GÜZEL SÖZ

A -
A +
GÜZEL SÖZ
“Ahirete faydası olmayan her şey dünyalıktır.”
 
 
YETENEKLİ KALEMLER
 
Telaşlanma haftaya yine gelir
Bir gün devrin hükümdarı Kazan Hân, Ahmed Yesevî’nin cuma namazını nerede kıldığını merak etti. Yesevi’nin ileri gelen öğrencisi Muhammed Dânişmend’i görevlendirdi:
-Bir sor bakalım cumaya nerede olacak?
Bu sırada müezzinler, cuma için ezan hazırlığındaydı. Öğrencisi bu soru için hocasının yanına vardı. Ama daha bir şey söylemeden Yesevi hazretleri tuttu öğrencisinin elinden.
Bu tasavvuf kültüründe hoca konuşunca talebe susar. Dedi ki Hocası:
“Tut elimden! Cuma namazına bugün seninle beraber gidelim.”
“Peki efendim”
Tuttu elinden Muhammed Danişmend.
-Yum gözlerini!
Yumdu gözlerini… Bir tuhaf oldu içi… Sanki rüya âleminde gibiydi… Sanki hipnoz olmuş gibi…
Aç dediğinde açtı gözlerini. Hiç tanımadığı büyük bir cami içinde saflar arasında oturuyorlardı.
Cumayı kıldılar…
Öğrencisi namazdan sonra sağına bakındı soluna bakındı. Ama o da ne öyle? Hocası yok…
Acaba bir şey mi oldu diye telaşlandı… Sağa koştu, sola koştu ne kadar aradıysa da kalabalıkta hocasını bulamadı.
Caminin müezzini ondaki bu telaşı görünce sordu:
“Ey derviş! Hayrola bu ne telaş?
-Hocamı kaybettim bulamadım? Burayı da pek tanımıyorum?
Kimdir Hocan?
-Ahmet Yesevi Hazretleri…
-Burası Mekke’dir… Senin hocan, nice zamandır cuma namazlarını burada kılar. Telaşlanma haftaya yine gelir. Öğrenci durumu anlamıştı. Bir hafta orada kaldı. Ertesi hafta cuma namazında hocası ile buluşup namazdan sonra yine aynı şekilde göz kapayıp açıncaya kadar Yesî’ye geldiler.
Yesevi Hazretleri “var git şimdi söyle sultana haydi” dedi.
Öğrenci Kazan Hân’a yaşadıklarını bir bir anlattı. Kazan Hân ve orada bulunanlar anlamıştı Yesevi Hazretlerinin nasıl bir büyük olduğunu…
 
 
ŞİİR
 
ŞEHRİBAN
 
Saçını, süpürge ettin, boşuna…
Yine kadrin bilinmiyor, Şehriban.
Kul bilmesin; gider, Rabb'in hoşuna
Bu cihanda gülünmüyor, Şehriban!
 
Dünyaya getirdin, sekiz uşağı
Beline bağladın, kıldan kuşağı.
Dağdan indin, sahillere aşağı
Yersiz-yurtsuz kalınmıyor, Şehriban…
 
Çalıştın, emeğin gitti yellere
Ekmeğini –bandırırdın- küllere
Nasip –saldı- seni gurbet ellere
Sılaya yol bulunmuyor, Şehriban…
 
Ot biçerek geçip gitti yazları
Unutmuştu; kemençeyi, sazları.
Yarasına, merhem sürmez; kızları
Elden, dermân olunmuyor, Şehriban!
 
Yolun uzak, azığını hazırla!
Ahbâplık kur; Azrâil’le, Hızır’la.
Sâdık kul ol; ruh teslim et, huzurla
Gidip geri gelinmiyor; Şehriban…
 
Ahmet Feyzioğlu
 
 
PRATİK BİLGİLER
 
BİR PARÇA BUZ
Mobilyaların yerlerini değiştirdiğinizde genelde halıların üzerinde iz bıraktığını görürsünüz. Bu izleri yok etmek için izlerin üzerine bir parça buz koyun ve erimesini bekleyin. Daha sonra üzerinde elektrik süpürgesini gezdirdiğinizde izlerden eser kalmadığını göreceksiniz.
 
■■■
Üst üste koyduğunuz bardaklar yapışıp çıkmıyorsa bir leğenin içerisine koyup üstteki bardağın içerisine buz koyup leğenin içerisine yavas yavas sıcak su koyup biraz beklediğinizde bardakların kolayca çıktığını göreceksiniz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.