Be­yaz Sa­ray'ın si­yah "Kral"ı

A -
A +

ABD'nin 44. baş­kan­lı­ğı­na se­çi­len Ba­rack Hü­se­yin Oba­ma'nın 4 Ka­sım'ı 5 Ka­sım'a bağ­la­yan ge­ce yap­tı­ğı za­fer ko­nuş­ma­sı ne ka­dar da ma­ni­dar ise, ken­di­si­ni teb­rik et­mek için dün­ya li­der­le­ri­nin ken­di­si­ne gön­der­dik­le­ri mek­tup­la­rın da bir­ço­ğu o ka­dar ma­ni­dar. Oba­ma'nın ko­nuş­ma­sın­da de­fa­lar­ca vur­gu­la­dı­ğı "Ame­ri­kan hal­kı­nın bir­lik ve be­ra­ber­li­ği" ve "ku­ru­cu ba­ba­la­rın ha­yal­le­rin­de­ki Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri"nin ni­ha­yet mey­da­na gel­mek­te ol­du­ğu gi­bi ifa­de­ler as­lın­da bu dev­le­tin 232 yıl­lık tec­rü­be­ye rağ­men hâ­lâ bir­lik ve be­ra­ber­lik için­de bir ulu­sa sa­hip ol­ma­dı­ğı­nın açık iti­ra­fın­dan baş­ka bir şey de­ğil. Dün­ya li­der­le­ri­nin mek­tup­la­rın­da ise baş­ka bir iti­raf giz­li: "Ken­di hal­kı­nı­zın re­fah ve mut­lu­lu­ğu ka­dar, dün­ya­nın ba­rış, is­tik­rar, re­fah ve mut­lu­lu­ğu için de li­der­lik gös­te­re­ce­ği­niz­den emi­niz." Ya­ni, ABD Baş­ka­nı sa­de­ce bir ül­ke­nin de­ğil, ay­nı za­man­da dün­ya­nın da li­de­ri­dir. Ken­di­si­ne oy ve­ren ve ver­me­yen Ame­ri­ka­lı­lar ka­dar tüm dün­ya ül­ke­le­ri­nin halk­la­rı­nın da Oba­ma'nın ABD Baş­ka­nı se­çil­me­sin­den he­ye­can duy­ma­sı için o ka­dar faz­la se­bep var ki, hep­si­ni te­ker te­ker say­mak müm­kün de­ğil. Ama bun­lar­dan bi­ri, ne­re­dey­se mu­ta­ba­kat­la sü­rek­li ifa­de edi­li­yor: Oba­ma be­yaz ol­ma­yan ilk ABD Baş­ka­nı. Sa­de­ce o ka­dar mı? Oba­ma ay­nı za­man­da mo­dern Ba­tı ta­ri­hin­de be­yaz ırk­tan ol­ma­yan ilk dev­let baş­ka­nı de­ğil mi? Ger­çek­ten de, Sep­ti­mus Se­ve­rus'un (193-211) Ro­ma İm­pa­ra­tor­lu­ğu'ndan bu­gü­ne Av­ru­pa top­rak­la­rı üze­rin­de ku­rul­muş ya da Av­ru­pa­lı­la­rın de­niz öte­si top­rak­lar­da kur­duk­la­rı ve nü­fu­sun ço­ğun­lu­ğu­nu oluş­tur­duk­la­rı han­gi ül­ke­de bu­gü­ne ka­dar kaç ta­ne Af­ri­ka kö­ken­li bir dev­let baş­ka­nı­na rast­lı­yo­ruz? Kal­dı ki, Sep­ti­mus Se­ve­rus'un da si­ya­hi de­ğil, Fe­ni­ke­li ve­ya Ber­be­rî kö­ken­li bir ai­le­den gel­di­ği­ni bi­li­yo­ruz. Bı­ra­kın dev­let baş­kan­lı­ğı­nı Sha­kes­pe­are'in an­cak Kıb­rıs'ta bir ka­le ko­mu­ta­nı ola­rak ta­sav­vur ede­bil­di­ği si­yah Ot­hel­lo dı­şın­da, Ba­tı­lı