Evliyâ, hârikalar gösteren değildir!

A -
A +

Evliyâ; velî kelimesinin çoğuludur. Dostlar, Allahü teâlânın sevgili kulları, nefsin esâretinden kurtulup, sözleri, işleri ve hareketleri İslâmiyete uygun olanlar, devamlı Allahü teâlâyı hatırlayıp, ananlar anlamına gelmektedir. Dünyâ sevgisini ve bunları hâtırlamayı kalbinden çıkaran Müslümana, sâlih Müslümân denir. Helâl olsun, mubâh olsun, mâ-sivâyı yani Allahü teâlâdan başka her şeyi hâtırlamayı da kalbinden çıkaran ve bu nimete kavuşan Müslümâna ise, velî ve evliyâ denir. İnsanları Müslümân ve sâlih yapmak için uğraşan velîye ise, mürşid yani yol gösteren denir. Peygamber efendimiz; (Evliyâ ol kimselerdir ki, onlar görülünce, Allah hâtırlanır) buyurmuştur. Allahü teâlâ, akıl ile anlaşılamayan şeyleri görüp anlayabilen başka bir kuvveti, sevdiği kullarına verir. Bu kuvvete kalb gözü ve bu kullara evliyâ denir. Evliyâ, kalb gözleri ile görüp anlar ve birbirlerine anlatırlar. HER ŞEYİ ÖĞRENİR... Evliyâ, her şeyi öğrenir, bilir. İslâmiyete uymakta, dünyâ işlerinde aklını kullanır. Hesâbını yapmakta, sanatında, ticâretinde hiç hatâ yapmaz. Fakat, aklındaki düşünceler, kalbine sirâyet etmez, bulaşmaz. İslâmiyete uymayan kimse, hârikulâde şeyler yapabilir. Bunlara kerâmet denmez, istidrâc denir. Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri evliyâ olarak bilinen birisini görmek için giderken, o kimsenin karşıdan geldiğini ve kıbleye karşı tükürdüğünü görünce, hemen geriye döner ve buyurur ki: "Bu adam, Resûlullah efendimizin edeblerinden birine uymadı. Velî olamaz. Kerâmetler gösteren biri, meselâ su üstünde yürüse, bir anda uzaklara gitse, havada uçsa, İslâmiyete uymadıkça, bunu velî sanmayınız!" Peygamberlerin hârikalar göstermesi lâzımdır. Böylece Peygamber, Peygamber olmayandan ayrılır. Çünkü nebînin Peygamberliğini tanımak, herkese lâzımdır. Evliyâ, insanları, kendi Peygamberinin dinine çağırdığı için, Peygamberinin mûcizeleri kendilerine yetişir. Evliyâ, eğer İslâmiyetten başka bir şeye çağırmış olsaydı, o zamân, hârikalar göstermesi elbette lâzım olurdu. İslâmiyete çağırdığı için, hârika göstermesi lâzım değildir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: "İnsanların çoğu, Allahü teâlâdan kesilmiş olduklarından ve hep dünyâyı düşündükleri için, maddeleri keşfedenlere, mahlûklardan bilmediklerini haber verenlere kıymet verirler. Onları büyük bilirler. Onları evliyâ ve Allahü teâlânın seçilmiş kulları sanırlar. Hakîkatten haber verenlere dönüp bakmazlar. Bunların Allahü teâlâdan bildirdiklerine inanmazlar. 'Bunlar, dedikleri gibi evliyâ olsalardı, bizim hâllerimizden ve mahlûkların hâllerinden haber verirlerdi. Mahlûkların hâllerini bilmeyen kimse, bundan dahâ yüksek olan şeyleri nasıl bilir?' derler, bu bozuk ölçüleri ile evliyâya inanmazlar, doğru sözü görmezler ve işitmezler..." Din âlimleri, herkesi, kitâplarda yazılan emirleri yapmaya çağırır. Evliyâ ise, hem buna çağırır, hem de İslâmiyetin bâtınına dâvet eder. Önce İslâmiyete çağırır, sonra da, Allahü teâlânın ismini zikretmeyi gösterir. Her zamân, aralıksız olarak, zikr-i ilâhî ile olmayı ehemmiyetle isterler. ÜÇ ALÂMETİ VARDIR... Ebû Abdullah Seczî hazretleri buyuruyor ki: "Evliyânın alâmeti üçtür: Birincisi, derecesi yükseldikçe tevâzûsu, alçak gönüllülüğü artar. İkincisi, elinde imkân bulunduğu halde dünyâya değer vermez. Üçüncüsü, intikam almaya gücü yettiği halde merhametli ve insaflı davranarak intikam almaz." Netice olarak, bu dünyâda evliyânın belli olması ve hârikalar göstermesi lâzım değildir. Zira burada hak ile bâtılın, doğru ile yanlışın karışması lâzımdır. Velînin, kendi vilâyetini bilmesi de şart değildir. Kendi vilâyetini bilmeyen evliyâ çok idi. Bunları, başkaları nasıl tanıyabilir? Zaten tanımalarına lüzûm da yoktur. Ama evliyâ, az olsa da, kıyâmete kadar mevcût olacaktır. Ve Ma'rûf-ı Kerhî hazretlerinin buyurduğu gibi: "Evliyânın üç alâmeti vardır: Düşüncesi Hak ola, işleyeceği işi Hak ile işleye, meşgûliyeti dâima Hak ile ola."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.