Deprem, dış yardımlar ve insani diplomasi

Sesli Dinle
A -
A +

6 Şubat günü on ili kapsayan ve büyük yıkıma neden olan 7,7. ve 7,6’lık depremden sonra içeride ve dışarıda büyük bir yardım seferberliği başladı. Ülke içinde başta devlet kurumları olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşları, belediyeler, dernekler, gruplar kim varsa ellerinden geleni yapmak için harekete geçtiler.

 

Ülke içinde bunlar olurken daha depremin ilk saatlerinde AFAD’dan sorumlu olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Dördüncü seviye alarm ortaya koyduk. Bu, uluslararası yardımı da içeren bir alarmdır” diyerek dış yardım çağrısında bulundu. Aslında Soylu’nun dış yardım çağrısını içeren “4. Seviye yardım çağrısı” felaketin genişliği, yıkıcılığı ve etkisi konusunda ilk işaretleri veriyordu.

 

Nitekim gün ağardıkça ve saatler ilerledikçe aşağı yukarı depremin yüzyıllarda bir başa gelen felaketlerden biri olduğu görüldü.

 

Türkiye’den yapılan yardım çağrısı üzerine dünyanın hemen hemen her ülkesinden arama kurtarma ve yardım ekipleri harekete geçti. Japonya’dan Venezuela’ya, Rusya’dan Ukrayna’ya, İran’dan Suudi Arabistan’a, İtalya’dan, Libya’ya, ABD’den Çin’e, Ermenistan’dan Yunanistan’a komşu olan olmayan, müttefik olan olmayan, iyi ilişkilerimizin olup olmadığı ne kadar ülke varsa depremin sebep olduğu yıkımın ortadan kaldırılması için Türkiye’nin yanında yer aldı.

 

18 Şubat’ta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yaptığı açıklamaya göre, 102 ülke yardım teklifinde bulundu. Bu ülkelerden 88’i bizatihi arama-kurtarma ve sahra hastanesi gibi acil ihtiyaçları gidermek üzere önemli yardım kalemleriyle sahada yer aldı. Söz konusu ülkelerin bir kısmı görevlerini tamamlayarak ülkelerine dönerken bir kısmı hâlen deprem sahasında yardım faaliyetlerine devam etmektedir.

 

Büyük felakette Türkiye’nin yanında olan her ülkenin desteği önemlidir ve değerlidir. Fakat bu süreçte iki kardeş ve dost ülkeye ayrı bir paragraf açmak gerekir: Azerbaycan ve Katar...

 

Daha, büyük felaketin ilk saatlerinden itibaren her iki ülke de deprem kendi ülkelerinde olmuş gibi devlet ve halklarıyla birlikte ne gerekiyorsa Türkiye’nin yanında yer aldılar ve almaya da devam ediyorlar.

 

Öyle anlaşılıyor ki, Can Azerbaycan Karabağ’ın işgalden kurtarılmasında, Katar ise 2017 ablukasında Türkiye’nin hayati yardımlarını unutmamış, aksine kardeşliğimiz perçinlenmiş.

 

Ee zor günde yapılan yardım ve duruş unutulmuyor…

 

 

 

Türkiye’nin insani diplomasisi

 

 

 

Büyük felaketlerin üstesinden gelinmesinde uluslararası yardımlar hayati önem taşımaktadır. Bazı felaketler vardır ki ne kadar güçlü ülke olursanız olun karşı karşıya gelinen felakettin getirdiği yıkımdan kurtulmak kolay olmuyor. Güçlü bir ülke olmanız bile yetmiyor bazen. Arama-kurtarma çalışmalarının hızlıca devreye sokulması can kayıplarının azaltılması için hayati önemdedir. Bu yüzden felaketin etkilediği alan ve nüfus göz önüne alınarak devletler arası yardımlaşma kaçınılmaz oluyor. Maalesef 6 Şubat depremleri de uluslararası yardımlaşmayı zorunlu kılmıştır. İnsani diplomasiyi hızlandırmıştır. Deprem diplomasisi diye bir kavramın oluşmasını sağlamıştır. Çünkü bu sürecin kendine has özellikleri devreye girmektedir. Normal zamanlarda iyi ilişkilere sahip olmayan, gergin bir sürecin içinde olan devletler felaketin getirdiği yıkımda yardımlaşarak diplomaside yumuşama dönemlerine girebilmekteler. Yunanistan ile Türkiye arasında son yıllarda yaşanan gergin ilişkiler deprem diplomasisi sayesinde olumlu yeni bir sürece doğru evrilebilir.

 

Türkiye’nin karşılaştığı büyük felakette yardıma koşan devletlerin çokluğu ve çeşitliliği bizi şaşırtmamalı.

 

Neden mi?

 

Tarihinde de var olan zor durumda olan ülke, millet ve halklara yardım etme onların yanında olma özelliğimiz son yıllarda zirve yaptı diyebiliriz. Ne demek istediğimi Türkiye’nin insani diplomasisini takip edenler daha iyi anlayacaktır. Nerede bir deprem, sel felaketi, iç savaş ve yavaş gibi olumsuz gelişmeler olduğunda Türkiye hiç tereddüt etmeden zor durumda olanlara yardım faaliyetinde bulunan ülkelerin başında oldu. Hem devlet hem de çeşitli sivil toplum örgütleriyle Afrika’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Uzak Doğu’ya, Avrupa’dan Amerika’ya kim zor durumdaysa hemen harekete geçti.

 

Bugün Türkiye uzun yıllardır devam ettirdiği insani diplomasinin olumlu sonuçlarını karşı karşıya kaldığı tahinin en büyük felaketi sırasında görmektedir.

 

Ne demiş atalarımız; İyilik yap denize at...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.