Aşk hastalığı!..

A -
A +

Elde edilişi:
“-Aşkı elde etmek için türlü yöntemler vardır. Birinci yöntem için ilkel maddeler, para, bir çift söz ve bir çift kesici gözdür. Çeşitli randevularla kristalleştirilir ve daha sonra saf olarak elde edilir...”
...
Fiziki özellikleri:
“-Pembe renkli kristallerden oluşur. Kalpte yerleşir. Keskin lezzetlidir. Özellikle iç organlarda hissedilir...”
...
Kimyasal özellikleri:
“-Kaba sözlerden alınır. Formülü hemen değişir. Aslında aşk dayanıklı bir madde değildir. Parasızlık, sefillik, yalancılıkla ‘geçimsiz’ bir ilaçtır...”
...
Saflık muayenesi:
“-Aşkın ne ölçüde ‘saf’ olduğunu anlamak için ihanet, aldatma, matrak geçmeyle ne ölçüde dayanıklı olduğu anlaşılır...”
...
Miktar tayini:
“-Aşk enjekte edilmiş ve hassas tartılmış bir insan, bir haftada kilo kaybederse bu uluslararası ölçülere göre en az Romeo-Juliet, Türk ölçülerine göre Leyla-Mecnun aşkına eşittir...”
...
İlacın kullanışı:
“-Nişan ve nikâhta az dozlarla alınmalı... Aşk çeşitli biçimlerde görülebilir. Bilim aşkı, sanat aşkı, doğa aşkı gibi...”
...
Hastalığın teşhisi:
“-Kalp çarpıntısı, uçma hissi, gözlerde kararma, sevdiğinden başkasını görememe şeklinde özel bir körlük. Mantık kaybı, uykusuzluk, iştahsızlık, terleme...”
...
İlacın kullanışı:
“-Kalbi hızlandırmak için, alçak dozda... Sinir sistemini uyarmak için yüksek dozda... Moral ve cesaret verici neşelendirici... Yüksek dozda öldürücü, alçak dozda güldürücü etkisi vardır...”
...
İlacın sloganı:
“-Karanfilim ez beni, oyalı tülbentten süz beni, sen kalem ol ben divit, reçeteye yaz beni...”

Öğrendim ki; “-Rakibini küçük düşürünce, zaferini değersizleştiriyorsun...”

İnsan...

“-Yaşamak bir başkası olmaktır.
Ve insan bugün, dün hissettiği gibi hissediyorsa, hissetmek imkânsızdır...
Dün hissedileni bugün de hissetmek, hissetmek değil, dün hissedilmiş olanı hatırlamaktır yalnızca...
Artık yok olmuş olan dünkü hayatın canlı cesedi olmaktır...

Dünyada yalnızım. Görmek, uzakta olmaktır.
Açıkça görmek, durmaktır.
Tahlil etmek, yabancılaşmaktır. İnsanlar bana değmeden geçiyor yanımdan.
Etrafımda havadan başka bir şey yok.
Kendimi o kadar tecrit edilmiş hissediyorum ki, üzerimdeki giysiyle aramdaki boşluğu bile algılıyorum...
    (...Fernando Pessoa)

İtirafım var

(...isim: canan arısüt ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi beş)
Sürücü kursunda müdürlük ve direksiyon öğretmenliği yapıyorum. Aslında beden eğitimi öğretmenliği mezunuyum...
Burada ne işim var onu da 3 yıldır bilmiyorum. Atanamayan müdür diyelim.
Sürücü adayı öğrencilerime itirafım var...
Yazılı ve direksiyon sınavlarına gelirken her dönem en az 3 kişi kimliksiz sınavlara geliyor ve ben her seferinde, “Kendinizi niye unutmadınız?... Kimliksiz nasıl gezersiniz?... Sınav bu ya kafeye çay içmeye mi geldiniz” diye atıflarda buluyordum...
Ta ki halk eğitim merkezinde açılan trafik ve çevre öğretmenliği kursuna katılıp sınava gittiğim ana kadar. Sınava arkadaş grubuyla gittik. Sınavdan önce çayımızı içtik. Sınav saati geldi sınıfa oturduk.
Halk Eğitim Müdürünün gelişi “Kimliklerinizi ya da ehliyetlerinizi çıkartın” deyişi...
O an ben iptal, ben şok! Ne ehliyet var ne de kimlik...
Bütün öğrencilerim Yeşilcam filmi gibi gözümün önünden geçti.
Başladım bahanelere ve tabiri caizse yalvarmaya...
Bu itirafı öğrencilerimden özür dilemek için yapıyorum...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

KRAMPON

ŞENOL Güneş Bursaspor maçı sonrası konuştu: “Nazardan bu kadar korunabildik!..”
...
HAMİ Mandıralı: “Lige ısınmaya başladık, 1-2 ay içinde özlenen Trabzonspor’u izlettireceğiz!…”
...
YEDİ hafta sonra ilk galibiyetini almak isteyen G.Saray, galibiyet serisini bir maça çıkarmak istiyor…
...
HİBRİT çimler kendini savundu; “Türk futbolu olarak zor bir dönemden geçiyoruz…”

Ana Kumanda...

(...BEYAZ TV / Derin Futbol)
AHMET ÇAKAR: Sinan Engin, söyle şimdi; sence Sosa’nın pozisyonu penaltı mı?…
SİNAN ENGİN: Flu penaltı…
xxx
SİNAN ENGİN: Bu pozisyon penaltı değilse neden itiraz etmediler?…
RASİM OZAN: Çünkü Japon adam, Japon dürüstlüğü var…
xxx
ERTEM ŞENER: Abdülkerim abi, sen TFF başkanı olsan ilk hamlen ne olur?...
ABDÜLKERİM DURMAZ: Fenerbahçe’yi şampiyon yaparım.

Bizim pano

BAHA: Tamam yarın sabah beni de kaldır gidelim...
SERDAR: Tamam kaldırırım... Dur telefonun alarmını kurayım...
BAHA: !...
SERDAR: Nereye gitti bu telefon yaa?...
BAHA: Telefonu kapat öyle ara fazla yazmasın...
SERDAR: Ha?... Ne?... Tamam kulağımdaymış zaten...

Aşk hastalığı!..

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.