Emniyet yoksa hac farz olmaz

A -
A +
Hac yapacak kimse, hac yapabilme şartlarını haiz olmalıdır.
 
Sual: Hac yolu, salgın hastalık veya benzeri sebeplerle emniyetli değilse, hac yapmak farz olmaz mı?
Cevap: Kâbe-i muazzamayı ziyaret etmek, Müslümanlara umumi bir emir değildir. Hac yapacak kimse, hac yapabilme şartlarını haiz olmalıdır. Mesela, zengin olmak, sıhhatli olmak, ayrıca, yolun emniyetli olması, canının ve malının helak edilme korkusu olmaması lazımdır. Yol emniyeti olmaz ise, hacca gitmek farz olmaz.
Hacca niyet eden bir mümin, her şeyden önce, ihlas ile tövbe etmelidir. Üzerinde kul hakları varsa, ödemeli, emanetleri sahiplerine vermelidir. Hacca gidip gelinceye kadar, ailesinin ihtiyacı olan nafakayı hazırlamalıdır. Kâbe-i muazzamaya gidip gelinceye kadar, icab eden yol parasını, helal maldan olarak yanına alması ve kendisine hayırlı yol arkadaşları bulması ve içlerinden huyu en güzel, ilmi ve tecrübesi en çok olanı, emir tayin edip, onun sözlerine itaat etmesi ve onun tedbirlerini yerine getirmesi lazımdır.
Sual: Hac ibadeti, insana manen neler kazandırır?
Cevap: Haccın manevi yönü, faydaları, kitaplarda açıklanmıştır. Geçmiş dinlerde, Allahü teâlâya yaklaşmak için, insanlardan uzaklaşıp, dağlarda yalnız başına yaşanılırdı. Allahü teâlâ, bu ümmete, ruhbanlığı emretmeyip, onun yerine haccı emretmiştir. Hac yapan kimsenin zihni, dünya düşüncelerinden uzak olup, sadece Allahü teâlâyı düşünmektedir. Müslümanlar, gösterişten uzak, ailesinden ve vatanından çıkarak, bu beldeye gelince, dünyadan çıkıp, mahşer yerini ve kıyamet hâllerini hatırlar. Elbiselerinden soyunup, beyaz ihrama girince, kefenleri ile, Allahü teâlânın huzuruna gittiklerini düşünürler. Lebbeyk, buyur Allahım buyur, emrine hazırım derken, duasının kabulü ile kabul edilmemesi korkusu içerisinde, Allahü teâlâdan rahmetini ve mağfiretini istemektedirler. Beytullahı ziyaret için gelenlerin zahmetlerinin boşa gitmeyeceğini bilirler. Allahü teâlânın rızasını gözetip, Onun rızası için Beytullahı ziyaret ettiklerinden, Onun azabından emindirler. Hacer-ül-esvede yüz sürmekle, Allahü teâlâya daima itaat etmek üzere söz verdikleri ve bu sözlerinde sadık kalacaklarını söz verirler. Kâbe'nin örtüsüne yapıştıklarında, bir âşıkın maşûkuna sığındığını düşünürler. Bütün bunlar, haccın edeblerindendir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.