mü­nev­ver­le­rin ha­yal âle­min­de bi­le ye­ri ol­ma­yan, bir Af­ri­ka kö­ken­li­nin ni­ha­i ka­rar ve­ri­ci ola­rak bir bi­ri­mi ida­re et­me­si Oba­ma'nın baş­kan­lık kol­tu­ğu­na otur­ma­sıy­la ha­ki­kat âle­min­de bi­re bir te­cel­li et­mek­te­dir. Bu bir dev­rim de­ğil de ne­dir? Ger­çek­ten de he­ye­can du­yul­ma­sı ge­re­ken bir ge­liş­me de­ğil mi­dir? Di­ğer ta­raf­tan, Ame­ri­ka'nın ya­kın ta­ri­hin­de, ül­ke için­de ve dı­şın­da ken­di­si­ne bu ka­dar ümit bağ­la­nan bir baş­ka baş­kan da ol­ma­dı. Ye­ni Baş­kan'ın ABD'de­ki ırk ay­rım­cı­lı­ğı­nı ta­ma­men or­ta­dan kal­dı­ra­ca­ğı­na, ge­lir ada­let­siz­li­ği­nin önü­ne ge­çe­ce­ği­ne, ül­ke­ye hu­zur ve is­tik­rar ge­ti­re­ce­ği­ne, dün­ya­da ise ba­rı­şın te­si­si­ne bü­yük kat­kı sağ­la­ya­ca­ğı­na iliş­kin bek­len­ti­ler o ka­dar yük­sek ki, san­ki Oba­ma'nın elin­de bir si­hir­li değ­nek ol­du­ğu ve bir do­ku­nu­şuy­la kö­tü git­mek­te olan her şe­yi bir an­da iyi­ye dö­nüş­tü­re­ce­ği gi­bi bir kit­le­sel bir ha­li­sü­nas­yon söz ko­nu­su. Bu nok­ta­da, Oba­ma'nın -hem de on mil­yon­lar­ca be­ya­zın da oy­la­rıy­la- ABD Baş­ka­nı se­çil­me­si­nin ger­çek­ten de dev­rim ni­te­li­ğin­de bir ge­liş­me ol­du­ğu­nu ka­bul eder­ken, ken­di­si­ne bu ka­dar bü­yük bir mis­yo­nun pe­şi­nen yük­len­me­si­ne kök­ten kar­şı çı­kı­yo­rum. Han­gi ide­al­le­ri di­le ge­ti­re­rek ve han­gi bek­len­ti­le­ri ger­çek­leş­ti­re­ce­ği­ni ta­ah­hüt ede­rek baş­kan­lık kol­tu­ğu­na ulaş­mış olur­sa ol­sun ni­ha­ye­tin­de Oba­ma'nın, ABD baş­kan­lı­ğı kol­tu­ğu­na otur­du­ğu an­dan iti­ba­ren ABD'nin ve dün­ya­nın ger­çek­le­ri­ne uy­gun bi­çim­de, ba­kan­la­rın­dan bü­rok­rat­la­rı­na Ame­ri­kan sis­te­mi­nin ken­di­si­ne sun­du­ğu kad­ro­lar­la, hiç­bir şe­ye sı­fır­dan baş­la­ma­ya­rak, geç­miş dö­nem­le­rin iyi ve kö­tü mi­ra­sı­nı sır­tın­da ta­şı­ya­rak ve hep­sin­den önem­li­si özün­de bir Ame­ri­ka­lı ola­rak dav­ra­na­ca­ğı­nı unut­ma­mak la­zım. Ara­ba­yı şo­för yön­len­di­rir ama tren, ray­la­rın gö­tür­dü­ğü is­ti­ka­met­te gi­der. ABD'nin, her ye­ni baş­ka­nın is­te­di­ği is­ti­ka­me­te çe­vi­re­bil­di­ği bir ül­ke ol­du­ğu­nu söy­le­ye­me­yiz. Tre­nin yö­nü­nü de­ğiş­tir­me­ye zor­lar­sa­nız da, araç ray­dan çı­ka­bi­lir! Üs­te­lik, dört yıl Oba­ma'dan bek­le­nen­le­ri