Kendini öven, başkasını kötüler

A -
A +

Allahü teâlâ, ilim, kudret gibi bütün sıfatlarından kullarına biraz ihsân buyurmuştur. Fakat, yalnız üç sıfatı kendine mahsûstur. Bu üç sıfattan hiçbir mahlûkuna vermemiştir. Bu üç sıfatı, kibriyâ, ganî olmak ve yaratmak sıfatlarıdır. Kibriyâ, büyüklük, üstünlük demektir. Ganî olmak, başkalarına muhtaç olmamak, her şey O'na muhtaç olmak demektir. Bunun için kibirlenmek, Allahü teâlânın sıfatına, hakkına tecâvüz etmek olur. Kullara kibirlenmek yakışmaz. En büyük günâhtır. Hadîs-i kudsîde; (Azamet ve kibriyâ bana mahsûstur: Bu iki sıfatta, bana ortak olmak isteyenlere, çok acı azâb ederim) buyuruldu. Bu sebeple islâm âlimleri, tasavvuf büyükleri, her zamân, müslümânlara tevâzu yani alçak gönüllü olmayı emir buyurmuştur. Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, sevenleri ile beraber dicle nehri kenârında otururken, orada bulunanlardan birisi, kendisini övücü sözler söylence; "Dünyâda, benden aşağı bir müslümân bulunacağını sanmam" buyurarak, oradakileri gaflet uykusundan uyandırmıştır. İnsanları, kendilerinde bulunmayan sıfatlarla, yalan sözlerle övmenin haram, günah olduğu kitaplarda yazılıdır. Peygamber efendimiz; (Medh olunmayı, övülmeyi sevmek, insanı kör ve sağır eder. Kabâhatlerini, kusûrlarını görmez olur. Doğru sözleri, kendisine yapılan nasîhatları işitmez olur) buyurmuştur. İnsanlara zulmeden zâlim bir kimseyi, âdil diyerek övmenin ve din düşmanlarının ölüsüne, dirisine duâ etmenin de, imânı tehlikeye sokacağı, yine kitaplarda yazılıdır. Hadîs-i şerîfde; (Fâsık medholunduğu zamân, Rabbimiz gadaba gelir) buyurulmuştur. Çok kimse, yaratılışta sefîh yani aklı az olur. Böyle bir kimsenin eline çalışmadan, alın teri dökmeden mal geçerse, edindiği kötü arkadaşları, bu mala konmak için, dağıtmasını, saklamanın, arttırmanın erkeklik, yiğitlik olmadığını söyleyerek onu kandırırlar ve isrâf etmesine, haram ve günah olan yerlere harcamasına yol açarlar. Bunun içindir ki, kötü arkadaşlardan kaçmakla emrolunduk. Zengin çocuklarının çoğu, böyle isrâfa alışmakta ve sefîh olmaktadırlar. Sefâheti arttıran sebeplerin başında, insanların çok hürmet, saygı göstermesi, yüz vermesi, onu övmeleri gelmektedir. Bunun için Celâleddîn-i Devânî hazretleri; "Çocuğa büyüklerin âdeti olan temiz, tayyib bir kazanç getirecek iş yaptırmalıdır. Baba veya anasından kendine ulaşana güvendirmemelidir. Çünkü babalarının malı, parası ile gururlanan, övünen zengin çocukları, sanat öğrenmekten mahrûm olmuşlar, durumları değişince de sıkıntıya düşmüşlerdir" buyurmuştur. Övülmeyi sevmek, kalb hastalıklarından yani kalbin hasta olmasındandır. Bunun sebebi, insanın kendini beğenmesi, yüksek, iyi sanmasıdır. Medh olunmak, böyle kimselere tatlı gelir. Bunun üstünlük, iyilik olmadığını, olsa da, geçici olduğunu düşünmelidir. İbn-i Vefâ hazretleri, sevdiği birine hitaben; "Devamlı elde kalmayacak olan bir şeyin varlığı ile övünmek ve kendi başına da gelebilecek bir şeyden dolayı başkasını ayıplamak ahmaklıktır. Çünkü pek iyi bilirsin ki, başkasının başına gelen senin, senin başına gelen şey de, başkasına revâ görülebilir" buyurmuştur. Başkalarının sevgisine ve onların övmelerine kavuşmak için, dünyâ işleri ile, onlara iyilik yapmak, riyâ olur. İbâdet ile olan riyâ bundan dahâ kötüdür. Allahü teâlânın rızâsını hiç düşünmeden yapılan riyâ ise, hepsinden dahâ fenâdır. Ahmed bin Hanbel hazretleri; "İnsanların ahmak sınıfı, kendilerinin övülmelerinden hoşlananlarıdır" buyurmaktadır. İnsanın, kendini övmesi veya övülmeyi sevmesi, hep nefsine düşkün olması sebebiyledir. Bir kimsenin kalbinde ya Allahü teâlânın sevgisi veya nefsinin sevgisi bulunur. Zira kalbin, birden fazla şeye muhabbeti, sevgisi olmaz. Sevilen şeylerin çokluğu, her ne kadar birden fazla şeye kalbin muhabbetini gösterse de, yine sevgisi birdir ve o da kişinin kendi nefsidir. Bu kimsenin bu şeylere olan muhabbeti, hep nefsine olan sevgisinin parçalarıdır. Kişinin nefsine olan muhabbeti, sevgisi, yok olursa, onlara olan sevgisi de yok olur. Ma'rûf-ı Kerhî hazretleri; "Dilini, başkalarını kötülemek ve aşağılamaktan koruduğun gibi, medh etmekten de koru" buyurmuştur. Netice olarak, kişinin kendini övmesi ve başkaları tarıfından övülmeyi sevmesi, hep kendi nefsini sevmesindendir. Nefsini seven, kendini över ve herkesin de kendisini övmesini bekler. Kendisini beğenen ve öven bir kimse, başkalarını beğenemez ve onlardaki güzellikleri, üstünlükleri anlıyamaz ve böylece onları kötüler. Ali Kazvânî hazretlerinin buyurduğu gibi: "Kendini çok öven bir kimse, başkasını da aynı derecede kötüler. Başkasını fazla kötüleyen de, kendisini aynı derecede medheder, över."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.