Körfez-Türkiye

6 Körfez monarşisi dışişleri bakanları ansızın İstanbul'a geldiler. Dolmabahçe Sarayı'nda Başbakan Tayyip Erdoğan ve dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu ile uzun bir görüşme yaptılar. KİK denen Türkiye-Körfez İşbirliği Konferansı 2 yıl önce kurulmuştu. Ekonomik ve askerî bir işbirliği bahis konusudur. 6 Arap Körfez devleti, askerî ve ekonomik bakımdan Amerika ile tam bir işbirliği içindedir. Ama Türkiye ile doğrudan ilişkilerin yoğunlaşması ihtiyacı gittikçe artıyordu, artmaktadır. En büyük Körfez devleti Suudi Arabistan'dır. Dünyanın en büyük kanıtlanmış petrol rezervine sahiptir. Diğer 5 Körfez devleti, Suudiler'i izler. Dünyanın en büyük sanayi devletlerinin önemli kısmı, Körfez petrolü ile işler. Meselâ Almanya ve Fransa böyledir. İstanbul'da ansızın toplanan 6 Körfez Arap Devleti'nin her birinin dışişleri bakanları, o monarşilerin seçkin prensleridir. Acele toplantının hedefleri İran ile Suriye'dir. İran, Suudiler dışındaki 5 monarşi üzerinde, İngiltere'den ayrıldıkları tarihten beri hak iddia etmektedir. Bu sürekli iddia, bu devletleri bunaltmış, sıkı ABD ittifakına itmiştir. Tahran'ın Suudi Arabistan ile de ilişkileri ihtilâflıdır. Suriye ise, Arap Birliği ile dahi büyük anlaşmazlık içindedir. Esad, müttefiki ve koruyucusu Tahran rejimi gibi vakit kazanmaya çalışıyor. Neyin vaktini kazanıyor o da çok belli değildir. Arap Birliği gözlemcilerinin gözleri önünde Suriye'nin Baas ordusu, kendi halkını kesip biçmekte devam ediyor. Şimdi PKK'yı yeniden gündeme soktu. Silâhlandırdığı PKK çeteleri, güyâ Türkiye sınırını bekliyor. PKK, en parlak dönemini, Öcalan'ın Şam'da yaşadığı, militanlarını Der'a'da eğittiği günlerde yaşamıştı. İran'ın mayın yerleştirerek Hürmüz Boğazı trafiğini zorlaştırması ve dünya petrol fiyatlarının katlanmasına sebep olması, bir savaş çıkarabilir.