"İsteyene verdiğim, ateş olur!.."

A -
A +

Dinimiz, dilenmeyi, istemeyi değil, vermeyi emir ve tavsiye etmiştir. Zira veren aziz, alan ise zelil olur. Bu sebeple bir günlük yani sabah ve akşam yiyeceği olan kimsenin, başkasından bir şey istemesi harâm olur. Bir gün Peygamber efendimiz; -İhtiyacını karşılayacak bir şeyi varken, bir şey isteyen, muhakkak Cehennem ateşini çoğaltmış olur buyurunca, orada bulunanlar; -Ya Resûlallah, istemeye mani olan zenginlik nedir? diye suâl ederler. Peygamber efendimiz de; (Sabah ve akşam yiyeceği kadar bir mala sahip olmak veya sabah ve akşam karnını doyuracak kadar yiyeceği olmak) diye cevap vermişlerdir. Hadîkada, "And vererek, meselâ Allah aşkına diyerek bir kimseden dünyâlık bir şey istemek câiz değildir. Hadîs-i şerîfte, bunların mel'ûn oldukları bildirildi" buyurulmaktadır. CAMİDE DİLENMEK HARAMDIR Câmide cemâat arasında dolaşarak dilenmek ve bunlara sadaka vermek de harâmdır. Böyle dilenenleri câmiden çıkarmalıdır. Bir seferinde Peygamber efendimiz, yemin ederek; -İsteyene verdiğim sadaka ateş olur buyurunca, hazret-i Ömer; -Ya Resulallah, öyleyse niçin veriyorsunuz? diye sorar. Peygamber efendimiz de cevabında; -Ben cimrilik yapamam buyurur. Muhammed Ma'sûm Fârûkî hazretleri, Mektûbât kitâbında buyuruyor ki: "Bir günlük yiyeceği olmayanın, bunu istemesi câiz olduğuna fetvâ verilmiştir. Takvâ ve azîmet ise, hiç istememektir. Ölüm ve hastalık tehlikesi gibi zarûret hâlinde, mubâh olur. Elbisesi olmayanın, bu şartlarda, giyecek istemesi mubâh olur. Çalışıp kazanabilen kimsenin dilenmesi câiz değildir. Din bilgilerine çalışıp da, kazanmaya vakit bulamayanın, istemesi câiz olur. Kazanabilenin istemesi, câiz değildir. Mişkât şerhinde diyor ki; 'Çalışamayan hastanın, bir günlük yiyecek dilenmesi câizdir. Fazlası câiz değildir. Nâfile namâz ve nâfile oruç sebebi ile çalışmaya vakit bulamayanın zekât ve sadaka istemesi câiz değildir. Bunun için, başkasının sadaka istemesi câiz olur.' Sadaka istemekte üç zarar vardır. Allahü teâlânın, ni'meti az gönderdiğini haber vermektir ki, harâmdır. Kendini zelîl etmektir. Mü'minin Allahü teâlâdan başkasına boyun bükmesi câiz değildir. İstenilen kimseye de eziyet etmektir. Zarûret olmadıkça, bu da harâmdır. Bunun için, takvâ sâhipleri, kimseden bir şey istememişlerdir. Bişr-i Hâfî hazretleri, Sırrı-î Sekatî hazretlerinden başka kimseden bir şey istemez ve; 'Onun mal verince, sevineceğini biliyorum, onu sevindirmek için istiyorum' buyururdu. Bişr-i Hâfî hazretleri buyurdu ki: Üç çeşit fakîr vardır: İstemez, verince de almaz. Bunlar, İlliyyînde melekler iledirler. İstemez, verince alır. Bunlar, Cennetlerde mukarreblerledir. İhtiyâcı olunca ister. Bunlar, sâdıklar olup, Eshâb-ı yemîn iledirler..." Netîce olarak; zarûret olmadan dilenmek, başkasından bir şey istemek, harâmdır ve çirkindir. Sabâh ve akşam rızkı olup da, dilenen bir kimse, Cehennem ateşini çoğaltmış olur. Zira hadîs-i şerîfte; (Zenginin bir şey istemesi kıyâmette yüzünde lekedir ve aldığı şey ateştir. Az ise ateş, çok ise çok ateş) buyurulmuştur. Ancak zarûret ve ihtiyâç hâlinde istemek, mubâh olur. Bu hâl de, o kimsenin derecesinin azalmasına sebep olur. Ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kalanın istemesi ise, vâcib olur. İstemeyip ölürse, günâha girer. İSTEMEDEN GELEN ŞEY... Resûlullah efendimiz, hazret-i Ömere hediye göndermişti. Hazret-i Ömer de bu hediyeyi almayıp geri gönderir. Daha sonra Peygamber efendimiz; -Niçin almadın? buyurunca; -Yâ Resûlallah, (En hayırlınız, kimseden bir şey almayandır) buyurmuştunuz, o sebeple almadım diye arz eder. Peygamber efendimiz; -O sözüm, isteyip de almak içindi. İstemeden gelen şey, Allahü teâlânın gönderdiği rızıktır buyururlar. Bunun üzerine hazret-i Ömer; -Allahü teâlâya yemîn ederim ki, kimseden bir şey istemeyeceğim ve istemeden gelen her şeyi alacağım cevabını verir. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi: (Kim insanlardan bir şey istemezse, Allahü teâlâ onu zengin eder. Kanâat edene de Allah kâfidir.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.