçından sonra, İsveç maçında da yapamadıklarını, “oyuna alındığı 28 dakikada gerçekleştirmese”, maç gecesinden başlayarak bugünlere kadar neler söyleyecek, neler yazacaktık?..
Hakan ve Emre, “attıkları gollerle”, Millî Takımımıza “ümit, kendine güven ve bundan sonrası için bir nebze rahat nefes kazandırırlarken”, asıl “Lucescu’yu, ‘bir süre için’ kurtardılar” ve de bizlere “Biraz sabredin ve fazla üzerimize gelmeyin” mesajı verdirdiler!..
Peki, “bu takım, mücadele ettiği gruptan çıkabilecek mi, sonra B Ligi’nde gruplarından çıkarak UEFA Uluslar Ligi’nde “A Ligi’ne” yükselebilecek mi” ve de “B Ligi gruplarının en tepesine tırmanarak 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2020) finallerine katılma hakkını” kazanabilecek mi?..
Teknik direktörümüz Lucescu, “oynadığı turnuvanın bu hedefleri yerine, gelecek turnuvaları hedef gösterdiğine göre”, şimdi bizim de çıkıp; “Bu organizasyondaki zirve hedefleri için mücadele edeceğiz” dememiz mümkün mü?..
Ay-yıldızlı futbolcularımız da “Hedefimiz A Ligi’ne yükselmek, EURO 2020 finallerine doğrudan katılmak” diye düşünebilir mi?..
Halbuki, bakınız B Ligi’ndeki 4 grupta hangi takımlar var; 1. Grup: Slovakya, Ukrayna, Çekya / 2. Grup: Rusya, İsveç, Türkiye / 3. Grup: Avusturya, Bosna Hersek, Kuzey İrlanda / 4. Grup: Galler, İrlanda Cumhuriyeti, Danimarka; elbette “zor”, hatta “çok zor”; ama neden olmasın?..
İşte, Dünya Kupası’nda gruplarından çıkan Rusya ve İsveç ile oynadık; Hocamız “Laf ebeliğindeki hüneri kadar hüneri, takım tertip ve taktik organizasyonunda gösterebilse”, şimdi “6 puanla grup liderliğini hemen hemen garantilemiş olmayacak mıydık?..
Bu takımın, sadece kendi grubundaki değil, B gruplarının bütünündeki takımlardan “eksiği yok”, hatta “çoğundan fazlalığı” var!..
Mesela bir Emre, bir Ömer Bayram, bir Zeki gösterdi ki, “torbasında büyük sürprizleri” bile var!..
Öyleyse, “kafada ve hedefte eksik” bir Hoca’nın aklını başına alması ve de “torbadaki hazinelerden kurulması gereken takımı, yarı yarıya rotasyonlarla değil, inat ve ısrar 11’i ile istikrara kavuşturması gerek”, hem de hemen!..
Millî Takım’la ilgili “düşüncelerimizin daha fazlasını”, gruptaki ikinci tur maçlarımıza bırakarak, bir “başka” noktaya da değinmek isterim:
Beşiktaş’ın, Partizan ile oynadığı maçta ortaya çıkan ve “milyonlarca sporseverimizi günlerce geren naklen yayın bilinmezliği ve gecikmesi” skandalına, hem de “resmi bir millî maçta”, Futbol Federasyonu ile TRT’nin “el ele”  nazire yapmaları, “ne derlerse desinler, hangi mazerete, sebebe, bahaneye sarılırlarsa sarılsınlar” kabul edilemez ve de inşallah “bir daha” tekerrür etmez!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.