Seven, sevdiğinin yolunda olur

A -
A +

İnsanın, inanmak, sevmek, korkmak, kalbindedir. İtikâd eden, yani îmân eden ve kâfir olan, kalbdir. Kalbi temiz olan, İslâmiyyete uyar, kötü olan ise İslâmiyetten uzaklaşır. Güzel, iyi ahlâkın ve kötü huyların yeri kalbdir. Kalb, yürekte bulunan bir kuvvettir ki, buna gönül denir. Bedendeki bütün organlar, kalbin emrindedir. Bir kimseyi sevmek için, onun yolunda olmak, onun sevdiklerini sevmek lâzımdır. Bu sebeple her mü'minin, Resûlullah efendimizi çok sevmesi lâzımdır. Onu çok seven, Onu çok anar, çok söyler, çok över. Hadîs-i şerîfte; (Bir şeyi çok seven, onu çok anar) buyuruldu. Resûlullah efendimizi çok sevmek lâzım olduğunu bütün İslâm âlimleri uzun yazmışlar, bildirmişlerdir. Hadîs-i şerîfte; (Bir kimse, beni çocuğundan ve babasından ve herkesten daha çok sevmedikçe, îmân etmiş olmaz) buyuruldu. Yani îmânı olgun olmaz. Allahü teâlâyı sevenin, Onun Resûlünü de sevmesi vâcibdir ve sâlih kulları da sevmesi lâzımdır. ÂLİMİ KÖTÜLEYENİN İMANI GİDER! İslâm ilimleri ve İslâm âlimleri ile alay etmek küfür olur. İslâm âlimine söven, kötüleyenin îmânı gider. Fısk ve bid'at sebebi ile sevmemek, lâzım olur ise de, dünyâ işleri sebebi ile sevmemek, günâh olur. Sâlihleri sevmemek de böyledir. Hadîs-i şerîfte; (Üç şey îmânın lezzetini artırır: Allahü teâlâyı ve Resûlünü her şeyden çok sevmek, kendisini sevmeyen Müslümânı Allah rızâsı için sevmek, Allahü teâlânın düşmanlarını sevmemek) buyuruldu. İbâdeti çok olan mü'min, ibâdeti az olandan dahâ çok sevilir. İsyânı dahâ çok olan, küfrü ve fuhşu yayan kâfirleri dahâ çok sevmemek lâzımdır. Hadîs-i şerîfte; (Allahü teâlânın bazı kulları vardır. Bunlar, Peygamber değildir. Peygamberler ve şehîtler, kıyâmet günü bunlara imrenirler. Bunlar, birbirini tanımayan, uzak yerlerde yaşayan, Allah için birbirini seven mü'minlerdir) buyuruldu. Allah için düşmanlık edilmesi lâzım gelenlerin başında, insanın kendi nefsi gelir. Sevmek demek, onların yolunda bulunmak demektir. Îmânın alâmeti de, "Hubb-i fillah ve buğd-i fillah"tır. Peygamber efendimiz; (İbâdetlerin en kıymetlisi, hubb-i fillah ve buğd-i fillahtır) buyurmuştur. Allahü teâlâ, dinleri, Peygamberleri, kalbi temizlemek için göndermiştir. Kalbi temiz olan, herkese iyilik eder, dünyâda, râhat, huzûr içinde yaşar ve âhirette de, sonsuz saâdete kavuşur. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâplarını okuyup, öğrenip de, öğretmeye çalışan ana, baba, evlâdı için büyük ni'mettir. Böyle olan kitap, dergi, gazete, radyo ve televizyonlar da, bütün millet için büyük bir ni'mettir. Etiketi ne olursa olsun, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâplarını okumamış, okusa da anlayamamış olan bir kimsenin, İslâmiyyet hakkındaki sözleri, yazıları, kıymetsizdir. SALİH KİMSELERLE ARKADAŞ OL!.. İnsan, dînine ve emânetine güvendiği sâlih kimselerle arkadaşlık etmelidir. Yahûdîler ve Hıristiyanlar, Peygamberlerini sevdiklerini söylüyorlar ise de, onların yolunda olmadıkları için, âhirette Peygamberlerinin yanında olmayacaklardır. Yüksek rûhlar, sevdikleri rûhları yukarı çekerler. Alçak rûhlar da, aşağı çeker. İnsan, öldükten sonra, rûhunun nereye gideceğini, dünyâda sevdiklerinin hâlinden anlamalıdır. Netice olarak insan, bir başkasını, tabîatı gereği, akıl îcâbı yahut kendisine yaptığı iyilikler sebebiyle veyâ Allahü teâlânın rızâsı için sever. Seven, sevdiğinin yolunda bulunmazsa, sevgisi sahîh olmaz. Sevmenin en kuvvetli alâmeti, sevdiğinin sevdiklerini sevmek, sevmediklerini sevmemektir. Dünyada birbirini seven kimselerin rûhları birbirlerini cezbettiği gibi, kıyâmette de birbirlerini cezbederler. İnkâr edenleri seven, onlarla birlikte Cehenneme gider. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi: (İnsân, dünyâda kimi seviyorsa, âhirette onun yanında olacaktır.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.