Milet can derdinde, muhalefet mal derdinde

Sesli Dinle
A -
A +
Millet, tarihindeki en büyük yıkıcı depremler serisiyle karşı karşıya gelmiş, on binlerce insanımız hayatını kaybetmiş, yüz binleri aşan binalar yıkılmış veya ağır hasar görmüş, deprem bölgelerinden hem bölge dışına hem de kırsala göçler olmuş ve buna bağlı olarak toplumsal dayanışmanın aciliyet kazandığı ve devlet-millet birlikteliğine ekmek su gibi ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçerken muhalefet daha olayın kırkı çıkmadan mal ve koltuk paylaşımına düşmüş durumda.
 
Zor zamanlardan geçerken muhalefetin ortaya koyduğu tabloya şaşmamak gerek. Daha depremin başında başladılar siyaset konuşmaya. Büyük felaket bile gözlerinin ve kalplerinin açılmasını sağlayamadı. Kılıçdaroğlu videolar çekerek dayanışma içinde olmayacağını gösteren konuşmalar yaptı. Daha arama-kurtarma faaliyetleri devam ederken, kimse bu konuda bir görüş beyan etmemişken, ortada böyle bir eğilim yokken “Seçim ertelenemez” tarzı siyasi konuşmalar yapmaktan geri durmadılar.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayesinde şehirlerin doğal afetlere karşı daha dirençli ve hazırlıklı hâle getirilmesi için alanında söz sahibi çok sayıda uzman kişilerin olduğu Ulusal Risk Kalkanı toplantısı yapılırken, muhalefetin bir yıldır toplanıp toplanıp dağıldığı ve millete umut diye satmaya çalıştıkları masa darmadağın oldu.
 
Muhalefetin gündemine, yazılıp çizilenlere ve görsel haberlere baktığımızda insanın kahredesi geliyor. Millet can derdine düşmüşken bunlar mal ve koltuk derdinde; yok, sen aday olma, kazanamazsın. Kazanacak aday olmalı. Bizi meclise kim taşıyacak? Koltuklar nasıl paylaşılacak? Cumhurbaşkanı yardımcılığı olmazsa ben masadan kalkarım. Masa’da herkesin eşit oyu olacak. İmzalarımız eşit olacak. Bakanlıklar masadakilerin koltuk ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde genişletilecek gibi ipe sapa gelmez isteklerle milletin gündemini meşgul edip durdular.
 
Muhalefetin akıldaneleri ve temsilcileri “Aday önemli değil, masa önemli, sistem önemli” dediler. Gelinen noktada “önemli olmayan” aday üzerinden kavga yaparak masayı dağıttılar, birbirlerine düştüler, olmadık laflar ettiler. Artık kimse her masa toplantısında yenilen yemeklerin güzelliğinden, özelliğinden bahsetmiyor.
 
Ortada ne sistem var ne program. Bunların dertleri, varsa yoksa siyaseten “Nasıl var olabiliriz”. Millet tarihin en yıkıcı depremiyle karşılaşmış, umurlarında bile değil. Egolarını zor yerleştirerek başladıkları masa toplantısı sonunda dağıldı. Aylarca “Masaya nasıl oturacağız” toplantısı yaparak işe başlayanlar sonunda masayı dağıttılar. O kadar şişmiş ve kontrol edilemez egoların söz konusu masaya sığmayacağı baştan belliydi.
 
Çok uzağa gitmeye gerek yok. 6 Şubat’tan beri muhalefetin ortaya koyduğu tavra, eyleme, söyleme bakın, bunların ümit olup olmayacağını rahatlıkla görürsünüz. Önce kendisini, sonra partisini düşünenden millete hayır gelmez. Baksanıza milletin gündemiyle muhalefetin gündemi arasında en ufak bir uyuşma var mı?

Hükûmet kurulmadan koalisyonu gösterdiler

Yaklaşık yirmi iki yıldır siyasi istikrarın varlığı, koalisyonun ne olduğunu gündemden düşürmüştü. Ortalama 1,5 yıllık iktidar dönemlerini unutmuştuk. Koalisyon içi kavgalar, çekişmeler hafızalardan uzaklaşmıştı. Koltuk paylaşımları, bakanlıkların parsellenmesi gündemden düşmüştü. Her bakanlar kurulundan sonra yapılan açıklamalar ve yüz ifadelerinden ülkenin geleceğini okumayı bırakmıştık. “Bu hükûmet uzun sürmez, göreceksiniz” gibi açıklamalar tarihe karışmıştı.
 
Buna rağmen, son olarak dağılan masanın akıldaneleri, ortada koskoca Türkiye siyasal geçmişi yokmuş gibi davranıp yorum yaptılar. Masa üzerinden gelen koalisyon eleştirilerine göğüs gerdiler. Koalisyon süreçlerini başarılı demokrasi deneyimleri olarak millete pazarlamaya kalktılar. Kaosu, istikrarsızlığı, koltuk paylaşımını ve kakofoniyi allayıp pulladılar.
 
Ne oldu sonuçta?
 
Daha seçim yapılmadan, hükûmet olunmadan koalisyonların nasıl işleyeceği yani işlemeyeceği millete net olarak gösterildi.
 
Hakkını yemeyelim, Masa unutulmaya yüz tutmuş koalisyonlar sürecini millete tekrar gösterdiği için bir teşekkürü hak ediyor. Çünkü bu kolay iş değil!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.