Tövbenin kabul olması için...

A -
A +

Tövbe, harâm, günah olan bir şeyi işledikten sonra, pişmân olup, Allahü teâlâdan korkmak, bir dahâ yapmamaya azmetmek, karâr vermek demektir. İşlenen her günâhtan sonra tövbe etmek lâzımdır. Tövbenin doğru olması için, üç şart vardır: 1-Günâha hemen son vermek. 2-Günâhı yaptığına pişmân olmak. Zira hadîs-i şerîfte; (Pişmân olmak tövbedir) buyurulmuştur. 3-İşlediği günâhı, bir dahâ hiç yapmamaya azmetmek, karar vermektir. Eğer işlenen günâhlarda kul hakkı da varsa, hak sahibinin hakkını ödeyip, helâlleşmek de lâzımdır. Mâide sûresinin 38. âyet-i kerîmesinde meâlen; (Bir kimse, günâh işleyip, sonra tövbe eder ve sâlih amel işlerse, Allahü teâlâ tövbesini, elbette kabûl eder) buyurulmuştur. TÖVBE ETMEK FARZDIR Allahü teâlâ, tövbe edenleri sever, affeder. O günâhı tekrâr yaparsa, tövbesi bozulmaz, ikinci bir tövbe lâzım olur. Hak sâhiblerine haklarını ödemek veyâ helâl ettirmek, gıybet ettiği kimseden af dilemek ve rızâsını almak, yapmamış olduğu farzları kazâ etmek farzdır. Bunlar tövbenin kendisi değil, şartıdırlar. Bir lirayı sâhibine geri vermek, bin sene nâfile ibâdet yapmaktan ve yetmiş nâfile hacdan dahâ iyidir. Günâhı bir dahâ yaparsam tövbem bozulur diyerek, tövbe yapmamak doğru değildir, câhilliktir, şeytânın aldatmasıdır. Zira tövbeyi bir sâat geciktirince, günâh iki kat olur. Her günâhı yaptıktan sonra tövbe etmek farzdır ve her günâhın tövbesi de kabûl olur. İmâm-ı Gazâlî hazretleri; "Şartlarına uygun yapılan tövbe, muhakkak kabûl olur. Tövbenin kabûl edileceğinde şüphe etmemelidir. Tövbenin şartlarına uygun olmasında şüphe etmelidir" buyurmaktadır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: "Günâhlarına tövbe etmek, herkese farz-ı ayndır. Hiç kimse tövbeden kurtulamaz. Nasıl kurtulur ki, Peygamberlerin hepsi tövbe ederdi. Peygamberlerin sonuncusu ve en yükseği olan Muhammed aleyhisselâm buyuruyor ki: (Kalbimde envâr-ı ilâhiyyenin gelmesine engel olan perde hâsıl oluyor. Bunun için her gün, yetmiş kerre istigfâr ediyorum.) Yapılan günâhta, kul hakkı bulunmayıp, zinâ yapmak, alkollü içki içmek, çalgı dinlemek, Kur'ân-ı kerîmi abdestsiz tutmak ve yanlış inanışlara saplanmak gibi, yalnız Allahü teâlâ ile kendi arasında olursa, böyle günâhlara tövbe etmek, pişmân olmakla, istigfâr okumakla, Allahü teâlâdan utanıp, sıkılıp, Ondan af dilemekle olur. Farzlardan birini özürsüz terk etti ise, tövbe için, bunlarla birlikte, o farzı da yapmak lâzımdır." Tövbe edilmeyen herhangi bir günâhtan Allahü teâlâ intikâm alabilir. Çünkü Allahü teâlânın gadabı, günâhlar içinde saklıdır. Allahü teâlâ pek kuvvetli, herkese gâlib ve intikâm alıcıdır. Yüz bin sene ibâdet eden makbûl bir kulunu, bir günâh için, sonsuz olarak reddedebilir ve hiçbir şeyden çekinmez. Nitekim iki yüz bin sene itâat eden İblîs'in, kibredip, secde etmediği için, ebedî melûn olduğunu, Kur'ân-ı kerîm haber veriyor. Yeryüzünde halîfesi olan, Âdem aleyhisselâmın oğlunu, bir adam öldürdüğü için, ebedî tardeyledi. BİR GÜNAH SEBEBİYLE!.. Kârûn, Mûsâ aleyhisselâmın akrabâsı idi. Mûsâ aleyhisselâm buna hayır duâ edip ve kimyâ ilmi öğretip, o kadar zengin olmuştu ki, yalnız hazînelerinin anahtarlarını kırk katır taşırdı. Birkaç kuruş zekât vermediği için, bütün malı ile birlikte, yer altına sokuldu. Sa'lebe, sahâbe arasında çok zâhid idi. Çok ibâdet ederdi, câmiden çıkmazdı. Bir kerre sözünde durmadığı için, sahâbîlik şerefine kavuşamadı, îmânsız gitti. Allahü teâlâ, bunlar gibi dahâ nice kimselerden, bir günâh sebebi ile, böyle intikâm almıştır. Bu sebeple, her müminin günâh işlemekten çok korkması ve ufak bir günâh işleyince hemen tövbe, istigfâr etmesi, yalvarması lâzımdır. Netice olarak Rıyâd-un-nâsıhîn kitabında buyurulduğu gibi: "Tövbe kalb, dil ve günâh işleyen âzâ ile birlikte olmalıdır. Kalb pişmân olmalı, dil duâ etmeli, yalvarmalı, âzâ da günâhtan çekilmelidir. Kul hakkı bulunan günâhlara tövbe etmek için, o kulu hoşnûd etmek, râzı etmek de lâzımdır."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.