Katarlılar gitti, yerliler başarmalı!..

A -
A +

Türk futbolu ve Türk futbolseveri Katarlı şirketten kurtuldu; ohhh, Dünya varmış...
“Türkçe zafiyeti” olan anlatıcılar, yo- rumcular... “Asıl görüntüleri kaçıran” kameramanlar ve resim seçiciler...
Naklen yayınlardaki “ucuzluğa bağlı” kalite düşüşü, özetlerde “kulüp, takım, hatta adam kayırma, ayırma gibi” iddiaların ortaya atılmasına yol açacak, “reddedilemeyecek” görüntü seçimleri... “Uyarılara kulak kapayan” yöneticiler...
Yani, “aldığının karşılığını vermeyen”, ama “verdiğini başarı ile devleştiren” bir şirket; “beIN Sports / Digitürk!..” Tam bir “Rabbena, hep bana” zihniyeti...
Yooo, doğrudan “bu tablonun sebebini bu şirkete yüklemek” istemiyorum. Kabahat da, hata da, sorumluluk da, Futbol Federasyonu’nda ve kulüplerimizde...
Dahası “sporla ilgili ‘paralı’ her şey özeleştirilirken, “bu hem önemli, hem ‘çok paralı’ işi görmezden gelen” iş adamlarımızda...
Nihayet bu defaki ihalede ortaya çıktılar... beIN/Digitürk “Ben yokum” deyince, “ihaleyi alacak” noktaya geldiler.
Artık Federasyon / Kulüpler / Sadettin Saran bir araya gelmeli ve “bu büyük sorunu” çözmeliler...
Katarlıların “düşüre düşüre 2,1 milyar TL’ye (150 milyon dolar) getirdikleri bedelden başlayarak “yukarıya doğru yükselecek” bir formülün yakalanması şart...
Elbette, “kulüpler seviyesinde de, millî takımlar seviyesinde de küme düşen” futbolumuzun kalitesini yükseltecek formüllerin de bulunması şartı ile...
Futbolseveri “gene” evet gene “TV başlarına çekecek” taşlar döşenmeli...
Bunların başında, “her gece TV’lerde, insanımızı ‘futboldan, hakemlerden, teknik adamlardan nefret ettirecek’ infaz masalarının kurulmasının önüne geçilmesi” geliyor.
Bunun için “ilk” şart ortada: “Spor eleştirisi kırmızı hattının altına düşülerek, akıllara, ağızlara gelen her türlü ağır / çirkin cümlelerin art arda sıralandığı” ve de “saatlerce süren” programları yapanlara “görüntüler” verilmemeli...
Ve de “Kulüp yöneticilerinin, başkanlarının da, hiçbir işe yaramayan ‘hak mahrumiyeti ve para cezası ile geçiştirilen’ hakaret / tehdit dolu açıklamalarının önlenmesi” için, yönetmelik / talimat değişikliklerinin hemen yapılması...
O programlarla “öfke içinde, kulüpçülük ve de asıl ‘reyting’ uğruna” yapılanlarla, “TV ekranlarında Türk sporunun, futbolunun ‘manevi’ ana unsurları olan dostluk / sevgi / barış ortamına ulaştırılması” mümkün olmamaktadır ve olmayacaktır.
Ve de... “Düşmanlık seviyesi gerilimiyle boğuşulan” bir ortamda “futbolun kalitesinin yükseltilmesinin sağlanamayacağı” da ortadadır.
Bu arada, “yeni açılacak kapının önünde bir başka ‘hassas nokta’ bulunduğunu yazmak da gerekiyor.
İhaleyi “Saran alırsa” ve daha sonra Sadettin Saran “aday olur da, Fenerbahçe Başkanı seçilirse” ne olacaktır?..
“TV’lere satılacak ‘özet görüntü’ seçimlerinde ‘hassas enstantaneler’ bakımından tarafsızlık” nasıl sağlanacaktır?..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.