Sevgi...

Sevgi yetişmek için en verimli toprağı sunar bize...
Sevgi eski yaraları açmak değildir; onları kapatmaktır...
Ayağa kalkıp yaşamaya devam etmek demektir...
Olgun insan pek çok yol, pek çok çözüm ve pek çok sonuç olduğunu bilir.
Sevgi kusursuzlukta ısrar etmez.
Ama kim olduğumuz ve nasıl davrandığımız arasındaki önemli ilişkiyi fark etmemizi gerektirir...
Kendilerine inananlar ve yaşadıkları ana güvenenler hayatı en keyifli bulanlardır...
Bunlar, geçmişin pişmanlıklar değil anıları depolayacak, bir yer olduğunu; geleceğin korku değil umutla dolu olması gerektiğini öğrenmişlerdir.
Ve bizim sadece günümüze ihtiyacımız vardır...
Sevmekle geçen bir hayat asla sıkıcı olmayacaktır...
“Seni seviyorum” demekten asla bıkmayın ve sakınmayın...
Sadece kalp için hasat zamanı yoktur... Sevgi tohumu sonsuza dek yeniden ekilmelidir...
(...Leo Buscaglia)

KRAMPON

TRABZON İdman Raporu: 18 Kasım 2015 Çar.; 1 Kavga... 1 Kadro Dışı Futbolcu... 1 Dayak yiyen Futbolcu... 7 kavgayı ayıran futbolcu... 12 izleyen ve Basın...
...
TRABZON Valiliği: Aykut Demir’in Marko Marin’e el ense çekmesi Trabzon’a mal edilemez...
...
ZLATAN İbrahimoviç: Danimarka Zlatan’ı emekli edecekti, ben bütün Danimarka’yı emekli ettim, ama Umut Bulut’u edemedim...
...
FATİH Terim: “Az önce Maradona aradı, ‘Yıllardır futbolun içindeyim, benim adımı taşıyan bir statta milli takımın başında maça çıkmadım’ dedi ve tebrik etti.
(...Jurnal)

Öğrendim ki;

“-Eleştiriyi kabul etmeyen, başarısına inandıracak kimseyi bulamıyor...”

Ana Kumanda
(...ATV – Esra Erol’la)
ESRA EROL: İnsanların evlilik antenleri vardır.
EVLENECEK KADIN: Evet elektrik almadan da karar vermek istemiyorum...
ESRA EROL: Böyle radarları açar, birinden ping ping ping diye sinyal alırsa, evleneceği kişiyi bulmuş demektir...
xxx
ESRA EROL: Sen 84 yaşındasın, ne yapacaksın genç hanımı?
ADNAN AMCA: Ben dinç bir erkeğim... 40 yaşında hanım isterim...
ESRA EROL: O yaştaki kadın seni süt dökmüş kuzu gibi yapar...

Temel bir gün...
Küçük yaramaz Temel’in teyzesi hafta sonunda onlarda kalıyormuş...
Akşam hep birlikte otururlarken Temel teyzesinin yanına gitmiş, “Fadime Teyze” demiş;
“-Sen niye bu kadar çirkinsin?..”
Fadime Teyze bunu duyunca kıpkırmızı olmuş... Bu arada annesi hemen koşup Temel’i mutfağa çekmiş ve azarlamış:
“-Sen teyzenle ne biçim konuşuyorsun?.. Hiç öyle şey söylenir mi?.. Çabuk şimdi git, ne kadar üzüldüğünü söyle, teyzenin gönlünü al..”
Bunun üzerine Temel koşa koşa teyzesinin yanına gitmiş, “Fadime Teyze” demiş;
“-Bu kadar çirkin olmana çok üzüldüm...”

Sinir eden kadın hâlleri

-Eve 10 dakika geç kalınca sanki 3 yıldır uğramıyormuş gibi davranmak...
...
-Evden çıkarken kadının “Hazırım hayatım” dedikten sonra 1 saat dışarıda bekletmek...
...
-Tartışırken konunun ana fikrinden ve tarihinden uzaklaşmak, yıllar önceki tartışmaya dönmek...
...
-Yalan söylemeyi sevmediklerinden “Şişman mıyım” sorusuna politik cevaplar bulmak zorunda kalmak...
...
-Bu konuda kavga ettikten sonraki akşam, yemeğin içinde uzun bir saç teline rastlamak...
...
-Zaten yüz yüze görüşülecek insanla dakikalarca süren telefon konuşmaları...
...
-Ayna karşısında geçirilen sürenin gereksizliği, dolayısı ile hiçbir aynanın durup dururken kimseyi güzelleştiremeyeceği...

İtirafım var

(...isim: nurcan ...şehir: istanbul ...yaş: yirmiyedi)
Marketten süt yerine ayran alıp misafir için yapılacak pasta ve böreği ayranla yapmıştım...
Ve bunu misafirler gelmeden yarım saat önce fark etmiştim...
“Pek belli olmuyor, anlamazlar” diye önlerine koyup, yüzlerini ekşiterek yemelerini seyretmem biraz abartı olabilir...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Kapak konusu!
PELİN BATU:
“-Paris…”
…
AYETULLAH SÖĞÜT:
“-Libya… Fas… Afrika… Gazze… Halep… Bağdat… Kabil… Kahire… Yemen… Somali… Bosna… Beyrut… Arakan… D. Türkistan… Cezayir… Daha sayayım mı?..”
xxx
ATİLLA TAŞ:
“-Bir gün tüm dünya Osmanlıca konuşacak! Diğer ülkelerin hepsi uzaya gidince buralar hep bize kalacak…”
…
M.ZEYNİ ATAKLI:
“-Bence bir tek sen kalırsın… Çünkü dünya malı dünyada kalır…”
xxx
MERVE TORKN:
“-Kafamdaki tek deli soru: 4 yıl daha nasıl katlanacağız len bunlara?..”
…
SERDAR KOCAHAN:
“-Biz 80 yıldır katlanıyoruz size! Siz de sıkın biraz dişinizi. Ama korkmayın sizin gibi asmayacağız, bu konuda şanslısınız…”