Neden MHP?
Yakın tarihimizde, önümüzdeki 3 Kasım seçimleri kadar tabir caizse, garip ve neticeleri bu kadar müphem ve muğlak başka hiçbir seçim hatırlamıyorum. Aslına bakarsanız, ülkenin bu kadar karmaşık, güç ve tehlikeli sorunlarla karşı karşıya bulunduğu başka bir dönem de hatırlamıyorum. Seçimlerin sonunda, başka seçimlerde olduğu gibi, düzlüğe çıkacağımızın da, hiç olmazsa, bazı umutlarını göremiyorum. Neticede, yeni ve zoraki koalisyonların gerekeceğinden, aylarca hükümetsiz ve istikrarsız kalmaya ve hatta kaosa kadar çeşitli ters ihtimaller var önümüzde!. Türkiye'nin sorunları öylesine çetrefil ki bu seçimlerin neticesinde halkın tercihlerinin bu sorunlar ve ideolojiler konusunda kesin olarak ortaya çıkacağını sanmıyorum. Ancak, halkın Brüksel sevdalılarından yana mı, yoksa Türkiye sevdalılarından yana mı olduğu belli olacak! Kaos işaretleri Irak'a karşı bir operasyon halinde, yeni iktidarın hayati kararlar vermesi gerektiği bağlamda, ülke hükümetsiz kalmışsa, veya AKP tek başına iktidar veya muhtemel bir koalisyonun büyük ortağı olmuşsa, neler olabilir? Bir Arap gazetesinin yorumcusu, bir AKP iktidarının Türkiye ile Arap dünyası arasında tarihi bir uzlaşma sağlayacağını yazıyor. Irak konusundaki siyasetimizi nasıl etkiler? Bu "uzlaşma" Batıdan ve Amerika'dan kopma pahasına mı olacak? Diğer tarafta da The Washington Post gazetesinde Harvard Üniversitesinden bir profesör, nereden ilham almışsa. ABD hükümetinin Erdoğan'ın cezasının kaldırılması için Türk hükümeti ve askerler üzerinde baskı yapmasını istiyor ve "Beyaz Saray'da inançlı bir Hıristiyan oturur da Ankara'daki Başbakanlık konutunda, neden inançlı bir Müslüman oturmasın" diyor. Ona göre böyle bir Başbakan ve yönetimi Müslüman dünyası ile ABD ilişkilerine iyi etki yaparmış.. Hariçten gazel okuyan bir "profesörün" aklı da bu. Post gazetesine bu konuda bir cevap gönderdim bakalım basacaklar mı? Herhalde bu cevabı seçimden sonra, okuyucularımla paylaşırım. En önemlisi Türkiye, hayati kararları hangi yöntemle alacak; ülke gerçek-resmi bir AKP'li Başbakanla, gölge bir "Başbakan", yani, Genel Başkanlıkta, kalsın veya kalmasın, muhakkak AKP'nin gerçek ve asıl söz sahibi lideri olacak-olmak isteyecek Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte oluşacak bir eşgüdümle mi yönetilecek? Herşey bir tarafa, devlet gizli dosyalarının duyumlarının resmi bir sıfatı olmayan Erdoğan'a intikaline sivil ve askeri bürokrasi razı olabilir mi? Doğru sözler Sayın Yahnici'nin -Neşe Düzel ile sohbetinde söylediği çok doğru şeyler var. Kamuoyu araştırmalarının çok yanıltıcı olduğu, MHP'nin barajı geçmekte sıkıntısı olmayacağı, GENÇ PARTİ'nin aslında, sağlam, disiplinli ve inançlı MHP tabanını paylaşmayacağı Türk Milliyetçiliğinin, 33 yıllık gelenekleri ve kaynakları ile MHP'de "özümsenmiş" ve tabir caizse "kemikleşmiş" olduğu!... Bütün bunları söyledikten sonra "ihsası rey"de bulunacağım; "ben oyumu MHP'ye, milliyetçiliğin tek merkezi olan MHP'ye vereceğim. Bütün milliyetçilere de aynı şeyi tavsiye ederim. Geçmişin hatalarını tartışmayı şimdi askıya alın, alalım ve MHP'de birleşelim!" Turizm hamlesi ve Mustafa Taşar Mustafa Taşar, hem biraz hemşehrilik, hem de ideolojik bağ dolayısıyla sevdiğim bir kişidir. Geçen akşam Turizm Bakanı olarak Türkiye'nin tanıtılması ve özellikle Turistik tanıtılması, konusundaki hamlelerini TV'de anlattı. Turizm konusuna kenarından ilgilendiğim için çok etkilendim. 1960'taki İlk Basın Yayın Genel Müdürlüğümde unvanımda "Turizm" ve Genel Müdürlükte de turizm bölümü vardı.. Dış tanıtma çalışmalarımda da, haliyle turizm tanıtımına önem vermiştim. Ama şimdiye kadar Taşar'ın bakanlığında olduğu kadar yoğun ve profesyonel bir tanıtma hamlesi yapıldığını hatırlamıyorum.. Kendisini, tebrik ederim. Bu arada kendisine naçizane bir öneride bulundum, turizmin öncüleri vardı; Selefim merhum Halim Alyot ve Genel Müdürlüğümde Turizm Müdürü olan merhum Selahattin Çoruh. Turizmin T'si bile yokken büyük girişimlerde bulunmuşlardı.. İzmir'de Suat Yurtkoru da, Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz'un döneminde, Efes ve Meryem Ana tapınağı konusunda ilk girişimleri yapmıştı. Rahmetli olmuş bu kişilerin Bakanlıkça anılması bir vefa ifadesi olur..