Reyhanlı'nın ilk bayramı

A -
A +
Reyhanlı'dayım. 11 Mayıs patlamaları sonrası Reyhanlı'nın ilk Ramazan Bayramı. Sabah mezarlık ziyaretlerinden sonra patlamada hayatını kaybedenlerin evleri ziyaret edildi. Misafirlere bayram kurabiyesi olan kahke ve kömbe ikram edildi. Dut şurubu ve limonata verildi. Bayramın ikinci günü ise hem patlama hem de ramazan nedeniyle ertelenen düğünler yapılmaya başlandı. Suriye'den gelen bomba sesleri kapı çarpması gürültüsü gibi ilçede yankılanıp hafifçe yeri sarsmaya devam etti. Reyhanlılar Suriye'den duyulan bomba seslerine alışmış. Umursamıyorlar. Ağustos gecelerinin karanlığında düğünlerde havaya sıkılan kalaşnikofların sesleri Arapça şarkılara karışıp yankılanıyor. Reyhanlı'da düğünler yapılırken Amanos dağlarındaki kızılçam ormanları yanmaya devam etti. İddiaya göre kızılçam sahasında bulunan krom madenlerine sahip olabilmek için yedi ayrı yerden orman ateşe verilmiş. Sorumlular bulunacak mı? Yoksa dosya kapatılacak mı? Zamanla göreceğiz.
Reyhanlı Suriye ile iç içe. Patlama sonrası Suriyelilere karşı yaşanan şiddet unutulmuş. Sadece ev ve işyerlerine asılan Türk bayrakları kalmış. Suriyelilerin yağmalanan işyerlerinin yerlerine yenileri açılmış. Nakliye sektörü hariç her alanda Suriyeli girişimci olmuş. Lokantalar, nargile kahvaneleri ve Halep tatlıları, humus, ful (bakla ezmesi), felafer yapıp satan dükkanlar açılmış. Suriye ekmeği, terlik ve ayakkabı yapımı, plastik çatal-bıçak fabrikası faaliyete geçmiş. Reyhanlı'da Türkiye'yi öğrenen Suriyeliler Türkiye'nin zengin tarım (Adana), sanayi (Gaziantep, Mersin, İzmir, Bursa, İstanbul) ve turizm (Antalya, Bodrum) merkezlerine işgücü ve işveren olarak yerleşmeye başlamışlar. Patlamadan sonra Reyhanlı'yı terk eden Suriyelilerin yerine savaştan kaçan ve patlamayı yaşamamış yeni mülteciler gelmiş. Savaştan yeni kaçan Suriyeliler perişan. Açlıktan dilencilik yapan çok. Suriyeliler tarımda günlük 15 TL, inşaatlarda 20-25 TL alıyorlar. Lokanta ve fabrikalarda ayda 400-500 TL'ye günde on iki saat çalışılıyor. İş bulanlar kendini şanslı görüyor. Birinci patlamanın olduğu Reyhanlı Belediyesi binasının önünde kurulan çadırlarda ramazan boyunca Suriyeli fakirlere iftar verildi. Günde sadece bir defa karınlarını doyurabilen Suriyeli fakirler için bu iftar çadırlarının sökülmemesi ve on iki ay yemek verilmeye devam edilmesi gerekiyor.
Reyhanlı nüfusu (70 bin) kadar Suriyeli ilçe merkezi ve köylerinde bulunuyor. Reyhanlı Suriyelilere acıyor ama kaldırabileceğinden çok nüfusa bakmak zorunda olmaktan dolayı rahatsız. Devletin, Türkiye'nin diğer il ve ilçelerinin bu yükü paylaşmasını istiyor. Reyhanlıların yüreklerindeki korku silinmemiş. Yeni patlamaların olacağı yönünde çıkan dedikoduların ardı arkası kesilmiyor. Dedikodular Reyhanlıların Suriyelilere acıma duygusunu törpülüyor. Reyhanlı'da yeni bir sosyal patlama olmasından korkuluyor.
Reyhanlı sokaklarında Özgür Suriye Ordusu askerleri geçen yıl üniformaları ile dolaşırken bu yıl sivil dolaşıyorlar. Reyhanlı sokaklarında dolaşan ve Tunus, Libya, Mısır, Yemen, Suudi Arabistan, Filistin, Çeçenistan, İnguşetya, Dağıstan, Orta Asya'dan geldiğini söyleyen gençler kuşku uyandırıyor. Reyhanlılar artık Suriye konusunda umutsuz. Beşaslan köyünde tarlasını sulayan biri "Suriye'de her şey mahvolmuş. Bir daha da düzelmez. Yani tas yitmiş. Düzen ilk önce Suriye'de kayboldu. Şimdi de Reyhanlı'da kayboluyor. Farkında değiliz" dedi.
Reyhanlı'da sınırlar erimiş. Gözümüzün önüne sınırı geçip Türkiye'ye gelen aileler var. Özelikle Suriye'nin Herim kasabasının karşısındaki Asker Çayırı ile Beşaslan köyü arasından Türkiye'ye geçiş çok yoğun. Sınırı geçip gelenler kimdir bilinmiyor. Köylü mü? Kaçakçı mı? Beşar'ın veya İran'ın ajanı mı? Terörist mi? Kimlik yok, sorgu yok, kayıt altına alma yok.
Özgür Suriye Ordusu Lazkiye'yi çevreleyen dağlarda kazanımlar elde ederken Beşar'ın güçleri Hatay'ın güney sınırında bulunan İdlib'e doğru ilerliyor. Selden kaçan karıncalar gibi sınır geçişleri giderek artıyor. Türk askeri sınırı geçenlere karışmıyor, sadece eşyaları kontrol ediyor. Canını Suriye'deki şiddetten zor kurtarmış köylülerin çuvallarına bakarak kaçakçılığı 'şeklen' önlemeye mi çalışıyoruz? Sınır köylerinde kaçakçılık kurumsallaşmış durumda. Bu konuda en bilinen yer Altınözü ilçesinin Hacıpaşa beldesi. Asi kenarındaki Hacıpaşa'ya Apaydın ve Boynuyoğun kamplarını seyrederek gidiyorsunuz. Hacıpaşa'ya Suriye'den mazot ve ham petrol geliyor. Ham petrolün Hacıpaşa'da atölyelerde mazota çevrildiği iddia ediliyor. Herim'in karşısında bulunan Beşaslan köyü de diğer bir nokta. Beşaslan'dan sınıra doğru doğru gidince Suriye tarafında Şeyh Ubeyt Bin Cerrah'ın türbesi bulunuyor. Köylüler türbeye yemek götürüyor, dileklerde bulunuyor. Arapça 'susamış' anlamına gelen Hitit şehiri Atşana'da (Türkiye'nin kullandığı yanlış yazılımı Atçana) burada.
Reyhanlı sadece bir örnek. Suriyelilere sahip çıkmalıyız. Ama bir düzenlemeye de ihtiyacımız var. Başıbozuk görüntülerin kimseye faydası olmayacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.