Ayaküstü...
Hadi gari...
Seni partin aday gösterdi.
Tamam.
Seni halk seçti.
Tamam.
Beş yıl için seçti.
Tamam.
Koltuklar emanettir.
Tamam.
Aksi takdirde, istifa da bir erdemdir.
Tamam.
Kabak tadı verdi.
Tamam.
Gidecekseniz bir an önce gidin.
Tamam.
Bi’ de sizi düşünmeyelim.
Tamam.
Ne kendiniz, ne partiniz yıpransın.
Tamam.
Yeri dolmayacak insan yok.
Tamam.
Hizmette yer sıkıntısı yok.
Tamam.
Gitmek var, küsmek yok.
Tamam.
Yolunuz açık olsun.
Tamam.
Torunlarınıza iyi bakın.
Tamam.
(...Mustafa Koç/Okur-Yazar)
Öğrendim ki; “-Sadece korkaklar hata yapmıyor…”
Ana Kumanda
(...NTV – Yüzde Yüz Futbol)
MURAT KOSOVA: Valbuena’yı beğeniyor musun?.. Yani kumaşını nasıl buluyorsun?..
RIDVAN DİLMEN: Polyester...
(...CİNE 5 -
Magazin)
HANDE YENER: Son günlerde nazara geliyorum, her şey ters gidiyor...
MUHABİR: Nazar değmesin diye mi yeşil kolye taktınız...
(...KANAL D - Magazin D)
MUHABİR: Sizin hiç istikrarlı beraberlikleriniz olmuyor?..
HİLÂL CEBECİ: Hiçbir sevgilim 156 olan IQ seviyemi kaldıramadı...
KRAMPON
TRABZON’un yeni hocası Rıza Çalımbay, Trabzon’a ayak basmadan istifaya davet edilerek yeni bir rekora imza attı…
EMNİYET; Volkan ve Sabri’nin oynamadığı dünkü derbide, güvenlik tedbirlerini yarı yarıya azalttı…
G.SARAY maçının hazırlıklarını sürdüren Trabzonspor, sarı-kırmızılı takımı yenip galibiyet serisini 1’e çıkarmak istiyor…
Beden dili!
-Konuşurken gözlerini kaçırmak...
“-Az sonra olacaklardan sorumlu değilim...”
...
-Otururken ellerini birbirine kavuşturmak...
“-Seni dinlemiyorum, ama birazdan sen beni dinleyeceksin...”
...
-Konuşurken saçlarıyla oynamak...
“-Saçlarımdaki değişiklik için son ipucu... Yine fark etmezsen karışmam...”
...
-Bacak bacak üstüne atmak...
“-Tartışma aleyhime gelişiyor, dikkat dağıtayım...”
…
-Konuşurken kulak memesiyle oynamak...
“-İhtiyaç olmazsa almazdım herhâlde... Küpe sözünü hatırlattırma bana...”
...
-Bacakları toplayıp, üstüne oturmak...
“-Doğalgaz faturasını açıklamanın yolunu arıyorum...”
...
-Kucağa yastık alıp oturmak...
“-Tartışma ilerleyince kafasına mı atsam, duvara mı?..”
...
-Hiçbir şey konuşmayıp, sadece tırnak yemek...
“-Bugün ev telefonu çalıp kapandı... Yine eskileri açacağım...”
itirafım var...
(...isim: mustafa ...şehir istanbul ...yaş: on dokuz)
Dün bir arkadaşı askere uğurlamak için otogara gitmiştik...
Üzerimde siyah pantolon beyaz gömlek vardı...
Otobüsün kalkış saatini beklerken yanıma biri geldi ve “Abi” dedi; “Bagaj”...
Duraksadım, “Biz koyduk bavulu ama” dedim...
“Yok” dedi, “Bagajı siz almıyor musunuz” falan dedi...
İlk başta anlamadım, sonra o firmanın muavinlerini görünce anladım...
Ama bayağı bir süre gülüşmelere neden oldu..
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
Temel’in yeri...
Otoyol polisi, Temel’i durdurmuş;
-Çok yavaş gidiyorsunuz beyefendi...
“-Yoldaki işaretlerde 5 yazıyor da...”
-Efendim o otoyol numarası... O sırada arka koltukta oturan Dursun’la İdris başlarını sallayıp birbirlerine sarılmaya başlamışlar...
“Ne oldu bunlara” diye sormuş polis...
Temel sinirle direksiyonu kavrayıp gözlerini kısmış;
“-Biraz önce 261 No’lu yoldan geçmiştik de...”
Bizim pano
Eren’le Hüseyin’in çocukları, aynı gün doğdu...
Karşılaşınca hangisinin büyük olduğunu tespit etmeye çalışıyorlar;
-Saat kaçta doğdu seninki?..
“-Seninki benimkinden büyüktür, ben daha kayıt yaptırmadım...”
Mehmet Abi’yi arabayla evine bırakırken hayretle bakıp “Ya abi bizim alt sokağın ismini değiştirmişler” dedi...
Emin olmak için geri vitese takıp biraz gittikten sonra sokağın başındaki tabelayı gördük;
“-Buraya çöp dökmek yasaktır...”
Serdar tezgâhtarlık yaparken; dilencinin biri dükkâna girmiş...
“Patron yok amca” diye adamı dışarı çıkarmaya çalışmış...
Fakat sonradan; adamın alerjisi olduğu için maske taktığı, gerçekte müşteri olduğu anlaşılmış...
Acı…
Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum...
Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu...
Acı insanın yüreğini paralayan, sırrını kimseye anlatmadan birlikte ölmesi gereken şeydi...
Kollarda, kafada en ufak güç bırakmayan;
Yastıkta kafayı bir yandan öbürüne çevirme cesaretini bile yok eden şeydi...
(...Jose Maura de Vasconcelos)
