Neler kaybedildi, Burak Başkan?..

A -
A +

Galatasaray'da, Başkan varken, "Yönetim Kurulu Sözcüsü" varken, "ramp ışıklarına (Tiyatrolarda, sahnenin ön kenarı boyunca zemine yerleştirilen ve tepeden gelen ışıkları yumuşatmak amaçlı ışıklar) çıkmayı" seven bir "Başkan Yardımcısı" var; Rezan Epözdemir...

Ünlü ve saygın bir hukukçu. "Fatih Terim'in avukatı" olarak da tanınıyordu, Burak Elmas'ın listesinde seçime girdiği günlerde Hoca'nın avukatlığını bıraktı ve seçimin kazanılmasından sonra "Galatasaray Başkan Yardımcısı" oldu.

Böyle bir hukukçunun "başkan yardımcısı olduğu" bir kulüpte "neler olduğunu" dün sabah sevgili Tahir Kum'un yazısında "hayretle" okudum.

Kum "Galatasaray markası ve başvuru skandalı" başlıklı yazısında diyordu ki:

"Bundan beş gün öncesiydi... Galatasaray, 6 Kasım akşamı resmî hesaplardan 'L. Moskova maçındaki kural hatası hakkında' başlığı ile bir duyuru yapmıştı. Duyuruda da 'Kulübümüz, Lokomotiv maçındaki kural hatası sebebiyle hükmen galibiyet bu talebimiz kabul görmezse maçın tekrar oynanması talebi ile UEFA nezdinde gerekli hukuki başvuruyu yapmıştır' ifadelerine yer verilmişti."

Sonrasını şöyle anlatıyordu sevgili Kum; "… 'Onu isteriz, olmazsa bunu isteriz gibi' UEFA'dan farklı taleplerde bulunan kulübe gelen cevap, beklentilerden farklı (!) daha doğrusu biraz da şoke edici cinstendi. Galatasaray'ın talepleri reddedilmişti. Ama gerekçesi ilginçti: 'Başvuru zamanında yapılmadığından reddine' ..."

Tahir Kum "Oğulcan meselesinde de yanlış adrese gidilmişti" ara başlığıyla devam ediyordu; "Maalesef Galatasaray'ın umudu olan bir dosya, 'hukukçularının' başvuruda yaptıkları bu fahiş hatayla kapanmış oldu. UEFA Avrupa Ligi 2022 Talimatı, madde 53'e 01... Konu başlığı 'İtirazlar.' Kısa ve öz şekilde; 'Kulüpler müsabaka ile ilgili itirazlarını ‘UEFA Disiplin Hükümleri’ çerçevesinde müsabaka bitiminden sonra en geç 24 saat içinde yapar' diyor. Yani karmaşık ve anlaşılmayan bir durum yok. Belli ki kitabın kapağı bile açılmamış.

… Tıpkı benzer bir hatanın kısa bir süre önce Oğulcan için Rize'nin hesabına yatırılması gereken paranın TFF'ye yatırılarak 'Hadi bize muvafakat belgesi ver' denerek yanlış adresten evrak istenmesi gibi..." UEFA ile tam bir "hukuk savaşı yaparak", Galatasaray'ı "Avrupa kupalarından menedecek cezalardan kurtaran" Mustafa Cengiz Başkan dönemini hatırlayarak, Burak Başkan'a soruyorum; "Bu tablo,

Galatasaray'a 'parasal' ve 'itibar' olarak neler kaybettirdi?.."

Ve… İkinci bir soru ile yazımı noktalıyorum; "Mustafa Cengiz ve yönetimini ibra etmeyenlerin" de ellerini vicdanlarına koyarak, "bu sorunun cevabını düşünmeleri" gerekmiyor mu?.."

Teşekkürler Tahir Kardeş!..

