Ya kadınlar olmasaydı?

A -
A +

-Kirli sepeti dolar taşar, ütüleneceklerden bir dağ oluşurdu...
...
-Sağlıksız beslenme yüzünden mideler ve bünyeler sarsılırdı...
...
-Tekstil sektörünün içler acısı hâle düştüğü dünya olurdu...
...
-Tekstil sektörü iflas noktasına gelirdi...
...
-Makyaj malzemeleri ve bakım ürünlerinin tüketimi yüzde 98 azalırdı...
...
-Erkekler daha az tıraş olmaya başlardı... 
...
-Ortalıkta kopuk düğmelerle dolaşılırdı...
...
-Sessizlik ve kaçınılmaz olarak huzur hayat bulurdu...
...
-Evlilik programları yayından kalkardı... Ne de güzel olurdu...
...
-Artık cidden “sadece futbol” konuşulurdu...
...
-Şiir yazılmayan bir dünya olurdu...

Öğrendim ki; “-Sıkıntıyı dışarıdakiler belirliyor... Mutluluk içinizdedir...”

Ayaküstü...

(...Survivor Türkiye Şampiyonları)
1. Etap taş atma: Tayyip Erdoğan.
2. Etap kokteyl hazırlama: Selahattin Demirtaş.
3. Etap aç kalma: Kemal Kılıçdaroğlu.
4. Etap işkenceye dayanma: G.Saray taraftarı.
5. Etap kıvırma: Atilla Taş...
6. Etap takım elbiseyle saunada kalma: Aziz Yıldırım.
7. Etap Ali Cengiz oyunu: Alman hükümeti.
8. Etap empati: Devlet Bahçeli...

Hayata dair...

-Hedefimiz büyük, ama basamakları küçük tutmalıyız... Yoksa ayağımız kırılır...
...
-İnsanlar önerilen formüllerden değil, yaşanan gerçeklerden etkilenir...
...
-Çok önemli sözler bile sık kullanılınca kıymetsiz olur...
...
-Tenkitlere açık olmalıyız... Ama her tenkide göre kendimizi ayarlamaya çalışırsak kendimiz olamayız...
...
-Gerilim anlarında dikkatli olmalıyız. Belki bizim okumuz yayda durabilir ama çevremizdeki gerilmiş yaylardaki oklar durmayabilir...
...
-Unutmaktan üzülmemeli... Unutmayı kendime yakıştıramıyorsam, hafızayı sahiplenemiyorum demektir...
...
-Zamanlarının büyük bir kısmını para kazanmak ve saklamakla geçiren, insanlar sonunda, en çok istediklerinin satın alınamayacak şeyler olduğunu anlarlar...
(...Aldous Huxley)

KRAMPON

MARİO Gomez; “Beni beğenmeyenlere şampiyonlar liginden selam olsun…”
...
İNGİLİZLER atasözünde düzenlemeye gitti; “UEFA Avrupa Ligi; her yıl düzenlenen, 48 takımın katıldığı ve sonunda Sevilla’nın kupa kazandığı bir turnuvadır…”
...
KONYA maçında sakatlanan Necip Uysal’ın sezonu kapattığı açıklandı...

Bizim pano

Talip tekrar sahnede...
Bilgisayardaki arıza için Sistem Destek’ten Adnan Abi’ye “Bir gelip bakar mısın” ricasında bulunmuş...
Aradan bir müddet geçtikten sonra Adnan Abi’yi Fatih’in masasının yanında görmüş ve basmış fırçayı;
“-Abicim işimiz gücümüz var, şuna bak dedik sen burada muhabbet ediyorsun...”
Adamcağız dönmüş ve söylenmiş;
“-Abi bana kimse bir şey söylemedi... Ben buraya başka bir şey için geldim...”
Anlaşıldığı gibi Adnan Abi değil, matbaada çalışan kardeşiymiş...

Sabri Reyiz günlüğü...

-Babam; “Eve varınca mutlaka beni ara” dedi. Eve geldim, 2 saattir bakmadığım yer kalmadı. Nereye saklandı acaba?...
...
-Kızlar kendini güldüren erkeklerden hoşlanırmış... Yarım saattir kendimi güldürmeye çalışıyorum...
...
-Hamit Altıntop’un sakatlığından beri Sevilla 2 tane UEFA Kupası aldı iyi mi?....
...
-Hamit’in emekliliği gelmiş, benimki araştırılacak...

Temel bir gün...

Temel, Trabzon’da faytonculuk yapıyormuş...
Bir gün durakta beklerken yanına şişman mı şişman bir adam gelmiş ve;
“Beni şu yokuşun başına kadar çıkarıver” demiş...
Temel bir şişman adama bakmış, bir de cılız atlarına ve müşterinin kulağına eğilerek fısıldamış;
“-Abi atlara görünmeden arkadan bin...”

İtirafım var

(...isim: duygu t. ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi yedi)
Düğün olacak ve biz evlenecek çiftin yakın arkadaşları olarak düğünde ne giyeceğimizi konuşuyoruz.
Boş bulunup, geline de sorulur;
“-Sen ne giyeceksin Duygu?…”

Metrobüsün tutunma direklerinden biri zannedip, engelli bir vatandaşın koltuk değneğine tutunmak…
Uzun süre böyle gittikten sonra inecek olan yolcunun,
“-Müsaade ederseniz inebilir miyim” demesi…

Süzme mercimek çorbası yaparken süzgece mercimeği döküp altına tencere koymayı unutmak…
Bu sebeple çorbanın lavaboya akışını izlemek…
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Ana Kumanda

(...TV 8 / Bay Tahmin)
MURAT ÖZARI: Elbistan’dan bir mesaj gelmiş.
FİKRET ENGİN: Yurt dışından mesaj alamıyoruz ki, nasıl gelmiş?...
MURAT ÖZARI: Elbistan Antep’te abi!.. Ne yaptın sen?...
FİKRET ENGİN: Haa, Türkiye’deki Elbistan... Tamam o zaman...
MURAT ÖZARI: Maraş’taymış zaten...

Ya kadınlar olmasaydı?

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.