Kuşkulu fakat umutlu!

A -
A +

3 Kasım seçimleri neticesinde, AKP'nin 363 milletvekili ile TBMM'de tek başına iktidar olmasının beni şahsen çok mutlu etmediğini ve TC rejiminin geleceği hususunda kuşkularımın bulunduğunu, kayıtlara geçsin diye, ifade etmek mecburiyetindeyim. Kuşkularımda haksız çıkmayı, ülke çıkarları açısından çok arzu ederim. Neticede ülkenin çıkarları herşeyin üstündedir; bu bakımdan da, kişisel kaygılarımı -bir süre için- bir tarafa bırakıp olaya olumlu tarafından bakmak istiyorum: En başta, milletimiz ve demokrasimiz olgunluğa erişmiş. Seçimler olaysız ve hilesiz geçmiştir. Olumlu olanlar Olumlu olan diğer şeyler şunlar; özellikle Mesut Yılmaz'ın, Tansu Çiller'in başarısızlıkları sabit olduğu için, barajın altında, deprem enkazının altında kalmış olmaları, AB'nin yolunu Diyarbakır'dan geçirmeye kalkan ve AB Hükümeti kuracağını vadeden ANAP Lideri halktan hak ettiği cevabı almıştır. Muzur solcu ve bölücü partiler de hüsrana uğramışlardır. Yakın tarihte ilk defa olarak hiç olmazsa bir müddet, hükümet bunalımları yaşanmayacak. Koalisyonsuz bir iktidar sürecek. Parlamentoda başka bazı ülkelerde olduğu gibi iki başlıca partinin temsil edilmesine de olumlu bakmak mümkün, ama halkın oylarının %50'sinin temsil edilmemesi de anormal bir durum ve meşruiyet bunalımlarının habercisi olabilir. Sonra, birisi sağ -Merkez filan değil- diğeri sol uçta, iki parti temsil edilirken diğer önemli görüşlerin temsil edilememesi de, ayrı bir konu! Baykal'ın vadettiği vechile CHP Parlamentoda bu görüşleri temsil edebilir mi? Pratikte güç!. Tepki oyları Bu netice, belirli lider ve partilere ve başarısızlıklarına, yanlışlarına halkın tepkisi idi. MHP ve Devlet Bahçeli dışındakiler, bu tepkiyi fazlasıyla haketmişlerdi. Teslim etmeli ki AKP uzun süredir iyi çalıştı ve sadece bir kesime değil hatta felsefesine yakın olmayanlara bile umut verdi. Yargıtay Başsavcısı hukuk ve kanun açısından haklı idi ama açılan davalar AKP'nin ve Tayyip Erdoğan'ın mağdur duruma düşmesine sebep oldu ve işlerine yaradı. İlerisi için kuşkulu olsak da -mülahazat hanesini açık bırakmakla beraber- Recep Tayyip Erdoğan'a, seçeceği Başbakana ve kurulacak hükümete münasip bir zaman için şans ve mühlet tanımak ve hatta çelme takmadan destek olmak gerekiyor. Bakın, netice açıklandıktan sonra bir "balayı havası" içinde piyasa canlandı. Borsalar rahatladı, dolar düştü. İçerde ve dışarda yeni bir umut dönemi başlar gibi. AKP ile CHP, Erdoğan ile Baykal arasında bahar havaları esiyor! Durum bir bakıma 1950'de Demokrat Partinin tek başına iktidar oluşuna benzetilebilir. İnşaallah sonu benzemez. Deniyor ki Türk siyaset tarihini uzun süre liderler arasındaki rejim konusundaki ihtilaflar değil, kişisel çekişmeler etkilemiştir. Umarım ki bu tür süreç artık sona ermiş olsun. İnşaallah bundan sonraki ihtilaflar rejim ve meşruiyet konularında da olmaz. Bu safhada, en büyük sorumluluk Recep Tayyip Erdoğan'da. O inşaallah, milletin itimadına layık olur ve AKP'nin zaferinin, tabanı şımartması ihtimali karşısında, kontrolü elinde tutabilir. İngiliz tarih bilimcisi Lord Acton "İktidar ifsad eder mutlak iktidar ifsad eder" demiş. Umarım ki şimdi "mutlak iktidar" AKP'yi "ifsad" etmez! AKP kadrosunda ve Meclise girenler arasında çok kıymetli kişiler var. Ancak potansiyel tehlikeli kişilerin de bulunması mümkün. Erdoğan yöneticiliğini İstanbul Belediye Başbakanlığında kanıtlamıştı. Uzun süredir ciddi olarak temrinler yapıyorlardı. Umulur ki ülkeyi başka uçlara kaçmadan, iyi yönetirler. Herşeyden fazla iyi yönetilmeye ihtiyaç var ve halk artık palavra değil aş iş ve huzur istiyor!. Nihayet, milletvekili seçilemeyen ve Başbakan olması hemen mümkün olamayacak Recep Tayyip Erdoğan'ın statüsü ve Anayasayı değiştirmek teşebbüsleri komplikasyonlara sebep olabilecektir. Açıkça söylemeliyim; son tahlilde "Merak etmiyorum çünkü Türk Ordusu var!" Bu büyük geleneksel güçle, rejimin son garantisi ile, çatışmak kimsenin harcı değildir!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.