Cumhuriyetimize ne oldu?

A -
A +

Türkiye Cumhuriyeti'nin bu yıldönümünü, seçimlere denk düştüğü için, heyecansız ve marjinal olarak kutluyoruz. Fakat, aslında Atatürk'ün 79 yıl önce kurduğu ve "ilelebet payidar olması" inancı ile Türk gençliğine emanet ettiği, Cumhuriyetimize ve "ruhuna" bir şeyler oldu!.. Atatürk'ün o muhteşem 10. yıl nutkunda dediği gibi "istikbale akıp gidecek" bundan sonraki on yıllarda, kurduğu Cumhuriyet'i, seçim heyecanına yenik düşmese bile, acaba O'nun emanet ettiği anlam ve aynı ruhla kutlanacak mı? Endişe ediyorum. Atatürk nerede idi? Geçen akşam D Kanalında, Uğur Dündar'ın yönettiği "Büyük Buluşma"da AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan ve CHP lideri Deniz Baykal, hırçınlıktan özenle kaçınarak, karşılıklı saygılı davrandılar. Bana öyle geldi ki, bu "Büyük Uzlaşma" seçimden sonra ortaya çıkacak karışık tabloda bir "Büyük Uzlaşmanın", hatta bir AKP-CHP koalisyonunun işareti ve provası idi. Fakat bu "buluşmada" çoğunun gözünden kaçan veya kaçmadı ise bile, sözü edilmeyen manidar bir husus vardı. İki zıt kutbun liderleri birisi tasavvufi açıdan, diğeri "Anadolu Solunun" kökenlerini kanıtlamak için, tarihimizdeki "Bilge adamları", Şeyh Edebali'yi, Mevlana'yı, Hacı Bektaş Veli'yi, Yunus Emre'yi ve Ahmet Yesevi'yi birlikte andılar. Bu, çok iyi de çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin, yani bugünümüzün, sadece büyük "bilge adamı" değil, ruhunu temsil eden Atatürk'ün adı bile anılmadı ve sosyal demokrasiden bolca söz edilirken "milliyetçilik" yoktu! Recep Tayyip Erdoğan'ın Atatürk'ü övmesini değil anmasını bile zaten beklemezdim. Ümmetçiliğin ağır bastığı "Türk" sözünü nadiren ağzına aldığı için "milliyetçilikten" söz etmesi de beklenmezdi. Ama, ya Atatürk'ün kurduğu partisinin "6 okundan" biri "milliyetçilik" olan ve Atatürkçü ve milliyetçi olduğundan şüphe etmediğim Deniz Baykal? Bu, bence tartışma heyecanı içindeki basit bir ihmalden öte, 79. Yılın idrak edildiği şu sırada, Cumhuriyet'in ruhuna gerçekten "birşeyler olduğunu gösteren ve gelecek için endişe veren bir işaretti! Muhtemel bir AKP-CHP Koalisyonu, demokrasinin "mümkün olanı yapmak" gereğinin ve kavgaları engellemenin çaresi olarak değerlendirilebilir. Ama aralarında, özellikle "laiklik" konusunda kan uyuşmazlığı bulunan iki partinin uzlaşması ne kadar gerçekçi ve kalıcı olur; sonunda eski huylar ve amaçlar, "ya yakasından ya yeninden seyirtince" ne olur? Ecevit CHP Genel Başkanı iken. "Tarihi yanılgı" mazereti ile, Necmettin Erbakan'ın Milli Selamet Partisi ile koalisyon yapmış, sonunda da hüsrana uğramıştı. Amma bence asıl sorun, böyle bir koalisyonun TC'nin ruhuna ve CHP'ye ne kadar uygun düşeceği! Karanlık gelecek Cumhuriyetin 79 yılı, Yaşar Kemal'in bir Alman dergisine söylediği gibi, "zulüm yılları" mı idi? Çetin Altan'ın hep iddia ettiği gibi, "Türk'ün Türk'e Türk propagandası yaptığı hamaset palavrası yılları" mı idi? Ahmet Altan'ın iddia ettiği gibi Cumhuriyetin tarihi "kanlı" mı idi? Gene Çetin Altan'ın ve Mehmet Altan'ın müjdelediklkeri gibi, Türkiye Cumhuriyeti 2. Cumhuriyet, bir AB Cumhuriyeti mi olacak? Ne oldu da, bu ihtimaller ve iddialar dile getirilebiliyor. Ne oldu da, Cumhuriyetimizin kendimize "güvendiğimiz, övündüğümüz ve çalıştığımız" o altın yıllarından bugünlere geldik? Evvela "Demokrasi" oldu... sonra da bütün değerlerimizi ve dengeleri alt üst eden 27 Mayıs darbesi, ardından da 61 Anayasası ve ondan çıkan cadı kazanı sol ve bölücü terör oldu. Laik Cumhuriyet köşesinden kıyısından hücumlara uğradı ve ugramakta.. Cumhuriyet "ruhunun temeli olan "Ne Mutlu Türküm Diyene" inancı zaafa uğratıldı. Üniter Milli Cumhuriyetin "tek dil-tek millet" ilkesi "milli partilerin" elbirliği ile ve "AB süreci uğruna yok edildi, "PKK'nın kozlarını ellerinden aldık" dediler, oysa PKK dağlarda yapamadıklarını elde etmiş oldu, Kürt devletinin alt yapısı hazırlanmış oldu. Velhasıl "gaflet dalalet ve ihanetle" Cumhuriyetimizin temelleri oyuldu ve oyulmakta! Cumhuriyet'in son garantisi ve sigortası TSK olmasa, korkarım, ilerde Cumhuriyet ve "ruhu" Atatürk'le birlikte Anıtkabir müzesine kaldırılır! Evet çok karamsarım. Her Cumhuriyet Bayramında, Atatürk'ün Cumhuriyetin 10. Yıldönümünde, sesi heyecandan titreyerek verdiği nutkun filmini, hem gözlerim yaşlı hem de inanç ve umutla dinlerdim. Bugün bunu yapamıyorum. Mehmet Ali Kışlalı, kardeşinin Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları tarafından şehit edilmesı üzerine, Atatürk ve Cumhuriyet ilkeleri delindiği için "asıl şimdi ağlıyorum" diyor.. Ben de bağrıma taş basıyorum!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.