ABD Tayvan için savaşmaz

A -
A +
Niye savaşsın? Tayvan’da çökülecek petrol kuyuları mı var?
Niye savaşsın? Tayvan düşerse, ABD’nin çıkarlarına aykırı şekilde başka yerler de “domino etkisiyle” Çin’in eline mi geçecek?
Tayvan’ı bağımsız bir devlet olarak bile resmen tanımayan, başkent Taipei’ye büyükelçi tayin etmeyen dahası “Tek Çin Politikası”nı sürdüren ABD, Çin Halk Cumhuriyeti’yle Tayvan yüzünden niye savaşsın?
 
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında sanki Çin ile ABD arasında bir savaşın eşiğine gelinmiş gibi bir hava meydana getirildi. Sadece Türkiye’ye mahsus değil; tüm dünya basınında konu flaş haber olarak yansıtıldı. Çin’in ziyarete tepki göstererek Tayvan’a yakın bölgelerde tatbikat başlatması, “Pelosi’yi taşıyan uçağa kazayla bir roket isabet eder mi?” sorusunu bile birçok insanın aklına getirdi.
 
Hiper güç ABD’nin koltuğuna göz diken Çin’in, ABD’nin hemen yakın çevresindeki mevcudiyetinden rahatsızlık duyduğu açık. ABD’nin bilhassa Güney Kore, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerle kurmuş olduğu yakın iş birliğinin Çin’in Pasifik’teki nüfuz alanlarını sınırlandırmaya yönelik olduğu ortada.
 
Çin de boş durmuyor. Kuzey Kore’nin nükleer silah ve füze testlerini Beijing’in rızası olmadan yaptığını söyleyemeyiz. Rusya ile Çin arasındaki güçlü diyalog ve iş birliği de ABD’yi rahatsız ediyor. Ortada -tarih boyunca onlarca örneğini gördüğümüz türden- iki büyük güç arasında yaşanan sürtüşme, didişme ve gerilim var. Peki gerilim tırmanır ve bundan bir savaş çıkar mı? Bu aralar değil. Hele Tayvan yüzünden hiç değil.
 
ABD ile Çin arasında muhtemel bir savaş hakkında konuşacak kişilerin evvela dört gerçeği akıllarından çıkarmaması lazım:
1-Her iki devlet de nükleer silahlara ve onları fırlatma kapasitesine sahipler. ABD ile Çin savaşırsa, bu bir nükleer çatışma mahiyetinde gerçekleşecektir. Karşılıklı olarak büyük nüfus merkezlerinin vurulması on milyonlarca cana mal olacaktır.
2-Her iki ülke de işgal edilemeyecek kadar büyüktür. İleride birbirleriyle savaşa girerlerse, mücadele ağırlıklı olarak, havada ve denizde sürdürülecektir.
3-Savaşta Çin’in hedefleri arasında Güney Kore ve Japonya da olacak. Tokyo ve Seul, ABD-Çin savaşını en son isteyecek ülkeler.
4-ABD yönetiminin Çin ile bir savaşa bütçe ayırabilmesi için Kongre’yi ikna etmesi gerekiyor. Kasımda, Temsilciler Meclisinin tamamının Senato’nun da üçte birinin yenileneceği ara seçim var. Seçime kadar Kongre’den bırakın Çin’le savaş bütçesini, Tayvan’a askerî yardım bütçesi bile çıkarmak mümkün değil.
 
Şu bir gerçek ki, son beş asırdır küresel liderlik hep sıcak savaşlarla el değiştirmiş. Geçmişte meydana gelen benzer olaylar bugün yaşananlar için bir karine teşkil ediyorsa, ABD’nin koltuğuna ileride kim oturacaksa, savaşla gelecek.
Liderlik koltuğuna en güçlü namzet olan Çin’in acelesi yok. 3.500 yıldır bugünkü coğrafyasında yer alan, son 40 yıldır bilinçli bir stratejiyle küresel hedeflere yönelen Çin, geçen her yılın kendi lehine işlediğini biliyor.
 
Diğer yandan, savaşın doğasının değiştiği hakikatini de kabul etmek zorundayız. Geleceğin savaşları -yeni NATO konseptinde de yer verildiği gibi- siber ya da hibrit savaşlar şeklinde yürütülecek. Bazı strateji uzmanları hâlen ABD ve Çin arasında bu keyfiyette savaşın devam ettiğini söylüyorlar. Hatta “Covid-19 salgınını” da bu kapsam içine sokanlar az değil.
Peki, 80 yaşındaki ABD Başkanı Biden’ın sözle tasvip etmekten dahi imtina ettiği bir davranış sergileyen 82 yaşındaki Nancy
Pelosi ne yapmaya çalıştı?
 
Pelosi 120 milyon dolarlık servetiyle ABD Kongresindeki en zengin altıncı kişi. Yani o yaşta ve o parayla kimseye eyvallahı olmaması gerekir. Tam 35 yıldır Kaliforniya eyaletinden Temsilciler Meclisine seçilen Pelosi’nin dâhil olduğu seçim bölgesinde önemli sayıda Asyalı göçmen yaşıyor. Bunların önemli bir bölümü de Çin’deki rejime ve Çin’in uygulamalarına karşı olan kişiler. Pelosi siyasi hayatı boyunca her zaman Beijing’in karşısında yer aldı.
 
Pelosi’nin 18. kez Temsilciler Meclisine girmek için Kasım 2022’de seçime gireceğini ocak ayında açıklaması Demokrat Parti’deki siyasi çevrelerde şaşkınlıkla karşılanmıştı. Yaşından ve sağlığından dem vurarak, artık bırakması gerektiğini yazan siyasi analizciler oldu.
 
Bana kalırsa Pelosi’nin, dünyada alarm zilleri çalmasına yol açan Tayvan ziyaretinin tek sebebi, seçmenlerine “dimdik ayakta olduğunu” gösterme çabası. Başka bir deyişle Pelosi şov peşinde koştu, dünya gerildi.
 
Siyasi hırsı aklının önünde giden Pelosi kısa süre sonra görecek ki, yapmış olduğu ziyarette yerinden oynattığı taşlar, Tayvan üzerindeki Çin baskısının daha da artmasından başka hiçbir işe yaramayacak. Çin, Tayvan’ı kendi egemenlik alanına dâhil ederken, Vaşington, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sırasında olduğu kadar bile tepki göstermeyecek... bırakın savaşmayı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.