"Savunma" diye yazılır "saldırmak" diye okunur!..

A -
A +

Kim bilir bu köşede kaç defa "doğru bilgi olmadan doğru analiz olmaz" diye tekrarladım. Sayısını hatırlamıyorum. Bazı gelişmelerin bir anda ortaya çıktığını düşünenler için kim bilir kaç defa "cross check" yani çapraz sorgulama yapmıyorsunuz diye tekrar ettim. Mesela sıcak çatışmaların bir anda ortaya çıkmadığını, ülkelerin silahlanmaya ayırdıkları kaynağın bir yıldan diğerine hızla artmasının hayra alamet olmadığı konusunda sayısız yazı ve analizim var. 

 

Son gelen rakamlar bize gösteriyor ki, 2022-2033 yılları arasında "başıma bir şey gelecek" ya da "niyetim bozuk" diyen ülkelerin savunma harcamaları en az %25 artış göstermiş. Mesela Rusya'nın tehdidindeki Polonya geçen yıl harcamalarını %75 artırmış. İlginçtir Cezayir'in de bu oranda bir savunma harcaması artışı yaptığını görüyoruz. Türkiye tüm tehditlere rağmen %37 artış gerçekleştirirken, İsrail %24 artırmış. Elbette bu rakamlara enflasyondan arındırılmış olarak bakarsak ortaya farklı bir sonuç çıkıyor. 

 

ABD, Kanada, Çin, Hindistan ve Suudi Arabistan enflasyona göre reel negatif, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, Japonya, Tayvan ve İsrail'in ise tecrübe ettikleri enflasyonun neredeyse iki katı kadar savunma harcaması artışı gerçekleştirdikleri gözüküyor. Türkiye'nin, yaşadığı TL'deki hızlı değer kaybı dikkate alınırsa savunma harcamalarında birim bazında geriye gitmiş olduğu söylenebilir. Ülkelerin savunma harcamaları dolar olarak hesaplanırken yaşadıkları devalüasyonu dikkate almak gerekir. 

 

Son 10 yıla yani 2014'ten 2023'e doğru dolar bazında savunma harcamalarına bakıldığında şu ülkeler artışta başı çekiyor: Elbette %1272 artışla Ukrayna, %181 ile Polonya, %60 ile Çin ve %57 ile Rusya... Cezayir, Hollanda, Almanya, Kanada, Tayvan ve Türkiye de aynı dönemde %50'nin biraz üzerinde biraz altında artışla dikkat çekiyorlar. Ancak az önce dediğim gibi ulusal paraların dolar karşısındaki durumuna mutlaka bakmak lazım. 

 

Çıkan sonuç bize gösteriyor ki, Polonya bir tehlike sezmiş, Almanya sessizce silahlanmış, Hollanda peşinden gelmiş, Tayvan "neme lazım, Çin'in sağı solu belli olmaz" demiş, Kanada gaza basmış. Diğer taraftan Japonya, Rusya, İsrail ve Hindistan'ın her yıl istikrarla savunma harcamalarını bir önceki yıla göre artırarak yola devam ettiğini görüyoruz. Karşılaştırmayı daha nokta atışı yapabilmek için dolar cinsinden mutlak rakam ile kıyaslamak doğru olacak. 

 

Türkiye 2023 yılında bu ülkeler arasında 15,8 milyar dolarlık harcama ile hem nüfus hem de ordusunun büyüklüğü ayrıca yer aldığı bölgenin tehlikesine rağmen en altta yer alıyor. Tayvan, Hollanda, Cezayir, İspanya, Brezilya tehdit/gereklilik değerlendirmesinin çok üzerinde harcama yapmışlar. İsrail 27,5 milyar dolar ile onların üzerinde yer alıyor. Polonya 32 milyar dolar, İtalya 35,5 milyar dolar harcarken, Güney Kore 50 milyar dolara yakın savunma harcaması ile şaşırtıyor. Kuzey Kore ve Çin tehdidi demek ki ciddiye alınıyor...

 

Şimdi şampiyonlar ligine geçelim... Japonya 50 milyar dolarlık savunma harcaması ile bu ligin yeni takımı, Fransa 61,3 milyar dolar, Almanya 67 milyar dolar, Birleşik Krallık 75 milyar dolarla başı çekiyorlar. Rusya ile savaşa girdiği için Ukrayna 65 milyar dolar ile bir anda bu lige yükselmiş gözüküyor...

 

Şimdi "challenger" ülkelere bakalım... Suudi Arabistan 76 milyar dolar ile insanı hayrete düşürecek bir harcama yapmış. Ne nüfus ne de tehdit/caydırıcılık/gereklilik prensibiyle uyuşmayan, orantısız bir artış diyebilirim. On yıl önce silahlanma konusunda fazla adım atmadığı için son yıllarda açığı kapatmaya çalışıyor diyebiliriz. "Kime karşı?" diye düşünmeden edemiyorum. 

 

Hindistan 83,6 milyar dolar, Rusya 109 milyar dolar harcama ile 2023'ü tamamlamış. Çin neredeyse 300 milyar dolarlık harcama yapmış. Tabii ki açık ara şampiyon ABD. Tam 916 milyar dolarlık savunma harcaması gerçekleştirmiş. Ancak bu rakamların silah ve mühimmat anlamında açıklandığını düşünüyorum.  Ancak savunma giderleri sadece silah, mühimmat ve askerî araç gereç olarak değil,  personele maaşları, enerji ve diğer harcamaların eklendiği şekilde değerlendirilmeli. Onlar da eklenince yekûn daha da büyüyecek elbette. Aslına bakılırsa 3 trilyon dolarlık küresel silah ve mühimmat ekonomisine neredeyse aynı büyüklükte bir "sevk ve idare" ekosisteminin maliyetini eklememiz gerekiyor.

 

"Piyadenin ayağı değmemişse fethedilmiş sayılmaz" prensibi hâlâ geçerliyse bunu en iyi kanıtlayan ABD. Deniz piyadeleri neredeyse dünyanın her yerinde mevcut, bir de üzerine hava üsleri var. Kongreye sunulan belgeler gösteriyor ki Amerikan Askerî Varlığına her gün 2-2,5 milyar dolar para harcanıyor. Elbette bunun içinde mühimmat ve silah da var. Mükerrer hesaptan kaçınmak elbette zor ama bu bile başlı başına savunma ekosisteminin ne kadar büyük olduğunu bize gösteriyor. Trump'ın zaman zaman "bizim ne işimiz var oralarda" diyerek ABD askerlerini çekmek için uğraştığını hatırlatayım. Yaklaşan seçimlerde "bu kadar silahı boşuna mı aldık, boşuna mı ürettik" diyen yaklaşımlarla "bu kadar harcamaya ne gerek var" diyenlerin muazzam çekişmesini izleyeceğiz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.