Pınar kızımız ve kadınlar!

A -
A +

Bizim dişili erkekli liboşlarımızın hafızaları tek taraflıdır veya çifte ölçülüdür. Milliyetçilere, ülkücülere karşı sönmez kinleri vardır fakat geçmişte insan kaçırmış, insan öldürmüş eski tüfek teröristler onca mağdurdurlar ve bu seçimlerde aday olmaları da mubahtır. Bunun canlı örneğini MİLLİYET gazetesinde, "tüketicinin ve kalitenin dostu" Meral Tamer hanım, Pınar Selek'in DEHAP'tan İstanbul'da birinci sıradan aday olmasını överken verdi. Bu yazıda Pınar kızımızı "Errrkek (aynen) İstanbul'un tek kadın adayı" olarak göklere çıkarıyor. Hatırlatalım, Pınar halen Mısır Çarşısı'nda 9 Temmuz 1998'de yani dört yıl önce, 7 kişinin ölümüne, 121 kişinin yaralanmasına sebep olan PKK bomba eyleminde bomba parçalarını taşırken yakalanmış, bu dava aylardan beri patlamanın bomba mı, tüp gaz sıkışmasından dolayı mı olduğu hâlâ belirlenemediği ve deliller de tabiatıyla ortadan kalktığı için sürmekte. Polis sosyolojik Kürt çalışmaları yaptığını iddia eden Pınar'ın çantasında incik boncuk değil bomba yapmaya yarayan şeyler olduğunu söylüyor. Çoğu uzmanlar da patlamanın bomba olduğunda ısrarlılar ama Pınar'ın babası cerbezeli bir solcu avukat. Pınar'la işbirliği yapan itirafçı gencin itiraflarına rağmen ve diğer sanıklar hâlâ tutuklu iken Pınar serbest bırakılmış ama muhakeme devam ediyor. Pınar pek de gizlemiyor eylemlerini. Kürt kökenli mi yoksa bir Kürt delikanlısına gönül mü vermiş. Devamlı olarak Özgür Politika'ya yazıyor, toplantılara katılıyor. HADEP'in yerini alan DEHAP'tan anlı şanlı aday oldu ve şükürler olsun partisi de silindi; Pınar hanımın dokunulmazlık kazanma umudu da suya düştü. Mahkemede hesap vermeye devam edecek ve adalet inşaallah yerini bulacak. Mısır Çarşısı bombalamasında ölen ve yaralananların ahı tutacak! Kadın aklı ve faşizm Kadın haklarına ve kadınların eşitliğine itiraz etmek ne haddime. Aksine ben bugün kadınlarıımızın tüm alanlarda, tüm iş dallarında devlete ekonomide ve medyada başarılı olmalarından hatta adeta çoğunlukta ve egemen olmalarından dolayı mutluluk duyuyorum. Hemen söyleyeyim ki benimle birlikte çalışmış olan hanımlardan dolayı izlenimim erkeklerden daha da başarılı oldukları ve Parlamento'da, utanılacak derecede az temsil edilmeleri beni üzüyor. Fakat hemen itiraf edeyim ki medyadaki bazı köşe yazarlarının akılları da biraz kısa oluyor veya galiba kendilerini ispat etmek için aşırılıklara kaçıyorlar. Örnekler çok. Bakın, gene Milliyet gazetesinde bir hanım kızımız, ABD Başkanı George W. Bush'un "Giderek daha çok insan hayatta kendilerinden daha büyük bir şeye hizmet etmenin tam bir Amerikalı olmanın parçası olduğunu anlıyor" şeklindeki sözlerine kızmış.. Bunu yeni başlayan sersemler için "Faşizm" diye tanımlıyor. Yani, insanın kendinden büyük bir şeye, vatanına, devletine hizmet etmesi faşizm, Ece Temelkuran Hanıma göre!. Ben de milli gelenek ve inancımız gereği ebet müddet devletime hizmet etmenin kutsallığına, devlet olmasa bireylerin de anarşiye düşeceğine inanan, "Kuzgun leşe, devlet başa" diyen bir insanım. Bu, milliyetçiliğin de gereği. Ne var ki, liberaller, ötedenberi vatanperverliğin de milliyetçiliğin de düşmanıdırlar.. Milletlerin insanlık, vatanlarının bütün dünya olduğu hayalleri içindedirler. Aidiyet bilmezler. Samuel Johnson'un "vatanseverlik son melceidir" lafını dil pelesengi etmişlerdir. Ece Temelkuran hanım da "Bushun dediği gibi konuşanı hemen enseleyeceksin!" diyor. Ben de böyle konuşuyorum, hanım gelsin de beni enselesin! Sormak lazım, ülkene, senden daha büyük olan vatanına ve milletine, devletine hizmet etmeyeceksin de, neye, kime hizmet edeceksin? Daha ulvi bir şey var mı? İnsan bencil olmayıp da vatanına, milletine hizmet ettiği zaman yücelir Ece hanımın düşündüğünün aksine faşizm tehlikesi yok, liboşluk ve nonoşluk tehlikesi var bugün dünyada ve Türkiye'de! Bakın gene MİLLİYET'te Türkiye'de eşcinsellerin arttığı müjdesini veriyordu, Kahraman Kurdoğlu nam bir kişi! Dünyanın en önde gelen gay ve lezbiyen örgütünün başı olduğu için iftihar etmemiz gerekiyor herhalde. Bu kişi, Türkiye'de bir gay partisi kurulsa barajı rahatça geçeceği iddiasında idi. Amma da çoğalmışlar! Bu zat "Türkiye'de eşcinsellere hakları verilmezse AB hayal demiş!" Yani AB'ye girmemiz için milletçe eşcinsel olmamız gerekiyor. Gülüp geçmeyin, AB'nin kriterleri ve şartları arasında gerçekten bu da var!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.