Kadın erkek gerçekleri...

Evlenmeden önce bir erkek kadının elini tutarsa bu “aşk’tır..
Evlendikten sonra ise “kendini müdafaa..”
...
Babaaaaa... Annemle evlenmeden önce araba kullanırken sana kim yardımcı oluyordu?..
...
İnsanın karısı ve sakızı arasında ne benzerlik vardır?..
İkisi de başlangıçta çok tatlıdır.. Daha sonra tatları gider ve şekilsizleşirler..
...
Sadece kül tablasını döküp sanki bütün evi temizlemiş havasını verebilen bir kişiye ‘Koca’ denilir..
...
Eğer bir adam o sırada oynadıkları oyunu ‘saçma sapan’ veya ‘çocukça’ buluyorsa;
Mutlaka karısı onu yeniyordur..!

Öğrendim ki; “-Umut geleceği hatırlama, mutluluk geçmişi unutma sanatıymış...”

Ana kumanda

(...STAR / Evlen Benimle)
EVLENECEK KADIN: Saçıma 5 bin harcıyorum her ay. Sosyal hayatı seviyorum, giyimime özen gösteriyorum...
SEDA SAYAN: Aylık kendine ne kadar harcıyorsun?..
EVLENECEK KADIN: 7-8 bin lira harcıyorum kendime...
STÜDYO KONUĞU: Sen bir kuaförle evlensen her ay 5 bin lira cepte kalır...

Krampon

SİGARA içen hastaların ilaç paralarını ödemeyecek olan SGK, Beşiktaş’lılarla ilgili de çalışma başlattıklarını duyurdu...
...
ÖMER Üründül: Galatasaray şampiyonluktan uzaklaştı… Bu benim kanaatim…”
...
L.MOSKOVA kalecisi Guilherme, “Fenerbahçe böyle ise Türk ordusunu hayal edemiyorum...”

Temel bir gün...
Temel’in bulunduğu ekip otosu trafik denetiminde bir yolcu minibüsünü durdurmuş...
Komiser sormaya başlamış;
“-Beyefendi lastikler kabak, çok eskimişler...”
-Bu yola lastik mi dayanır komiserim...
“-Sol sinyalin yanmıyor...”
-Bir ampul aldım mı tamamdır...
“-Fren balataları da eskimiş...”
-Zaten bu uyuşuk şey hızlı gitmiyor ki...
“-İyi de senin arka kapın da kopmuş...”
Konuşmaları dinleyen polis Temel adama acımış;
“-Komiserim; dört dörtlük arabayı nerden bulacaksın?... Bırakalım gitsin, altı üstü bir kapı...”

Aziz Yıldırım günlüğü...

-Düşünsene takım muhteşem oyun oynuyor, benim soyunma odasına inmeme gerek kalmıyor... Çıldırırsın...
-Neyse transfer dönemi kapandı yoksa beni bile alacaktı bu Fikret...
-Pereira’nın Fernandao’yu sevdiği kadar eşim sevmiyor beni...
-Van Persie okullarda ders olarak verilsin...
-Az önce Samandıra’da “Piston aşağı indieeeaa” diye bağırdım herkes gitti Terraneo yine kaldı...

Bizim pano

Mehmet’in orman yangını haberlerini izlerken yaptığı yorumu;
“-Yav hafta sonu pikniğe gittik... 5 kişi yarım saat uğraşarak bir mangalı yakamadık...
Bu ormanlar kendi kendine nasıl yanıyor, hâlâ anlamış değilim...”

Hayat!

Vefa ve samimiyet ilk prensipleriniz olmalıdır...
Eğer kusurların varsa, onlardan kurtulmaya çalışmalısın ve bundan korkmamalısın.
Yapılmış şeyler üzerinde konuşmak lüzumsuzdur, geçmiş şeyleri ayıplamak da manasızdır.
Bir insan sabahleyin doğru yolda ise, akşam saatlerinde de öyle kalacak ve bundan pişman olmayacaktır.
Tevazu ile konuşmayan bir kişi, zamanla bununla ilgili bütün kelimeleri de tamamıyla unutabilir.
Kelimelerin kuvvetini bilmeyen insanlarla esaslı bir konuyu konuşmak mümkün değildir.
İhtiyatlı insan nadiren hata işler.
Doğaya göre bütün insanlar birdir, fakat pratikte birbirlerinden dehşetli ayrılık gösterirler.
(...Konfüçyüs)

İtirafım var

(...isim: hakan k. ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor)
Özel bir hastanede doktorum... Bir gebeyi ultrasonla incelerken bulantılarının nasıl olduğunu sordum.
“Çok iyiyim, sürekli canım bir şeyler çekiyor, eşim de hiç üşenmeden bulup getiriyor, sağ olsun” dedi...
Canının neleri çektiğini sordum. Yazın sıcak günlerinde çilek, geçenlerde de erik ve karpuz çekmiş...
Çilekle eriği manavdan almışlar, karpuzu da beş yıldızlı bir otelden bulmuşlar...
Sadece bildiği değil duyduğu şeyleri de canı çekiyormuş...
Gazetede okuduğu kızılcık şerbetini o kadar aşermiş ki arayıp tarayıp bulamayınca yapmışlar, ama acı gelmiş, bir yudum içip bırakmış, “Meğerse canım istemiyormuş” dedi...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)