Bayram yapacaklar; yazıklar olsun!..

Artık kahkahalarla gülüyorum. “Koca koca, anlı ve de şanlı” futbol yazanlarımızın, bazılarının (çoğunluğunun) spor sayfalarındaki, TV ekranlarındaki görüş ve ifadelerine…
Mesela ve âdeta “koro hâlinde” diyorlar ve yazıyorlar ki; “Bu takımın kalecisi yok, iki beki yok, orta sahada 8 numarası, 6 numarası, ön liberosu yok (Doğru ifadeler). Golcüsü yok (Diagne sakat - Mustafa Afrika Kupası’nda - Halil haftalardır bitik / Doğru ifadeler) Kondisyonu yok. Kerem bile bir devrelik oynuyor, Taylan’ın, Berkan’ın hâl-i pürmelali ortada / Doğru ifadeler…)

Peki, “ilk 11’deki durum böyle iken”, yedek kulübesinde kimler var; sezon başından beri yerden yere vurulan Morutan’dan, Alpaslan’dan, Oğulcan’dan, Arda Turan’dan başka, “futbola katkı” beklenen?… “Afrika Kupası’ndan yeni dönen” Feghouli hariç, işte “oyuna müdahale zamanı gelince” sahadaki futbola “katkı koyabilecek” yedek kulübesi…

Yeni alınanlardan sadece Pena oynayabilecek durumda… Gomis ve Pulgar gelecek haftaya… Ve Pena, “dudak bükenlere cevabı” sahada verdi.

Yedek kulübedeki tablo buyken, oyunun son bölümünde, “kimi çıkarıp, kimi alacaksın” da galibiyet gelecek?..

82’nci dakikada “sahada dolaşan” Emre ve Cicaldau çıkarıldı, Feghouli ve Morutan sahaya sürüldü; oyunda değişiklik olmadı. “Süper Lig’in en iyi futbol oynayan ve formda 6 takımından biri olan” Alanyaspor, “kendi sahasında 10 kişiyle bile” beraberliği kurtaracak, hatta kontrataklarla galibiyeti alabilecek bir direnç gösteriyordu…

İspanyol, “durumu görünce”, bu defa “Bir puanı garantilemeyi” düşündü. (Zira bu bir puan, üst üste dördüncü mağlubiyetin gelmesini önleyecek, bu mağlubiyetle rakiplerine ve de ‘asıl’ Galatasaray içindeki ‘bazı’ Galatasaraylılara bayram yaptırmayacak, futbolcuların da zaten ‘bitik’ moral motivasyonlarını bir nebze düzeltebilecekti.)

“1-1’ i koruyacak, ayağında top tutacak, dahası belki de “bir kontratakta gol vuruşu yapabilecek” Halil’i “yorulan” Babel’in ve “yorulan” Kerem’in yerine de Arda’yı oyuna soktu. Ve de Alanya’dan “1 puanı alıp, 15’incilikten 13’üncülüğe yükselerek” döndü.

Geçen yıl, “İlle de kazanacağım” diyerek, “kendi sahasında skor 3-3’ken 4’üncü gol peşine düşen” Fatih Terim’in yaptığı hatayı yapmadı. Zira “gol atayım” derken, “90+3’te  4’üncü gol yenmiş”; sahadan “sıfır puan” ile ayrılınmış ve Galatasaray “2 gollük averajla şampiyonluğu kaybetmişti”; o puan alınsaydı, şampiyonluk gelecekti!..
İspanyol hoca “8 antrenmanla başladığı” Süper Lig sürecinde Hatayspor / Kasımpaşa / Trabzonspor / Alanyaspor gibi “ligin en iyi futbol oynayan ve formda takımlarından 4’ü ile” karşılaştı.

Üstelik İspanyol, “Futbol / kondisyon (Yükleme idmanları yapılıyor) / ‘çok eleştirilen’ kadro mühendisliği” bakımından tam bir enkaz devralmıştı.
“9 maçta sadece Antalyaspor’u yenebilen” bir hoca için “Kalmalıydı” korosu kuranlar, “yeni hocaya daha üç maç bile zaman tanımadan” yaylım ateşine başlamışlardı, devam ediyorlar. Hem de taraftarı da kışkırtarak…

Şimdi Kayserispor maçını “Ah bir yenilse” diyerek, bekliyorlar; bayram yapacaklar; yazıklar olsun!..