Yoğun bir hafta

A -
A +

Bu hafta İran konusu ısınmaya devam ederse, savaş ihtimali kendini gösterir. Amerika, İsrail'e 9.000 asker gönderiyor. Bunlar 1 yıl kalacaklar. Çoğu teknik personel. Amerika'nın 5. Filo dediği donanmasının merkez üssü Bahreyn'dedir. Bu filo, dünyanın en büyük savaş gemileri olan 2 süper uçak gemisini de içeriyor. Gemilerden biri şu anda Hürmüz dışında Umman Denizi'nde, diğeri Bahreyn'dedir. Amerika bölgede ayrıca 4 hava kolordusu bulunduruyor. Başkan Obama, İran dinî lideri Hamaney'e gizli bir mesaj gönderdi. İran, Hürmüz Boğazı'nda seyrüsefere herhangi bir müdahalede bulunursa, casus belli=savaş sebebi sayacağını bildirdi. Muhtemel bir savaşta Irak'ta Şîî iktidar ve kuzeydeki Kürt otonomisi, biri Amerika'ya diğeri İran'a karşı iki ayrı cephede savaşa katılacaklardır. Savaş çıksa da çıkmasa da Orta Doğu devletlerinin sınırları yeniden çizilecek. Irak'ta Sünni, Şîî, Kürt cepheleri oluşacaktır. Geçen hafta kaybettiğimiz, alanlarının en şöhretli iki şahsiyeti, Türkiye gündeminin başında idi. Biri politikacı-devlet adamı, diğeri spor yıldızı. Her bakımdan örnek ve üstün bir şahsiyet olan Lefter Küçükandonyadis, Rum Ortodoks kilisesine mensup bir Türk'tü. İstanbullu idi. Büyükada'daki kilisede toprağa verildi. Kıbrıs kahramanı Rauf Denktaş için öngörülen 1 hafta (7 gün) yas ise, tam bir istisna idi. Türkiye'den Kıbrıs'a götürüldü. Fransa ve Avusturya'nın kredi değerlendirilme notları 1974'ten beri hiç değişmeksizin 3 A (AAA) iken 2'ye indirildi. Sarkozy'yi çok kötü etkiledi. Fransa, Avrupa Birliği'nin kurucusudur. Sarkozy, tekrar cumhurbaşkanı seçilmek için Fransa'nın yüksek menfaatlerini pas geçiyordu. Yasama meclislerini antidemokratik yönlere çekebiliyordu. Büyük bir romantizm ile hâlâ Kara Mustafa Paşa'yı gündemde tutan Avusturya'nın Türkiye'nin AB dışında kalması için gösterdiği gayret, unutulacak gibi değildir. Türkiye'nin üyelik müzakerelerine başlamak kararı verecek olan AB dışişleri bakanları toplantısını ise hiç unutmuyoruz. Bütün dışişleri bakanları "Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlayalım" oyu verdikleri halde, Çek asıllı çok güzel bir hanım olan Avusturya dışişleri bakanı, toplantıyı ertesi sabaha kadar uzatarak veto hakkını kullanmak istedi. AB dışişleri bakanları, ikna etmeye İngiltere dışişleri bakanını seçmişlerdi. Sabaha karşı Avusturya evet diyebildi. Her dakikasını dünya televizyonları verdi. Şimdi Fransa ile Avusturya 3. A'yı geri alabilmek için acaba kaç yıl çalışacaklar?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.