"Nemmâm Cennete giremez"

A -
A +

Nemîme; söylenmesi hoş olmayan bir şeyi açığa çıkarmak, ifşa etmektir. Nemîme, birinin aleyhinde konuşulan sözü, o kimseye ulaştırmak, fitne çıkarmak, ara açmak için insanlar arasında söz taşımak demektir. Kur'an-ı kerimde Kalem suresinde mealen; (Dili ile iğneleyen, koğuculuk eden) buyuruluyor. Hümeze suresinde; (Dili ile çekiştirip, yüzünden de alay eden) buyuruluyor. Hümeze, nemmâmlık eden demektir. Tebbet suresinde de; (Odun hamalı) buyuruluyor. Ebu Lehebin karısı için buyurulmuştu. Bu kadın nemmâm idi ve laf taşırdı. Lut aleyhisselâmın hanımı, eve gelenleri haber verirdi. Nuh aleyhisselâmın hanımı da, Nuh aleyhisselâma mecnun derdi. Huzeyfe-tül-Yemânî hazretlerinin bizzât işiterek rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte Peygamber efendimiz: (Nemmâm, Cennete giremez) buyurmuşlardır. Ka'b-ül Ahbar hazretleri şöyle nakletmektedir: "Musa aleyhisselam zamanında kıtlık olmuştu. Yağmur duasına çıkıldığı halde, yağmur yağmadı. Allahü teâlâ Musa aleyhisselama vahyederek; (Koğuculukta ısrar eden nemmâm, aranızda bulundukça, sana ve ümmetine icabet etmem, duanızı kabul etmem) buyurdu. Bunun üzerine Musa aleyhisselam: (Ya Rabbi, içimizde nemmâmlık yapan kim ise, onu bize bildir ve onu kovalım) diye niyazda bulununca Cenâb-ı Hak; (Ya Musa, ben sizi nemmâmlıktan men ederken, kendim mi nemmâm olayım?) buyurmuştur." Hizmetçinin kusuru!.. Hammâd bin Seleme hazretleri şöyle bir hâdise nakletmektedir: "Bir kimse, bir hizmetçi tutmak ister ve bir hizmetçi de bulur. Bu hizmetçinin bir kusuru olup olmadığını sorduğu zaman, kendisine; - Her şeyi güzel de biraz nemmâmlığı vardır, söz taşır denir. O kimse de; - Bu bir şey değilmiş, ben kabul ediyorum diyerek hizmetçiyi evine götürür. Hizmetçi bir gün evin hanımına; - Kocan seni sevmiyor. Seni bırakıp başka birisiyle evlenecek der. Ve istersen ben bir büyü yapayım, kocan seni sevsin. Ancak bu büyü için kocanın sakalından birkaç tel getirmen lazım der. Daha sonra kadının kocasına giderek; - Sen hanımına bu kadar iyilik yapıyorsun, bakıyorsun, değer veriyorsun ama, senin hanımının gözü dışarıda. Seni öldürüp başka biriyle evlenecek ve senin servetini onunla yiyecek der. Adam bu sözlere inanmayınca; -İstersen uyur gibi yap durumu yakınen görürsün der. Adam hınımını denemek için gerçekten uykusu gelmiş gibi yapar ve yatar. Hizmetçi hemen kadının yanına gidip; - Kocan uyuyor. Bu tam fırsattır, hemen sakalından birkaç tel kes getir, der. Kadıncağız eline usturayı alarak, kocasının yanına yaklaşır. Uyur gibi yapan adam, hanımının ustura ile kendisine doğru geldiğini görünce hemen ayağa kalkar ve hanımını öldürür. Hizmetçi hemen kadının akrabasına durumu haber verir ve iki aile hatta kabile birbirine girer ve perişan olurlar." İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki; "Nemîmeye ruhsat vermek yani söz taşıyana izin vermek, nemîmeden yani söz taşımaktan daha kötüdür. Birinci olarak: Nemîmeyi dinleyeni tasdîk etmemelidir, dinlememelidir. Zîrâ nemmâm, Müslümânlar indinde kötü kişidir. İkinci olarak: Söz taşıyanı, nemmâmı, söz taşımaktan men etmelidir. Üçüncü olarak: Tanımadığı şahsa söz taşıyıcılık sebebi ile sû'i zân etmemelidir. Zîrâ Müslümânlara sû'i zân harâmdır. Dördüncü olarak: Nemmâmın, söz taşıyıcının verdiği haberi araştırmamalıdır. Zîrâ tecessüs yani araştırmak harâmdır. Beşinci olarak: Nemmâmın haber verdiğini, nemmâm gibi, başka kimseye söylememelidir." Kabir azâbından kurtulmak için Ebü'l-Leys-i Semerkandî hazretleri buyurdu ki: "Kabir azâbından kurtulmak isteyen şu dört şeye sarılmalı ve şu dört şeyden de kaçınmalıdır. Sarılması gereken dört şey şunlardır: 1-Namazları doğru kılmalı, 2-Zekâtı vermeli, 3-Kur'ân-ı kerîm okumalı, 4-Allahü teâlâyı unutmayıp, çok anmalı ve zikretmelidir. Kaçınılması îcâb eden dört şey şunlardır: 1-Yalan söylememeli, 2-Hıyânet etmemeli, 3-Koğuculuk, yapmamalı, 4-Üzerine idrar sıçratmamalıdır. Resûlullah efendimiz; (İdrârdan sakınınız. Zîrâ kabir azâbının çoğu ondandır) buyurdu" Katâde bin Nu'mân hazretleri; "Kabir azâbı üç şeyden meydana gelir: Bunun üçte biri gıybet, diğer üçte biri nemîme yani söz taşıma, diğer üçte biri de idrardan sakınmamaktır" buyurmuştur İmâm-ı Câfer-i Sâdık hazretleri, oğluna nasihat ederek; "Ey oğlum, insanlara kızmaktan çok sakın çünkü sana da kızarlar. Boş iş ve söze karışmaktan sakın çünkü aşağılanırsın. Laf taşımaktan çok sakın. Çünkü söz taşımak insanların kalbinde düşmanlığı arttırır. İnsanların ayıplarını görme, insanların ayıplarını gören onların hedefi olur" buyurmuştur. "Yâ hayır söyle ya da sus!" Gıybet etmemeli, nemîme yanî Müslümânlar arasında söz taşımamalıdır. Bu iki günâhı işleyenlere çeşitli azâblar yapılacağı bildirilmiştir. Peygamber efendimiz; (Allah indinde en sevimliniz, ahlâkı güzel ve insanlarla güzel geçinenizdir. En sevimsiz olanınız da, insanlar arasında laf taşıyan, dostları arasını açmak için çalışan ve temiz insanlarda kusur arayanınızdır) buyurmuşlardır. Müslümânların ayıplarını örtmek, gizli günâhlarını yaymamak ve kusûrlarını affetmek çok sevâbtır. Peygamber efendimiz; (Yâ hayır söyle veya sus. Susan kurtulur) buyurmuşlardır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.