Anlaşılan G.Saray’ı çok seviyorlar!..

A -
A +

TV ekranlarına kurulup ahkâm kesiyorlar; “Gomis alınır mıymış, 36 yaşındaymış…”
Sneijder, Drogba, Hagi, Popescu, Taffarel geldiklerinde kaçar yaşındaydılar?..
Üstelik Diagne sakat… Halil bir türlü “isteneni” veremiyor… Mustafa bir aydır Afrika Kupası’nda idi…  Kış… Kıyamet… Sakatlanabilir…
“Acilen” bir santrfora, bir golcüye ihtiyaç var. “Kurtarıcı” olarak değil, “Takviye olarak” geliyor üç aylığına…   “Ara transferde değil, haziran transferinde alınır, iki yıllık sözleşme yapılır”; eleştirileri anlarım ve “saygı duyarım”; hatta ben de eleştirebilirim. Amma… Tablo bambaşka… Gomis, Galatasaray’ı tanıyor, “gelmek için” can atıyor…
Ve… “Bir golcü için” neredeyse nohut çekirdek parasına alınıyor…
Üstelik “1,5 yıl için” de değil, bu sezonun sonuna kadar… Eğer “10 gol atarsa” sözleşme “Bir yıl daha” uzatılacak… “Kalan 15 maçta 10 gol atan” bir santrfor, “Bir yıl daha” oynatılmaz mı?.. Üstelik “36 yaş” golcüler / santrforlar için “emeklilik yaşı” değil ki…
İyi oynar, 10 gol atar kalır… Kötü oynar, 10 gol atamaz, üç ay sonra gider…
Bu zor ve sıkışık durumda, hem de Pulgar geliyorken, “Gedson gelsin” diye kampanya açanlar, “Gomis neden geldi” diye kıyameti koparanlar… Galatasaray’ı ne kadar da çok seviyor ve düşünüyorlar!..
Galatasaray taraftarları, “bir yerlerde kurgulanan” senaryolara aldanmayın, takımınıza, yönetiminize destek olun; “Galatasaraylılık” budur!..

Neden madalyamız yok?..

Kış Olimpiyat Oyunları Çin’in başkenti Pekin’de başladı…  TRT canlı yayınlıyor; tam bir spor ziyafeti, heyecanıyla, kalitesiyle, görüntüleriyle… Bugüne kadar yapılan Kış Olimpiyat Oyunlarında “en çok madalyayı” Norveç almış; “132 altın, 125 gümüş, 111 bronz ile” toplamda 368 madalya… Norveç’i 305 madalya ile ABD, 240 madalya ile Almanya takip ediyor. 4’üncük 194 toplam madalya ile 1956’dan 1988’e kadar yarışan Sovyetler Birliği’nin…
Aslında “bugüne kadar en çok madalya kazananlar” Almanlar; 150 altın, 145 gümüş, 113 bronz, toplam 408 madalya almışlar. Ama 110 madalya “Doğu Almanya”, 39 madalya “Batı Almanya”, 19 madalya “Almanya Birleşik Takımı” ve de 240 madalya “bugünün Almanya’sı” adına alınmış…
1924’de başlayan Kış Olimpiyat Oyunları yarışmalarında bugüne kadar 46 ülkenin sporcuları madalya almışlar…
Ne acıdır ki, Türkiye’nin “tek madalyası” bile yok. Bir “kar ülkesi” Türkiye, doğudan batıya, kuzeyden güneye, ortası da dâhil, “kar sporları için” müsait ve merkezleri var, tesisleri de; neden “tek madalya bile” alamamışız, neden?..

Tehdit ve test; “Türkiye’de Futbol Federasyonu”  var mı?

