Tamamını da bırakırlar, bakanlık da verirler

A -
A +
 
Türkiye’de muhalefetin tartışma konuları tekraren şöyle;
-2023’te iktidara gelirlerse FETÖ’den dolayı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilenlerin tamamını mı görevlerine iade edecekler yoksa hüküm giymeyenleri mi?
-HDP’ye bakanlık verecekler mi?
-İttifak ortağı İyi Parti “HDP’li bakan”a karşı ise HDP oylarıyla alınan belediyelerin nimetlerinden (hem kadrolaşma, hem de ihaleler alma yoluyla) niye istifade ediyor?
               ***
Isıtıp ısıtıp önümüze getirdikleri, artık konuşmaktan ve yazmaktan tiksindiğimiz konular.
Hele hele ekranların sözde tarafsız tipleri “Öyle değil de şöyle demek istemiştir” gibi muhalefeti aklamaya yönelik ortalı yorumlar yapmıyor mu, ifrit oluyorum.
Oysa CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, KHK’lıları devlete geri döndüreceğini ilk defa söylemedi. Üstelik bunu dillendiren sadece kendisi de değildi.
Bugün gündem olan konuşmasında yeni olan, sokakta kendisine KHK’lıları soran FETÖ’cü yakınına “Hepsini”, “Tamamını bırakacağız” diye ısrarla güvence vermesiydi.
Daha önce de bunu dillendiren ve tepkilere aldırmayan bir genel başkanın, üzerine bastıra bastıra “Hepsini”, “Tamamını” demesi hafife alınacak bir şey mi?
Toplumdan tepkiler artınca “Aslında öyle demek istemedi” diye lafı çevirmenin inandırıcılığı olabilir mi?
Genel başkanlık koltuğuna oturduğu süreçten başlayarak, 12 sene boyunca bir defa bile FETÖ ile ters politika izlememiş, aksine bütün propagandalarına aracılık etmiş, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cülerin tanklarının arasından problemsiz şekilde geçebilmiş bir kişinin görev başına geldiğinde ne yapacağını zannediyorsunuz?
​               ***
Gelelim HDP’ye bakanlık mevzusuna ve HDP ile İyi Parti’nin altılı masa üzerinden gizli ittifakına…
Burada sır olan ne ve yeni olan nedir, söyler misiniz!
“HDP’ye bakanlık verilmeli” cümlesini ilk kuran Gürsel Tekin mi? Hayır. CHP tarafında defalarca çeşitli kademelerde dile getirildi bu cümle.
Adamlar tâ 2018 yılında oturup birlikte Anayasa taslağı bile hazırlamış, “özerkliğin yolunu açan” taslağın altına imza atmışlar…
Türkiye’yi bölmenin yolunu açmada uzlaşmışlar, bu konuşulmuyor ama HDP’ye bakanlık verilecek mi, verilmeyecek mi, burada maraz çıkıyor öyle mi(!)
Unutmayın; bu partiler 2019 yerel seçimleri öncesi de ittifak hâlindeydi.
Kandil de, Pensilvanya da kamuoyuna yaptıkları açık çağrılarla bile tam destek arkalarındaydı…
Bu siyasi partilere destek verenler de bunu bal gibi biliyordu…
HDP seçmeni İyi Parti’yi, İyi Parti seçmeni HDP’yi, CHP seçmeni “hepsini” bilerek sandığa gitti ve bu ittifaka seçim kazandırdı.
Kazananlar da bütün ittifak partilerine kontenjan açtı, ihale dağılımı yaptı, borcunu ödemeye çalıştı ve hâlen de çalışıyor.
Bunlar sır mı?
Ortak motivasyonları Erdoğan düşmanlığıydı, bu ortadan kalkmadı, aksine daha da arttı.
Şayet bu partilerin tabanlarının, birbirlerinin varlığından ve ittifak hâlinde olmalarından rahatsız olarak sandığa gitmeyeceklerini yahut oy vermeyeceklerini zannediyorsanız, kanaatimce fena yanılırsınız…
Bu partiler ne yapar eder, seçmenlerini yine Erdoğan düşmanlığı üzerinden körükleyerek kemikleştirirler.
Hele sosyal medya gibi bir nimet bulmuşlar ki, gençler çantada keklik.
2019 önemli bir dersti…
2023’te hükûmeti kazansınlar, bakın o zaman neler yapacaklar!
Dua edin; sadece HDP’ye bakanlık vermekle, FETÖ’cüleri devlet kadrolarına döndürmekle kalsınlar.
 
 
***********
 
Zurnanın zırt dediği yer
 
Putin’in genel başkanı olduğu Rusya Birleşik Partisi yöneticileri Türkiye’ye gelmiş.
Partinin üst düzey yöneticilerinden Andrey Klimov’un konuşmasında özellikle bir bölüm ilgimi çekti.
Diyor ki;  
“Rusya Ukrayna’yla savaşmamaktadır. Biz Ukrayna’ya doğalgaz satıyoruz, böyle bir savaş olabilir mi? Elektrik veriyorduk. Kendileri güç hatlarına Amerikan roket sistemleriyle ateş açmaya başladılar. Tüm tekliflerimiz masadadır. İstanbul’a gelmişler. Tüm heyetimizi iyi tanıyorum. Saygın insanlardır. Bizim görüşümüzü yansıtan evraklar verdik. Başka bir sorun var. Görüşmeler karar alabilen insanlarla yürütülebilir. Türkiye mesela bağımsız ve egemen bir ülkedir ve kararı Cumhurbaşkanı ve Meclis almaktadır. Rusya’da da başkan, hükûmet ve parlamento karar alır. Ukrayna’da karar alan kimdir ben bilmiyorum. Bunun için burada ara buluculuk hakkında konuşmaktan ziyade Ukrayna'nın çoktan bağımsızlığını kaybetmesini konuşmak gerekir.”
​               ***
Savaşın tarafı değilim ama şu karar alma mekanizmaları ile ilgili cümlenin altına imzamı atarım.
Zurnanın zırt dediği yer tam da burası çünkü.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.