HDP-Masa ilişkisi

Altılı Masa, içine düştüğü tartışmayla hiç olmayacak bir zamanda Türkiye’nin gündemini gereksiz yere meşgul etti. Depremler serisinin neden olduğu can yakıcı sorunlarla uğraşan millete umut olma iddiasıyla bir masa etrafında bir araya gelen ve kısır tartışmalarla bir yılı dolduran muhalefet partileri, seçimde son düzlüğe girerken milletin derdini unutup birbirlerine düştüler.

 

Habere giderken haber olan haberci misali milletin derdini konuşmaları gerekirken kendi kısır tartışmalarıyla milletin acil gündemini gölgelediler. Biri “Yok o bana şunu dedi, yok ben ona şunu söyledim. Bana kumpas kurmuşlar. Kendi aralarında anlaşmışlar. Partimi kıskaca almaya çalıştılar. Masa kalktı, ben kakmadım” derken, diğeri “Masa kalkmadı. Partinin biri ayrıldı ve geri geldi” gibi açıklamalarla ülkenin yakıcı gündemini meşgul edip durdular.

 

Ve nihayet, dört gün süren ve ülkenin gündemini esir alan kısır tartışmalardan sonra bir noktada birleştiklerini ve Masa’nın ortak cumhurbaşkanı adayını belirledikleri açıkladılar. Bir yılı aşkın süre “Adayın önemi yok, önemli olan ilkeler ve sistem” derken, son noktada en büyük kavgalarını aday konusunda milletin gözü önünde yaptılar. Yirmi bir yıldır milletin gündeminden düşen ve unuttuğu koalisyon süreçlerinin ne anlama geldiğini millete hızlandırılmış şekilde dört gün içinde gösterdiler.

 

 

Kendi aralarındaki kavgadan sonra ortak adaylarını açıklar açıklamaz gözler HDP’ye çevrildi. HDP Eş Genel Başkanı vakit kaybetmeksizin Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayı olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu görüşmeye çağırdı. HDP tarafından gelen bu çağrıya Kılıçdaroğlu “Elbette görüşeceğim” diyerek karşılık verdi.

 

Masa’nın milliyetçi çizgiden geldiğini iddia eden ve milliyetçi ayağı olan İyi Parti’den gelen açıklamalar ilginçti. Masa kurulduğu andan bu yana dile getirdiği taleplerinin hiçbirini yaptıramayan, son kertede ortaklarının en küçüğüyle eşitlenerek Masa’da hizalanan İyi Parti şimdi en büyük taviziyle karşı karşıya.

 

Açılmalardan öyle anlaşılıyor ki, diğer iddialarında olduğu gibi HDP ile ilişkiler konusundaki iddiasında da sıkıntı yaşayacak. Bunu kendileri de fark etmiş olmalılar ki HDP konusunda topu taca atan söylemler kullanmaya başladılar.

 

İyi Parti sözcüsü diyor ki; “Ortaklaştığımız hususlar dışında başka bir gündemimiz yoktur. CHP'nin ya da diğer partilerin başka partiyle görüşmesinde sorun yok”

Ama bu açıklama gerçeğin resmini tam olarak göstermiyor. Kemal Kılıçdaroğlu, 6 Mart itibarıyla artık sadece CHP Genel Başkanı değil, aynı zamanda Altılı Masa’nın ortak 13. Cumhurbaşkanı adayıdır. Kılıçdaroğlu’nun bu tarihten itibaren yaptığı görüşmeler Masa’yı bağlar, Masa adına yapılır.

 

Kılçdaroğlu’nun muhatapları da yapılacak görüşmelerin sadece CHP Genel Başkanı’yla değil Altılı Masa’nın ortak cumhurbaşkanı adayıyla yapıldığını bilir ve ona göre tutum alır.

İyi Parti bunun böyle olmadığını dile getirerek topu taca atmaya veya zevahiri kurtarmaya çalışsa da hem HDP hem de CHP’den gelen açıklamalar İyi Parti’den gelen cılız söylemlerin gerçeği yansıtmadığını göstermeye yetiyor.

 

Nitekim, CHP Sözcüsü Faik Öztrak “Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu, tüm partiler ile görüşeceği takvim çerçevesinde HDP ile de görüşecek” açıklamasıyla Kılıçdaroğlu’nun görüşmelerini cumhurbaşkanı adayı olarak yapacağını işaret etmiş oldu.

 

HDP tarafından gelen açıklamalar da aynı minvalde, yani “Masa’nın cumhurbaşkanı adayıyla görüşeceğiz” modunda hareket ediyorlar.

 

İyi Partililere hatırlatmakta yarar var; 13. Cumhurbaşkanlığı için aday gösterdikleri Kılıçdaroğlu’nun HDP konusundaki tavrı ve söylemleri bilinmiyor değil.

 

Adayınız terörle mücadele için gerekli olan sınır ötesi tezkereye “Hayır” oyu veren biridir ve PYD konusundaki açıklamaları malumdur.

 

Zevahiri kurtarmak için siz ne söylerseniz söyleyin, bu saatten sonra HDP ile görüşmeler ve onların taleplerinin karşılanması konusundaki Masa’nın iradesi Kılıçdaroğlu’ndadır.

 

Eğer bilinmiyorsa, HDP’nin taleplerini ne olduğuna başka yazıda hatırlatırız artık…