Tam da “düşmeme mücadelesinin hızlandığı kritik bir süreçte” Rize’de bir yerel televizyon kanalına telefonla bağlanan Çaykur Rizespor Başkanı Tahir Kıran “Bu düzen değişecek. Artık insanlar hakemlerin oynadığı maçları değil futbolcuların oynadığı maçları seyredecek. Kanımın son damlasına kadar savaşacağım. Cüneyt Çakır’ı benim maçıma kimse veremez! Versinler o maça takımı çıkarmayacağım, 3-0 mağlup olayım! Cüneyt Çakır Türk futbolundan çıkmalı. Başka türlü Türk futbolu kurtulmaz” dedi.
Kıran, Türkiye Futbol Federasyonunu açık açık tehdit eden sözlerinin sebebini de “şöyle” anlattı: Tek tek inceledim hakem sıkıntılarından 14 puanımız gitti. Yakamızı bazıları bırakmıyorlar. Biz beş maç içerde üst üste kazandık. Gaziantep maçında da kazansaydık 6 maç olacaktı ama bize Cüneyt Çakır’ı gönderdiler, bir penaltı uydurdu ve bizi orada kırdı. Orada 3 gol atsaydık, 4 gol yiyecektik. Bu filmi yazanlar, oynayanlar var.
İnternete giriniz, tıklayınız Futbol Disiplin Talimatını ve de “1’inci - 2’nci - 3’üncü - 36’ncı - 41’inci - 82’nci maddeleri” okuyunuz.
82’nci maddedeki “idari tedbir” sebep ve uygulanmasındaki karar dâhil, hem de “hemen alınması gereken ‘hak mahrumiyeti ve para cezalarını’ sebep ve sonuçları ile beraber” o maddelerde göreceksiniz.
Çok açık ki, eğer, “bu ağır sözlerin gereği yapılmazsa” Türkiye’de Futbol Federasyonu “yok” demektir!..
Not: Bu konuda, Sevgili Ömer Faruk Ünal’ın dünkü Türkiye’de çıkan yazısı okunmalıdır!..

Şaka!..

Dört yıldan fazladır Ali Koç Başkan denedi; “Galatasaray’ın talip olduğu, Galatasaray’da oynamış oyuncuları” ala ala bitiremedi. Ne oldu; hemen hemen hiçbiri Fenerbahçe’ye yâr olmadı!..
Şimdi Ahmet Nur Çebi Başkan deniyor; inşallah Beşiktaş’a yâr olurlar!..

Sistem hocalarına muhtacız!..

Okuduğumda inanamadım, yazılarını yıllardır okuduğum ve “futbol adına çok şey öğrendiğim” Ömer Üründül kardeşimin yazısını… Hatta “Acaba ismi yanlış mı gördüm” diye, başa dönüp baktım.
Galatasaray’ın yeni hocasını eleştirirken diyordu ki Üründül; “Yabancı teknik direktörler sistem hocaları, Torrent de öyle. Bizim takımların yapısına uymuyor. Çünkü bizde oturmuş bir futbol sistemi yok. Birçok isim geldi başarılı olamadı, bunun örneklerini gördük.”
İşte onun için, “sistemsizlik” sebebiyle, “2000 yılından beri” takımlarımızın Avrupa kupalarında başarısı yok. Millî takımızın durumu ortada; küme üstüme küme düşüyoruz.
“Galatasaray, Kasımpaşa’ya yenildi” diye “geldiği takımda ‘sistem kurmak, oturtmak çabası gösteren” bir hocayı yerden yere vurursak, “Türk futbolu, ‘ilerleyen’ dünya futbolu önünde, yerinde saymakta bile zorlanmaz” mı; nitekim yerinde bile sayamıyor; FIFA ve UEFA listelerinde geriye düşme yarışında değil miyiz?..
Cruyf, “sistem” demeseydi ve sisteminden, “baştaki başarısız sonuçlara bakarak” vazgeçseydi, Barcelona efsanesi doğar ve onca kupayı toplayabilir miydi?..
Bizde sistem olmaması, “Galatasaray’da sistem olmaz” anlamı taşımamalı… Voleyboldaki, basketboldaki başarılar “sistem hocaları” ile onlara başkanların, yönetimlerin destek vermesi ile gelmedi mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.