Görevimiz milyonları aldatmak mı?..

A -
A +

Şampiyonumuz Trabzonspor başta, “Üç Büyükler”imiz şampiyonun peşinde, “yeni sezonun kadro mühendisliğini yapmak ve takımda eksik gedik bırakmamak için” haftalardır “transfer kulvarında” koşup duruyorlar!.. Spor medyamızın “Bomba patlıyor / patladı” haberleri içinde ve de “dünya yıldızı” yaftası ile, “birçok yabancı” futbolcu antrenmanlara çıkmaya, hazırlık maçlarında oynamaya başladı…

“Anadolu takımlarından alınan ‘gözde’ yıldızlar” da cabası!... Eeee… Ne oluyor, “hazırlık” maçlarında?.. Öyle “baş değil”, hatta “başaltı da değil”, olsa olsa “orta boy” takımlara karşı alınan sonuçlar bile “tam bir” hayal kırıklığı?..

Resmî maç” sonucu da ortada; “savaş sebebi ile ahı gitmiş vahı kalmış” Dinamo Kiev önünde Fenerbahçemizin hem de kendi sahasında 50.000 taraftarının önünde elenişi”; takımın başında da “dünya hocalarından biri” varken!.. Tamam, “hazırlık maçları”; iyi de, “bizimkileri tarumar ettikleri” maçlar, “onların hazırlık maçı” değil mi?..

Bu acı tablonun sebebi ortada… Mesela, İtalya’nın “orta boy” bir kulübü… Bizim “bunca yılın Şampiyonlar Ligi hasreti içinde” iken, bu ligde oynayacağı “hayati” eleme maçından birkaç gün önce, en büyük kulüplerimizden birinin takımının defansının temel direği olan stoperi “18 milyon avro ödeyerek” alıp giderken…

izim “en büyüklerimiz” evet “takımları şampiyonluğa oynayacak” kulüplerimiz, “o orta boy İtalyan kulübünün, büyük kulübümüzün stoperine el koyarken ödediği bedelin yarısını verip” bir transfer yapabildi mi?.. Evet Türkiye’ye dünya yıldızları da geldi…

Hagi’ler, ‘Alex’ler ‘Schumacher’ler, ‘Roberto Carlos’lar, ‘Taffarel’ler, ‘Drogba’lar, ‘Sneijder’ler, ‘Quaresma’lar, ‘Balotelli’ler… Ama… Söyleyin bana sevgili okurlarım… Bugün “Dünya yıldızı, geliyor, geldi” denilen “bombalar” içinde, birkaç satır önce yazdığım “dünya yıldızlarının yanına yaklaşacak” bir tane futbolcu var mı?..

“5 milyon avro bonservis bedeli istenirken, 3,5 milyon avro verilen, ‘ama alınamayınca haftalarca 4 milyona olur mu’ diye pazarlık edilen” futbolcudan “dünya yıldızı” olur mu?.. Bıraktım “dünya yıldızı” olmayı, “Avrupa yıldızı, Afrika yıldızı, Amerika yıldızı, Asya yıldızı” olur mu? Ya mesela, Avustralya yıldızı; aralarında bir Harry Kewell var mı?.. Evet, bizim en büyük kulüplerimizin “finans düzeyi” ne yazık ki, bir Rennes, bir Leeds United, bir Sassuolo, bir Hoffenheim’in ayarında bile değil… “Dünya yıldızı / Bomba senaryoları ile” de, olması mümkün değil, kimi aldatıyoruz, kendimizden başka?..

GS / Tapular tapu da, gerisinde neler var?..

Galatasaray Başkanı, son günlerde “durmadan” tapu gösterip, müjdeler veriyor… Galatasaray Adası’ndan, Kemerburgaz’a kadar, tapular da tapular… Tamam da, Kamu’nun “tahsis ettiği, Hazine’nin “üst kullanma hakkı verdiği” arsalar için, Galatasaray camiasına ve taraftarına verilen müjde olarak “tapular göstermek” ne derece doğru?.. “Tapu” demek; “bir gayrimenkulün (taşınmazın) sahibinin kim olduğunu gösteren resmî belge” demektir. ‘Kamu’nun “tahsis ettiği”, ‘Hazine’nin “üst kullanma hakkı verdiği” arsaların sahibi kim; Galatasaray mı ki, “tapuları” gösteriyorsunuz?.. O arsalar, ‘Kamu’nun ve ‘Hazine’nin; Galatasaray yönetiminin “bu arsalar için yapacağı”, taraftara, camiaya, spor basınına “tapu göstermek” değil, “kamunun ‘tahsis’, ‘Hazine’nin ‘üst kullanma hakkını verdiği’ sözleşmeleri göstermek” olmalıdır; kaç yıl için ve ne karşılığında?..

Florya da mı feda ediliyor?

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, “Eyüpspor tesislerini gezdim, Florya’dan utandım” dedi… Onca yıl başkanlık ve başkan yardımcılığı yapan sayın Başkan’a sormak gerek;  “Utanmak” şimdi mi aklınıza geldi; hem de, tam “Florya’yı Kemerburgaz’a taşıma yetkisi” isterken?.. Yoksa, Mecidiyeköy’deki “Ali Sami Yen’den” sonra, “isteyeceğiniz yetkilerin içinde gizli bir ‘Florya’yı ranta açma projesi” mi var?.. “Şeytanın avukatlığını da yapmayı seven” bir Galatasaraylı dostum, bana dedi ki; “Ada’da, Kemerburgaz’da verilenler karşılığında acaba, Florya feda edilecek olmasın?.. ‘Eski ve yeni Galatasaray statları değişimi’ sırasında yapılan ‘al-ver’ operasyonu gibi bir operasyonla karşı karşıya kalmış / bırakılmış olmayalım?..” Ne dersiniz Dursun Başkan?..

Şaka!..

Ey Fatih Terim, Şenol Güneş, Mustafa Denizli kardeşlerim, sizler çıkıp “Artık teknik direktörlük defterini kapadık, isimlerimizi ‘efsane olduğumuz’ kulüplerimizin hocalarının başının üstüne ‘Demokles’in kılıcı gibi asmak isteyenlere’ inanmayın. Biz artık olsa olsa Galatasaray’ın, Trabzonspor’un, Altay’ın başkanlığını düşünebiliriz” demelisiniz… Eğer Galatasaray’ınızı, Trabzonspor’unuzu, Beşiktaş’ınızı, Altay’ınızı “gerçekten” seviyorsanız… Daha Süper Lig başlamadan, spor sayfalarında, TV ekranlarında “adınızın da altı çizilerek” Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın hocalarına “5-6 maçlık ömür biçilirken” vicdanınız rahat olabilir mi?

Güle Güle Fırat Kardeş…

“Karanlık” akıllılar, “Aydın” Us’u yok etmek istediler… “Yok olmak” kendilerine nasip oldu… Fırat Aydınus, “kariyeri, karizması, onuru, gururu” ile düdüğünü evinin salonuna astı. Sevgi ve saygı hâlesi içinde bir gözyaşlı veda ile uğurlanarak… 1955’ten beri, “çok hakem için” yazdım, konuştum, eleştirdim, alkışladım. Benim 67 yılımın “günlüğüme yazılı 10 hakemi içinde” yerin var. Türk futboluna yaptığın hizmetler için, bir spor insanı olarak teşekkür eder, şükranlarımı sunarım!...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.