ger­çek­leş­tir­mek için ne ka­dar ye­ter­li ola­bi­lir? Da­ha­sı, aca­ba baş­kan­lık kol­tu­ğun­da ger­çek­ten de dört yıl otu­ra­bi­le­cek mi? İlk dö­ne­min­de ba­şa­rı­dan çok ba­şa­rı­sız­lık­lar olur­sa, Ame­ri­kan seç­me­ni bir dö­nem da­ha gö­rev yap­ma­sı­na vi­ze ve­re­cek mi? Kor­ka­rım, bek­len­ti dü­ze­yi­nin bu den­li yük­sek olu­şu bir sü­re son­ra hem Ame­ri­kan hal­kın­da hem de ABD'nin iyi bir kü­re­sel li­der­lik gös­ter­me­si­ni ar­zu eden­ler­de bü­yük ha­yal kı­rık­lı­ğı­na yol aça­bi­le­cek­tir. He­le seç­me­nin ken­di­si­ne baş­kan­lık kol­tu­ğu­nun ya­nın­da, Tem­sil­ci­ler Mec­li­si ve Se­na­to'da bü­yük bir ço­ğun­lu­ğu da sun­du­ğu dik­ka­te alı­nır­sa, Oba­ma'nın bü­yük se­çim za­fe­ri, ba­şa­rı­sız­lı­ğı izah için ile­ri­de kul­la­nı­la­bi­le­cek her tür­lü si­ya­si ba­ha­ne­yi de pe­şi­nen yok et­miş­tir. Pro­tes­tan ol­ma­yan ilk ABD Baş­ka­nı Ken­nedy'i ör­nek al­dı­ğı­nı her fır­sat­ta di­le ge­ti­ren ama 1929 eko­no­mik bu­na­lı­mı­nı at­lat­ma­yı ba­şa­ran Baş­kan Ro­ose­velt'in gö­re­vi­ni ku­ca­ğın­da bu­lan Ba­rak Hü­se­yin Oba­ma'nın nü­fu­su­nun sa­de­ce %12'si si­yah olan bir ül­ke­yi na­sıl yö­ne­te­ce­ği­ni, dün­ya­ya ha­yır ge­ti­rip ge­tir­me­ye­ce­ği­ni önü­müz­de­ki yıl­lar­da be­ra­ber­ce gö­re­ce­ğiz. Müs­lü­man­la­rın, ba­ba­sı­nın Müs­lü­man olu­şun­dan; Af­ri­ka­lı­la­rın, Ken­ya­lı kök­le­rin­den, fa­kir­le­rin, zor ha­yat hi­kâ­ye­sin­den et­ki­len­di­ği Oba­ma'ya İran­lı­la­rın ne­den sem­pa­tiy­le bak­tı­ğı­nı gös­te­ren kü­çük bir alın­tıy­la sö­zü bağ­la­ya­yım. Alın­tı For­bes der­gi­si­nin in­ter­net si­te­sin­de­ki bir oku­yu­cu yo­ru­mun­dan: "Mol­la Mec­li­sî ad­lı bir âli­min 17. yüz­yıl­da ka­le­me al­dı­ğı ve Şi­i din adam­la­rı­nın ba­şu­cu ki­ta­bı ola­rak ka­bul edi­len 132 cilt­lik Nur­lar De­ni­zi (Bahr el En­ver) ad­lı ki­tap­ta, Hz. Ali'nin şöy­le bir cüm­le­si­ne yer ve­ri­li­yor: "Kı­ya­met­ten he­men ön­ce, uzun boy­lu si­yah bir adam ba­tı­da ik­ti­da­rı ele ge­çi­re­cek. Dün­ya­nın en bü­yük or­du­su­na ko­mu­ta ede­cek. Üçün­cü İmam olan Hz. Hü­se­yin'den işa­ret­ler ta­şı­ya­cak. Onun bi­zim­le bir­lik­te ol­du­ğu­na şüp­he et­me­yi­niz." Kü­çük bir not: Böy­le bir cüm­le­nin söz ko­nu­su ki­tap­ta olup ol­ma­dı­ğı­nı da, böy­le bir ki­ta­bın