Fay hattı üzerinde oyunlar...

A -
A +

Ülkemiz jeolojik bir fay hattının üzerinde; deprem kaçınılmaz bir olasılık.. Hazırlıklı ve tedbirli olmamız gerekiyor. Ne var ki bir kısım medya ve bilim adamları, dehşet senaryoları çizerek, gereksiz ve faydasız panik havası çıkarıyorlar! Bunun gibi. Türkiye'nin bulunduğu tehlikeli ortamda, jeo-stratejik-politik bir fay hattının da üzerindeyiz. Çevremizdeki olaylardan ve sarsıntılardan ve şu sırada özellikle ABD'nin Irak'a karşı yapacağı muhakkak bir hareketten, soyutlanmamız mümkün değil. Tedbirli ve ihtiyatlı olalım, ama bizim irade ve ihtiyarımız dışında gelişecek olaylar karşısında, bazılarının oluşturdukları dehşet ve paniğe kapılmayalım. Bunun faydası da yok, zararları çok! Gerçekler Öyle görünüyor ki ABD, Birleşmiş Milletler kararı olsun olmasın, Avrupalılar Avrupalılar destek vesinler, vermesinler, kendi çıkarları açısından, Saddam'a karşı "preemptive-önleyici" bir vuruş yapmakta kararlı. Bunun, Irak'ın kitle imha silahları üretip stok etmesinden BM denetçilerine hâlâ türlü engeller çıkarmasından, nihayet Üsame Bin Ladin ve El Kaide örgütü ile işbirliği yapmasına ve kendisinin bir gün, aniden Amerika'nın Orta Doğudaki tesislerine ve bir ihtimalle Türkiye'ye karşı, ya doğrudan füzelerle veya teröristler vasıtasıyle "önleyici" saldırılar yapması ihtimaline kadar, ABD açısından makul sayılabilecek sebepleri var. Saddam yönetimindeki bir Irak'ın Amerika'nın, batının ve de Türkiye'nin uzun vadeli çıkarları açısından bir çıban başı olduğu da muhakkak. Bazı Batılı çevreler ABD Başkanı George W. Bush'u süpergüç olmanın küstahlığını gösteriyor diye kınıyorlar ama, son tahlilde, kendi çıkar ve güvenliği için "moral kararlılık" göstermek de Süper güç olmanın gereği! Amerika'nın içinde de harekata karşı olan kesimler var ama Kongre, büyük bir çoğunlukla -Cumhuriyetçi Demokrat ittifakı ele Bush'a savaş yetkisi vermiş olması bir bakıma Yahudi lobisinin gücüne atfedilse bile, aslında tehlikenin ve saldırganlara karşı taviz ve ihmal politikası hüsranla neticeleneciğinin algılanmasına dayanıyor. Bize gelince... Biz, bir savaşta insan ve maddi kayıplar vereceğimiz için endişelensek ve istemesek de, deprem konusunda olduğu gibi tedbirli ve ihtiyatlı olmaktan öte, reel politika icabı, bu savaşın dışında kalamayız. Önemli olan hareketten sonra bölgede dengeler yeniden kurulur hatta hudutlar yeniden çizilirken, iyot gibi açıkta kalmak istemiyorsak, olayları parmaklığın üzerinde oturup seyredemeyiz. Bunun önemli bir sebebi de, Kuzey Irak'ta adı ve şekli ne olursa olsun, bağımsız veya özerk bir Kürt devletinin kurulması ihtimali. ABD de herhalde gene kendi çıkarları açısından, Kürtleri kullanmak için böyle bir oluşuma en azından göz kırpmakta. Yoksa Talabani ve Barzani'nin ortaklaşa düzenledikleri ve PKK'nın dışardan desteklediği "Parlamento" zemini mümkün olamazdı. Amerikalılar bizi severler ama önce kendi çıkarlarını kollarlar; Körfez Savaşından sonra bazı belli ABD birimleri Kürt kozunu ellerinde tutmuşlardır. Türkiye yamacında etkileri, kendisine de sıçrayacak bir Kürt devletini asla kabul edemez. Ama sormak gerekir; TSK bu ihtimale karşı hazırlanır ve varlığını Kuzey Irak'ta gösterirken, bugün seçim meydanlarında "milliyetçiyiz" diye bağıran politikacılar, ne yapmışlardır? Aksine, AB istiyor diye elbirliği ile TBMM'den İdam ve Kürtçe eğitim ve Yayın yaslarını ekspres hızıyla geçirmekle, Kürtlere devletlerinin zeminini sunmuşlardır. Apo'nun idam edilmesi İdam Cezasının kaldırılması, bölücülere cesaret vermiştir. Bugün bile bu yasalarla PKK'nın kozlarını elinden aldık diyen ve bir Federasyon kurulursa bunu Türkiye'nin kontrol edebileceğine inanan safdiller var. TBMM kürsüsünden, kırmızı-yeşil-sarı PKK renkleri ile Kürtçe konuşan Leyla Zana'nın "mahkum olmasına sebep olan kanunlar nerde var?" diye soran gafiller, HADEP-DEHAP oyları uğruna Bölücü MED TV'ye konuk olan politikacılar var.. ANAP, AB'nin "Avrupa Türkiye'yi hazmedemez" diye dışladığı şu sırada "Oylarınızı AB'ye ANAP'a verin!" diye slogan atıyor.. "Bayrakla mayrakla olmaz" sözlerinin ünlü sahibi ANAP lideri Mesut Yılmaz da, Kürt Devletinin kurulmaya çalışıldığı şu sırada Diyarbakır'da hâlâ AB'nin yolunun "Diyarbakır'dan-Botan'dan geçeceğini "iddia ediyor... Kendi çıkarlarımızı biz kollamazsak AB mi, yoksa ABD mi kollayacak?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.