ABD'de yarış kızışıyor

A -
A +

2012'nin üçüncü önemli seçimi 6 Kasım Salı günü yapılacak. Daha önce Rusya Federasyonu'nda Vladimir Putin, Fransa'da ise François Hollande seçimleri kazanarak devlet başkanlığı koltuğuna oturmuşlardı. Her iki ülkede de sürpriz yaşanmamış, Putin, Medvedev'e "bir süreliğine" bıraktığı makamı geri almış, görevde geçirdiği her gün popülerliğini kaybeden Sarkozy'nin arkasından ise neredeyse kimse gözyaşı dökmemişti. ABD'de ise bu iki ülkedekine benzeyen bir durum söz konusu değil. Mevcut Başkan Barack Hüseyin Obama, ikinci dönem başkanlık yapabilmek için bütün gücüyle kampanyasını sürdürüyor. Dört yıldır kıyıda köşede "istirahat eden" Cumhuriyetçiler ise Mitt Romney'i başkan yapabilmek için olağanüstü bir çaba sarf ediyor. Anketler şimdilik Başkan Obama'yı önde gösteriyor. ABD siyasal tarihine bakıldığında, Obama dâhil göreve gelen 44 başkan arasında en uzun süreyle görev yapanın Franklin D. Roosevelt (1933-1945) olduğu görülüyor. 3 dönem başkanlık yaptıktan sonra dördüncü defa bu göreve seçilen Roosevelt, son döneminde sadece 83 gün görev yaptıktan sonra ölmüştü. 1951'de ABD Anayasası'nda yapılan bir değişiklikle bir kişinin en fazla 10 yıl başkanlık yapabilmesi esası getirildi. Yani bir ABD başkanı seçimi kazanmak suretiyle dörder yıldan iki defa kendi döneminde, iki yıl da bir başka başkanın ölümü, istifa etmesi ya da azledilmesi halinde onun görev süresinin tamamlamak üzere başkanlık koltuğunda kalabiliyor. Görev süresi bakımından açık ara önde giden Roosevelt'i bir kenara bırakırsak, 1789'dan bugüne 11 ABD başkanı seçim kazanarak iki dönem başkanlık yapmış. Başkan yardımcısıyken, başkanın ölümü üzerine başkanlık görevine gelen ve ondan sonra da seçim kazanarak ikici dönemlerini yaşayan kişi sayısı ise dört. Bir de, ikinci defa seçilmiş olmalarına rağmen görevlerini tamamlayamayanlar var. Abraham Lincoln ve William McKinley ikinci dönemleri sırasında suikasta kurban gitmişlerdi. Richard Nixon ise "Watergate skandalı" yüzünden ikinci dönemine başladıktan 1.5 yıl sonra istifa etmişti. Son 30 yıla göz atarsak, 1992'de yapılan seçimleri kaybederek sadece bir dönem başkanlık yapabilen Cumhuriyetçi George Bush hariç, diğer üç başkanın da ikişer dönem görev yaptığını görüyoruz. Cumhuriyetçi Ronald Reagan 1981-1989, Demokrat William Jefferson "Bill" Clinton 1993-2001 ve Cumhuriyetçi George W. Bush 2001-2009 tarihleri arasında görev yapmıştı. Yakın döneme ait bu tablo, Ocak 2009'da göreve başlayan Obama'nın bir dönem daha seçilmesinin sürpriz olmayacağını gösteriyor. Yine de temkini elden bırakmamak lazım. Zira seçim kampanyalarında adayların seçmenden oy toplayabilmek için dile getirdikleri vaatler bir yana, bizzat ABD seçim sistemi -bir aday anketlerde çok ileride olmadığı sürece- neticenin kestirilebilmesini imkânsız kılıyor. ABD gibi "demokrasi"nin şampiyonlarından olduğu söylenen bir ülke için inanılması güç ama bu ülkede her zaman en çok oy alan kişi başkanlık koltuğuna oturamıyor. Daha önce yapılan 56 başkanlık seçiminde, dört defa ülke çapında rakibinden daha az oy almış olan adaylar başkan seçildi. 12 yıl önce yapılan ve George W. Bush ile Al Gore'un yarıştığı seçimde, Gore, Bush'tan yarım milyon oy fazla almış olmasına rağmen seçimi kaybetmişti. Bunun sebebi, başkanın adayların ülke çapında aldıkları oya göre değil, her bir eyaletin farklı sayıda sahip olduğu ikincil seçmenlerden ne kadarını elde etmiş olduklarına göre seçiliyor olması. ABD seçim sisteminde, bizdekinden epeyce farklı olarak, adaylardan biri bir eyalette diğer adaydan tek oy bile fazla almış olsa, o eyaletin ikincil seçmenlerinin tamamını kazanmış oluyor. Örnek vermek gerekirse, yukarıda zikrettiğimiz 2000 seçiminde, Florida eyaletinde Bush'un aldığı oy 2.912.790, Gore'un oy sayısı ise 2,912,253'tü. Bush, ülke genelinde 101 milyon seçmenin oy verdiği o seçimde, sadece 537 oy farkla Florida'nın 25 ikincil seçmen oyunun tamamını kazanarak başkan olmuştu. Bush'un toplam ikincil seçmen oyunun 271, Gore'unkinin ise 266 olduğu göz önüne alındığında, Florida oylarının nasıl bir farka sebep olduğu daha iyi anlaşılır. Son anketlere göre ABD'nin Pasifik kıyısında ve kuzeydoğusunda bulunan eyaletlerde Obama önde gidiyor. Ülkenin ortası ve güneyindeki geleneksel olarak cumhuriyetçi olan eyaletlerde ise seçmenler büyük ölçüde Romney'i destekliyor. Son seçimlerde defalarca şahit olunduğu gibi başkanlık yarışının galibi bir defa daha Florida, Iowa, Wisconsin, Colorado ve Virginia eyaletlerinde adayların alacağı neticelere göre belirlenecek. ABD seçiminin tarihi yaklaştıkça, adayların iç ve dış politika öncelikleri konusunu da mercek altına yatıracağız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.