Dün gece ne oldu ve sonrasında ne olacak?..

Bundan sonra hedef; “Gelecek sezon oluşturulacak kadroya, bugünkü kadrodan kimlerin kalacağını” görmek olacaktır!..

Bugün perşembe… Saat 07.05… Galatasaray’ın Barcelona ile “kendi evinde” oynayacağı maça 13 saat 40 dakika var ve yazımı yazmaya başladım; sizler yarın (Cuma) WEB sitemizde okuyacaksınız… Maç bittikten, tur atlayan belli olduktan çok saatler sonra…

Galatasaray, Barcelona’yı eleyebilir mi; neden olmasın?..

“5-6 gollü bir mağlubiyet bile beklenen” Barcelona’dan “gol yemeden, beraberlikle dönen” bir Galatasaray, hınca hınç dolu stadında “dev” rakibini yenecek bir skora uzanabilir; bu sonuç, “uzatmalı” ve “penaltılı” da olabilir…

Elenebilir; hatta “farklı bir skorla” yenilerek bile… Zira “maçın başında yenilecek bir gol”, Torrent’in “Barcelona’da tutan tertibini, stratejisini, taktiğini” bozabilir; bu da farkı getirebilir.

Zira, artık “1-0 yenilmekle, 4-0 yenilmek arasında” fark yoktur!..

Bunun için, tribünleri dolduracak Galatasaray taraftarının, futbolcularını ve teknik ekibi “hırpalama tuzağına düşmemesi” gerekir.

Bu kadro ve bu hoca, Süper Lig’de “yükselme yolculuğunu” sezon bitene kadar sürdüreceklerdir!..

“Bu yolculuğun nasıl devam edeceği” Beşiktaş maçında görülmüştür.

Artık ortada “giden” Hoca’nın bıraktığı “enkaz” yoktur!..

Bundan sonra hedef; “Gelecek sezon oluşturulacak kadroya, bugünkü kadrodan kimlerin kalacağını” görmek olacaktır!..

Galatasaraylılar, kim ne derse desin, kim ne söylerse ya da yazarsa yazsın, bilesiniz ki, Burak Elmas – Torrent – Luis Compos – Pasquale Sensibile dörtlüsü, Süper Lig şampiyonluğuna oynayacak ve “hedefe varacak” bir kadro kuracaklardır!..

Torrent, 2000’li yıllardan bu yana takımın başına gelen Fatih Terim – Lucescu – Mancini bir tarafa “en iyi” hocadır ve “böyle olduğunu” da gelecek sezondan itibaren başlayacak “üst düzey” başarılarıyla dosta düşmana ispatlayacaktır!..

O bir “sistem adamıdır” ve “onun sistemi, “bugünün ‘çağdaş futbol’ sistemlerinden biri” olacaktır; artık “antik futbol” devri kapanmıştır.

Yeter ki, tribünlere koşan ve de “Galatasaraylıyız” diyen taraftarlar, “bazı kaynaklarca hazırlanan” senaryolara kendilerini kaptırmasınlar…

O kaynakların derdi, “Galatasaray değil”, sadece ve sadece “taraftarı ‘olumsuzluğa’ yönlendirmek” isteyenlerin “özel” derdidir; kendileri!..

“Gerçeği gören” pek çok meslektaşımın “Torrent hakkındaki ‘olumsuz’ görüşleri” değişmiş, eleştiriler “makul / mantıklı” bir düzeye inmiştir…

Torrent’e daha “dört maçtan sonra” hem de “son şansı” denilerek başlatılan “eleştiri” seviyesinden, “düşmanlık – öfke – kin kusma” dereceğine yükseltilen yorumlar, yazılar, söylemler… Çok azalmakla beraber, hâlâ “sesler alçaltılarak” ekranlarda da, sayfalarda da sürdürülmektedir ve “tiz sesli koroya dönmesi için” fırsat kollanmaktadır!..

Aslında “Torrent ara hedeftir”; asıl hedef Burak Başkan ve yönetimidir!..

Bunca yıldır “birbirleri için söylenmedik” lâf bırakmayan “Liseciler ile UltrAslan’ın neredeyse sarmaş dolaş olmaları için” aralarında “bir karışlık mesafe kaldığı”, Galatasaray kulislerinde seslendirilmektedir.

Vah ola, “Galatasaray Kulübü’nü bu ortaklığa teslim edecek” olanlara… Vah ola!..