"Kalpler ancak zikrullah ile mutmain olur...”

A -
A +
“Bunlar, îmân edenlerdir, Allahü teâlânın zikriyle gönülleri huzûr ve sükûna kavuşanlardır..."
 
Muhammed bin Osman Dimyâtî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh ve tefsîr âlimlerindendir. 852 (m. 1448) senesinde Mısır’da Dimyat’ın Atıyye kasabasında doğdu. Kaynaklarda ölüm târihi ve yeri bildirilmemektedir. Küçük yaşta iken Kâhire’ye gelip büyük âlimlerin derslerinde bulundu. Sonra talebe yetiştirdi. Buyurdu ki:
Allahü teâlâ, Bekâra sûresi 207. âyet-i kerîmede meâlen; “İnsanlardan bir kısmı da vardır ki, Allahü teâlânın rızâsını isteyerek nefsini Allahü teâlâya ibâdet yolunda sarf eder. Allahü teâlâ kullarına çok merhamet edicidir” buyurdu.
Aynı sûrenin 216. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Ey müminler! (insan tabiatı icâbı) Hoşunuza gitmediği hâlde, din düşmanları ile savaşmak üzerinize farz kılındı. Olur ki, bir şey hoşunuza gitmezken, sizin için o hayırlı olur ve bir şeyi de sevdiğiniz hâlde o, hakkınızda şer olur. Allahü teâlâ bilir, siz bilemezsiniz” buyuruldu.
Nisa sûresi 95. âyet-i kerîmede meâlen; “Mallarını, canlarını feda ederek din düşmanları ile, Allahü teâlânın rızâsı için cihâd, muharebe eden Müslümanlar, oturup, kapanıp ibâdet edenlerden daha üstündür. Hepsine de Cenneti söz veriyorum” buyuruldu.
Allahü teâlâ, Tevbe sûresi 111. âyet-i kerîmede meâlen; “Allah yolunda savaşıp düşmanları öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını, Allahü teâlâ, Cennet kendilerinin olmak karşılığında satın almıştır” buyurdu.
Âl-i İmrân sûresi 195. âyet-i kerîmede meâlen; “Dinlerini korumak için hicret edenlerin yurtlarından çıkarılanların, benim yolumda işkenceye, hakarete, ziyana uğrayanların, muharebe edenlerin ve öldürülenlerin günâhlarını elbette örteceğim. Onları altından nehirler akan Cennetlere koyacağım” buyuruldu.
Allahü teâlâ, Bekâra sûresi 152. âyet-i kerîmede meâlen; “Beni tâatle zikredin ki, ben de sizi mağfiretle yâd edeyim. Tâatle nimetlerime şükredin ve ma’siyetle küfrân etmeyin”, Âl-i İmrân sûresi 191. âyet-i kerîmede meâlen; “Akl-ı kâmil sahibleri Allahü teâlâyı ayakta, otururken ve yatarken (yani dâima) zikrederler”, Ra’d sûresi 28. âyet-i kerîmede meâlen; “Bunlar, îmân edenlerdir, Allahü teâlânın zikriyle gönülleri huzûr ve sükûna kavuşanlardır. Haberiniz olsun ki, kalpler ancak zikrullah ile mutmain olur”, Ahzâb sûresi 41. âyet-i kerîmede meâlen; “Ey îmân edenler! Allahü teâlâyı (diliniz ve kalbinizle türlü tesbihler yaparak) çok zikredin” buyuruldu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.