olup ol­ma­dı­ğı­nı da bil­mi­yo­rum. Ama in­ter­net öy­le bir et­ki­le­şim ara­cı ki, bel­ki de hiç var ol­ma­yan bir ki­şi­nin in­ter­ne­te yol­la­dı­ğı bir yan­lış bil­gi sü­rat­le tüm dün­ya­ya ya­yı­lı­yor. Tür­ki­ye'de de bu bil­gi, ba­zı ha­ber kay­nak­la­rın­da "Hz. Ali Oba­ma'yı mı İşa­ret Et­ti?" baş­lı­ğıy­la yer alı­ver­di. Aman, in­ter­net­te yer alan bil­gi­le­ri bü­yük bir has­sa­si­yet­le oku­ya­lım. Her duy­du­ğu­mu­za ve oku­du­ğu­mu­za da inan­ma­ya­lım. Be­yaz Sa­ray'ın si­yah Bil­me­dik­le­ri­miz > Dün­ya Ça­pın­da­ki Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri As­ke­ri Üs­le­ri: 2005 yı­lı ve­ri­le­ri­ne gö­re, Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nin ken­di dı­şın­da­ki top­rak­lar­da dün­ya ge­ne­lin­de, Av­ru­pa, Af­ri­ka, As­ya, Or­ta Do­ğu, Uzak Do­ğu ol­mak üze­re 63 ül­ke­de top­lam 737 adet as­ke­rî üs­sü bu­lun­mak­ta­dır. Bu üs­ler­de 1.840.062 ABD as­ke­rî per­so­ne­li, 473.306 ABD Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğı'na bağ­lı si­vil me­mur ve 203.328 ye­rel böl­ge per­so­ne­li ça­lış­mak­ta­dır. ABD'nin 11 Ey­lül 2001 son­ra­sı Af­ga­nis­tan, Bul­ga­ris­tan, Ci­bu­ti Cum­hu­ri­ye­ti, Fi­li­pin, Gür­cis­tan, Irak, Ka­tar, Kır­gı­zis­tan, Ma­ca­ris­tan, Öz­be­kis­tan, Pa­kis­tan ve Ro­man­ya'da ye­ni as­ke­rî üs­ler kur­du­ğu bi­lin­mek­te­dir. > Af­ga­nis­tan ve Irak Sa­vaş­la­rı'nın Eko­no­mik Ma­li­ye­ti: ABD'nin sa­vun­ma har­ca­ma­la­rı 2001 yı­lın­da 333 mil­yar do­lar iken 2008 yı­lın­da 696 mil­yar do­la­ra ulaş­mış­tır. Af­ga­nis­tan Sa­va­şı'nın ABD için eko­no­mik ma­li­ye­ti 2008 dâ­hil ol­mak üze­re 162.4 mil­yar do­lar ola­rak ifa­de edil­mek­te­dir. Irak'ın 2003 yı­lın­da ger­çek­leş­ti­ri­len iş­ga­lin­den bu ya­na ise top­lam 607.7 mil­yar do­lar har­can­mış­tır. 1 Ekim 2008 ta­ri­hin­de baş­la­yan ABD 2009 ma­li yı­lı için­de 711 mil­yar do­lar olan sa­vun­ma har­ca­ma­la­rı çer­çe­ve­sin­de, Af­ga­nis­tan'a 15.1 mil­yar do­lar, Irak'a da 53.4 mil­yar do­lar­lık kay­nak ay­rıl­mış­tır. ABD için Af­ga­nis­tan'ın bir gün­lük ma­li­ye­ti 67 mil­yon do­lar, Irak iş­ga­li­nin ise 343 mil­yon do­lar he­sap­lan­mak­ta­dır. BARACK HÜSEYİN OBAMA'NIN BİYOGRAFİSİ - ABD BAŞKANI İÇİN TIKLAYIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.