Atina ile anlaşabilir miyiz?

A -
A +
Atina ile anlaşabilir miyiz?

İKİLİ İLİŞKİLERİ GÖRÜŞTÜLER Geçtiğimiz günlerde The Ekonomist Dergisi'nin düzenlediği konferans dolayısıyla Atina'ya giden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ile de iki ülkeyi ilgilendiren konularda görüşmelerde bulunmuştu. ÖNEMLİ KONULAR "Yumuşama" sürecinde ekonomi, ticaret ve turizm alanlarında somut ilerlemeler görülmekle birlikte kıta sahanlığı ve FIR hattı konularında önemli gelişme olmadı. SİLAHSIZLAMA ZORUNLULUĞU Yunanistan'ın krizden çıkabilmesi için bize karşı yürüttüğü silahlanma harcamalarını azaltması şart. Bunun en kolay yolu da, Türkiye ile anlaşma masasına oturmak. Atina ile anlaşabilir miyiz?

Ekonomik kriz tedbirleri Yunan halkını sokağa döktü. Tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşayan Yunanistan 14-15 Mayıs tarihlerinde Türkiye'den çok geniş bir resmî heyeti ağırlayacak. Başbakan Erdoğan beraberinde 10 bakanla birlikte "komşu"yu ziyaret edecek. Bu ziyaretin iki ülke arasında uzun yıllardır çözülemeyen siyasi sorunların giderilmesinde önemli bir dönüm noktası olabilme ihtimali var. Terör örgütü liderinin Kenya'daki Yunanistan büyükelçiliğinde yakalanması ve Ağustos 1999 depreminden sonra Türkiye ile Yunanistan arasında başlayan "yumuşama" süreci, aradan geçen 11 yıla rağmen henüz problemlerin tamamen çözüldüğü bir mutlu sona ulaşamadı. KITA SAHANLIĞI VE FIR HATTI İki ülke arasındaki anlaşmazlıkların en önceliklisi olan Ege sorunlarının niteliğini ortaya çıkartmak ve bunlar için asgari çözüm yolları geliştirmek maksadıyla 2002 yılının Mart ayında, dışişleri bakanları müsteşarları arasında başlatılan "istikşafî görüşmeler"in sonuncusu 2009'un Temmuz ayında yapıldı. 42 tur sonunda karşılıklı üst düzey ziyaretlerin periyodik hale getirilmesi; ekonomi, ticaret, turizm, ulaştırma, enerji, kültür-sanat alanlarında iş birliği yapılması gibi konularda somut ilerlemeler olmakla birlikte, Ege kıta sahanlığı, kara suları ve hava sahası gibi esaslı meselelerde -kamuoyuna yansıtıldığı kadarıyla- çözüme matuf elle tutulur bir gelişme olmadı. Başlatıldığı tarihte istikşafî görüşmelerin ana hedeflerinden biri, taraflar arası müzakerelerle çözülemedikleri durumda, Ege sorunlarının BM Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) götürülmesiydi. Divan'ın alacağı kararın uygulanması zorunlu olduğundan, her iki taraf da kendi çıkarlarına zarar verebilecek bir sonucun meydana gelmesini engellemek maksadıyla, 11 yıllık görüşme maratonu boyunca temkini hiç elden bırakmadı. Belki Ege konularının UAD'ye taşınabileceği bir ortak dosya olgunlaştırılamadı ama taraflar hiç olmazsa 1996'daki Kardak krizi benzeri durumların ortaya çıkmaması için karşılıklı güven artırıcı 24 tedbir üzerinde mutabık kalabildiler. Bu tedbirler çerçevesinde, askerî tatbikatlara üst düzey gözlemciler gönderilmesi, dışişleri ve savunma bakanlarıyla, genelkurmay başkanları arasında doğrudan temas hatlarının kurulması, iki ülkenin askerî tatbikat programlarını birbirlerine önceden bildirmesi, askerî okullar arasında spor müsabakalarının yapılması, Eskişehir ve Larissa'daki iki ülkenin Milli Hava Harekât merkezleri arasında doğrudan muhabere hattının kurulması gibi başlıklarda çalışmalar yapıldı. SİLAHLANMA HARCAMALARI Yıllardır süren Ege görüşmeleri, sorunları çözmekten çok "dondurmaya" ve yeni krizlerin çıkmasını önlemeye yönelmişti. Bunda da başarılı olundu. Bugün ise nihai çözüm anlaşmasının yapılması için gerekli altyapı ve şartların olgunlaştığı görülüyor. Yunanistan'ın içinde bulunduğu ekonomik durumun birincil sebeplerinden birinin Türkiye'ye karşı yaptığı silahlanma harcamaları olduğu tüm analizlerde yer alan bir gerçek. Yunanistan için bu harcamaları azaltmanın en kolay yolu, Türkiye ile anlaşma masasına oturmak. Türkiye içinse, 1997'deki Lüksemburg Zirvesi'nden beri her yıl AB tarafından dile getirilen "Yunanistan'la Ege sorunlarının çözülmesi" talebi böylece karşılanmış olacak. Başbakan Erdoğan'ın Başbakan Papandreau'ya önerdiği "Üst Düzey İşbirliği Konseyi"nin kurulması, 11 yıldır devam eden Ege görüşmelerinin de daha sonuç alıcı bir şekilde hızlanmasına etki yapabilir. Ege sorunlarının son derece karmaşık oluşunun ötesinde, ikili ilişkilerin Kıbrıs'tan, Patrikhane'ye, Batı Trakya'dan, Makedonya'ya kadar birçok boyutunun da, Ege konularının tek başına ele alınmasını güçleştirdiği ortada. Fakat Türkiye ile Yunanistan arasındaki "soğuk savaşı" nihayet bitirmek istiyorsak, bu önemli sorunu halletmemiz gerektiği de ortada.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.