Ümit Kafdağı'nın ardında…
2022 Dünya Kupası G Grubu maçlarına Hollanda ve Norveç'i yenerek "lider" başladık. Sonra Letonya ve Karadağ beraberlikleri ve Cebelitarık galibiyetiyle 5 puan alabildik. Hollanda'ya 6-1 yenilince, hocamız Şenol Güneş, "uzlaşma ile" istifa etti. Ardından yeni teknik direktörümüz Stefan Kuntz ile Norveç beraberliği ve Letonya galibiyeti geldi. Bu gece Cebelitarık ile evimizde oynayacağız, salı gecesi de Karadağ'a misafir olarak grup maçlarını tamamlayacağız.

Puan cetvelinde üçüncü sıradayız ve 15 puanımız var, bir üstümüzde bu gece evinde Letonya ile oynayacak, sonra Hollanda deplasmanına gidecek 17 puanlı Norveç bulunuyor.

Grubun lideri 19 puanlı Hollanda ise bu gece Karadağ'a misafir oluyor, salı gecesi Norveç'i ağırlayacak.

Hollanda'nın +23, Norveç'in +9, bizim ise +4 averajımız var.

Grupta ikincilik ümidimiz devam ediyor, öncelikle son iki maçı da kazanmamız gerek.

Ve de, "grupta ikinci olup" play-off turunda oynama hakkını kazanmamız için, Hollanda'nın Norveç'i yenmesini bekleyeceğiz.

Bu gece 8 maçını da kaybetmiş, 3 gol atıp 34 gol yemiş Cebelitarık'ı "çok farklı bir mağlubiyetle yolcu etmemiz", normal bir sonuç olacak. Norveç, evinde Letonya önünde puan kaybeder mi; çok ama çok az bir ihtimal var; ümidimiz Hollanda!!!

Ah şu G.Saray maçı!..
Sevgili kardeşim Hıncal Uluç, dün "Verdiği vaatlerin hiçbirini yerine getiremeyen ve Aziz Yıldırım'ı aratan Ali Koç Başkan'a 'Bravo' diyeceğim aklıma gelmezdi" kaydını koyarak "Bravo Ali Koç Başkan" başlıklı bir yazı yazdı.

Özellikle "Emre Belözoğlu'nu Fenerbahçe takımının başına getirme" senaryosunu Fenerbahçe medyasındaki yandaşlarının "Pereira gitti / gidiyor" kampanyası ile sahneye koyan 'Acun Ilıcalı / Rıdvan Dilmen / Emre Belözoğlu triumvirasına karşılık, "Vitor Pereira görevine devam ediyor. Edecektir. Ben arkasındayım" açıklamasını yaptığı için… Ben de "aynı kanaatteyim" doğrusu "Bravo" denilecek bir tavır, ama "bir" notum var; "Galatasaray maçının sonunu bekleyelim ve Fenerbahçe taraftarının, sarı lacivertli camianın sesini duyalım!.."

Bekleyip, göreceğiz!..
Eylül ayında Millî Takımlar Sorumlusu olarak göreve getirilen Hamit Altıntop "A Millî Takım'ın yeni bir yapılanma içerisinde olduğunu, herkesin ayrı bir görevi ve sorumluluğu olduğunu söyleyerek "Artık 'one man show' bitti" demiş…

Orası "inşallah" tamam olur da, acaba Hoca'mız Kuntz, "Millî takım içindeki 'one man show'cuları' bitirebilecek" mi?..

Şaka!..
Gazetelerde haber; "Koyu bir Fenerbahçe taraftarı olan ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, Kayserispor beraberliğinin ardından sosyal medyada 'kulübe başkan olmasını' isteyen Fenerbahçeli taraftarlara "Yahu kardeşim, yazmışsınız da; kulübe beni niye başkan yapıyorsunuz? Komiksiniz, orta sahaya Mozart ve Beethoven'ı mı transfer edeceğiz?' tweet'i ile cevap vermiş…"
Bence yakışanı, Mozart, Beethoven değil, rahmetli bestekâr Sadi Hoşses olmalı idi. Malum…  Çok sevilen ünlü bir bestesi vardır: "Sabret gönül bir gün olur bu hasret biter / Çekilen acılar canım gün olur geçer."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.