Hokkabaz Tunus’ta sahne aldı

A -
A +
Cezayir basınının uzun bir süreden beri dillendirdiği ve Tunus’u takip eden araştırmacıların yakından takip ettiği konu geldi ve gerçekliğini dayattı. Tunus’ta halkın seçtiği parlamentonun kapısına darbeciler kilit vurdu. Hem Türkiye’den hem de dışarıdan darbeye gelen tepkiler bizleri yine hiç şaşırtmadı ve ‘darbeye darbe diyemeyenleri’ ibretle bir kez daha görme şansımız oldu. Bu vesile ile bir kez daha anladık ki Türkiye’de demokrasi hâlâ evde tek oyun değil. Şartlar ve zemin elverdiğinde ağızlarından demokrasi kelimesini düşürmeyenlerin her türden darbenin şerefine kadeh kaldırmaya hazır olduğunu unutmamak gerekiyor!   Tunus’ta Arap Baharı’nın tabutuna son çivi çakılıyor   Tunuslu seyyar satıcı Muhammet Buazizi’nin 17 Aralık 2010 tarihinde kendini yakması ile başlayan "Arap Baharı", önce tüm coğrafyada "Arap kışı"na döndürüldü ve şimdi de direndiği Tunus’ta toprağa bir daha çıkmamak üzere gömülmeye çalışılıyor. Bu konu ile ilgili olarak Tunuslu gazeteci Murad Teyeb ile bir görüşme gerçekleştirdim...            *** *Tunus’ta sahaya sürülen darbenin gerekçesi ne idi? Parlamentonun feshi, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve tüm yetkilerinin tek elde toplanması ne ile izah edilebilir? -Tunus Cumhurbaşkanı Kais Saied’in parlamentoyu feshettiği ya da dondurduğu konusu da net değil. Saied, önce parlamentoyu dondurduğunu söyledi ise de sonra bunun sadece bir ay ile sınırlı olduğunu belirtti, daha sonra bu sürenin birkaç günle sınırlı olacağını söyledi, şimdi de sadece yeni yasaların çıkmasına engel koyduğunu söylüyor. Bu da gösteriyor ki Tunus içinden ve dışından gelen baskılar Saied’in kararlarını etkiliyor. Saied’in yapmaya çalıştığı darbenin Anayasal hiçbir zemini yok. Tunus Anayasası bu şekilde bir müdahaleciliğe asla izin vermiyor. Ama Saied ve destekçileri, tıpkı Sisi’nin Mısır’da yaptığı gibi Tunus’u korumanın ve kollamanın Anayasa’nın çiğnenmesinden daha önemli olduğunu söylüyorlar. Tüm algılar buna göre ayarlanıyor. Tunus’u korumak ve kollamak... *Tunus’ta bir seçim yapılması gündemde mi? Kais Saied bu şartlarda bir seçime gider mi? -Seçim sistemi değişmediği takdirde yapılacak seçimler tereddütsüz aynı sonuçları üretir. Bunu Kais Saied de biliyor. O yüzden aynı şartlarda tekrardan bir seçim yapılacağını zannetmiyorum. Ama şunu belirtmek isterim ki, Kais Saied’in düşünce yapısı ve felsefesi demokratik seçimlerden ve demokrasiden yana değil. Saied, Tunus’u tek başına seçimler olmadan yönetmek istiyor. *Peki bize söyler misin sokaklarda Kais Saied’e destek verenler kimler? Ne adına Kais Saied’in bu darbesini savunabiliyorlar? -Dışarıda kutlama yapanların hiçbirisinin Kais Saied ya da darbe ile ilgileri yok. Onların kutladığı yegâne husus Ennahda hareketinin hükümetteki rolünün elinden alınması. Bu çok basit bir Tunus gerçeği. Daha düne kadar Tunus’un içine düştüğü ekonomik kaos ve zorluklar gazetelerde her gün manşetten verilirken, iki günden bu yana sanki Tunus’ta her şey değişmiş ve hiçbir sorun kalmamış gibi. Bu göstericiler açısından Tunus’un ekonomisi dâhil hiçbir husus problem değil. Ennahda hükûmetten düşürülsün isterse Tunus ekonomisi perişan olsun. Eski diktatör Bin Ali geri gelse yine umurlarında değil, yeter ki Gannuşi ve Ennahda hükûmette ve parlamentoda olmasın. Demokratik hiçbir kaygısı olmayan insanlar. Oysa darbe başarılı olur da Tunus karışırsa, Cezayir ve Libya da sınırları kapatırsa asıl ekonomik sıkıntılar o zaman başlayacak. Mesela, turizm Tunus açısından son derece değerli bir gelir kapısı ve bu olaylardan sonra Tunus tüm turizm gelirlerini yitirmiş olacak. Ufukta gördüğüm bir diğer husus da şudur. Darbeye destek verenlerin tamamı tek bir grup değil. Birleştikleri yegâne konu Ennahda Hareketi üzerine besledikleri nefret. Lakin tamamının farklı ajandaları ve hedefleri mevcut ve darbe başarılı olursa ajandaları doğrultusunda kendi içlerinde kavga etmekten de asla geri durmayacaklar. *Hazır konu açılmışken sormak isterim. Hem Gannuşi hem de eski Tunus Cumhurbaşkanı Moncef Marzouki darbeye giden yolun kilometre taşlarının Birleşik Arap Emirlikleri medyasınca döşendiğini ısrarla dile getirdiler. Tunus’ta BAE tarafından beslenen bir medya mevcut mu gerçekten? -Şunu söyleyebilirim, Tunus’ta yabancı ülkelerden fonlanan medya ve burada kalem oynatan ‘fonlanma uzmanı’ diyebileceğimiz sözde gazeteciler mevcut. BAE ve Batı, 2011 yılından bu yana Arap Baharı başarısız olsun diye kesintisiz gazetecileri, medyayı, bazı parlamenterleri ve STK’ları fonlamaktalar. Tunus’ta sokağa çıkma yasağı sadece darbe karşıtları için geçerli. Kais, kendine destek verenler ile sokak ve meydanlarda buluşabiliyor. Hatta kurgusal bir şekilde onlarca basın ve yayın organı varken kendisine uzanan yegâne mikrofon BAE’nin medyası olan Al Arabiya televizyonu. Her şey artık Tunus’ta çok açık...            *** Tunuslu gazeteci ve araştırmacı Murad Teyeb ile yaptığım röportajın devamını yeni gelişmeler ile birlikte yeni yazımda paylaşmaya devam edeceğim. Lakin, ben röportaj esnasında Murad Teyeb’in anlattığı Tunus’u değil de Türkiye’yi anlatan bir gazeteciyi dinler gibiydim... Hep yazdığım konuyu bir daha yazmak istiyorum. Hokkabazın çantasındaki tavşanlar rengârenk, her seferinde yeni bir senaryo ortaya koyuyor sanıyoruz. Oysa hokkabazın farklı renkteki tavşanları yeni bir şey gibi çantasından çıkarmak dışında ortaya koyabileceği bir numarası yok!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.