Muhalefette ana aks CHP-HDP aksıdır, diğerleri taşıyıcı

Sesli Dinle
A -
A +
Bakmayın siz 6’lı Masa'daki bazı siyasilerin “Biz eşit pozisyondayız. Aynı imza yetkisine sahibiz. Ortak yöneteceğiz” demelerine. İyi Partililerin kendilerini masanın ikinci partisi olarak anlatmalarına. Hatta 3-6 Mart arasında yaşanan büyük tartışmaya kadar kendilerini masanın en önemli partisi olarak göstermelerine.
 
Muhalefette ana aks CHP-HDP aksıdır. Diğerleri taşıyıcı pozisyonundadır. Bir yapıda ilk belirlenen akslardır, diğerleri taşıyıcı kolonlardır. Kolonlar akslara göre dizilir.
Muhalefette ana aksın CHP-HDP aksı olduğunu anlamak için çok uzağa gitmeye gerek yok. Mart başından beri muhalefette yaşanan tartışmalara, dizilişlere, seslenişlere, linçlere, kavgalara, örselenişlere bakmanız yeterli.
 
Niye ana aks CHP-HDP aksıdır?
 
Çok açık değil mi? Çünkü masadakiler ve masaya davet edilenler bu aksa göre konumlandırılıyor. CHP-HDP aksına karşı çıkanlar ve çıkacak olanlar hızlı ve orantısız bir linç kampanyasıyla hizaya getiriliyor. Buna biraz direnç gösterecek olanlara hayat dar ediliyor.
 
3-6 Mart’ta masada yaşanan tartışma bu durumu en net biçimde gösterdi. Kendisini milliyetçi ve sağ kanattan gelen bir siyasi olarak anlatan ve uzun süre sağ ve milliyetçi çizgideki partilerde önemli görevler üstlenmiş İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener 3 Mart’ta masadan kalkınca başına gelmeyen kalmadı. Masadaki ortaklarını destekleyenler tarafından öyle bir linç kampanyasına maruz bırakıldı ki bir daha başka bir fâni böyle bir harekette bulunmasın. Açık ve net bir şekilde “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” mesajı verildi.
 
Bu olaydan sonra masayı eleştirenlere, masaya mesafeli duranlara Akşener’e uygulanan muamelenin aynısını uyguladılar/uyguluyorlar. Çünkü ilk girişimlerinden hızlı sonuç aldılar. Üç gün içinde tüm iddialarından vazgeçerek Akşener masaya oturtuldu. Ana aks olan CHP-HDP aksına bakarak hizalandılar. Hizalanma derken uzun süre tartışarak karar verdikleri masa etrafındaki oturuş şeklinden bahsetmiyorum!
Masaya rengini veren ideolojik duruştan, Türkiye’nin sorunlarına bakıştan, iç ve dış politika okuyuşundan, terörle mücadele anlayışından, ABD ve Batı yaklaşımından, Türk ve İslam dünyası anlayışından, bölgesel jeopolitik okuyuştan, küresel sistem bakışından bahsediyorum.
 
Bakın Kılıçdaroğlu’nun ABD Büyükelçisi ile son görüşmesine. Kim vardı Kılıçdaroğlu’nun yanında? Tabii ki İkinci Karabağ Savaşı sırasında aldığı tavır ve yaptığı açıklamalarla milletten yoğun tepki alan Ünal Çeviköz.
 
İçinizde Ünal Çeviköz’ün bölgesel jeopolitik, küresel gelişmeler ve yakın çevremizle ilgili dış politik yaklaşımını bilmeyen yoktur herhâlde. Çünkü gündemi uzun süre meşgul etti. Karabağ, Doğu Akdeniz, ABD/Batı ile ilişkiler, Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki pozisyonuna nasıl baktığını gördük.
 
Çeviköz’ün yaptığı açıklamalar millî hassasiyet taşıyan kesimler tarafından kaygı ile karşılanıp kınanırken HDP ve bileşenlerinden en ufak bir eleştiri almadı. İşte bu duruştan bahsediyorum.
 
Masadaki son tartışmalar ve akabindeki diziliş CHP-HDP aksı konusunda yeni işaretleri gösteriyor; Kılıçdaroğlu'nun, kendi adaylığını ilk önce masadaki ortaklarıyla değil HDP ile konuştuğu anlaşılıyor. HDP’den olur aldıktan sonra koltuk sevdalısı ve sağ kanattan oy getirmesi beklenen masanın meşhur dörtlüsü belli pazarlıklarla... Daha sonra adayın konuşulacağı toplantıda Akşener’e “Bizim adayımız Kılıçdaroğlu” dayatması yapıldı ve kabul ettirildi.
Akşener ve İyi Partililerin tavrı 3-6 Mart arasında tam bir baskı altına alındı, yapılmayan kalmadı. Peki Akşener ve İyi Partililere linç muamelesi yapılırken Demirtaş ve HDP’lilere neler yapıldı?
 
Onlar ana aksın unsuru olduğu için Demirtaş’a övgüler üstüne övgüler düzülürken HDP’nin PKK ile ilişkisi yokmuş, hakkında kapatma davası açılmamış, mağdur edilmiş bir parti gibi muamele edildi/edilmektedir.
 
Son günlerde Muharrem İnce ve Memleket Partisi’ne yapılanlara iyi bakın. Aynen Akşener ve İyi Parti’ye yapıldığı gibi İnce ve partisi de CHP-HDP aksını kabul etmeye zorlanıyor.
 
CHP-HDP aksını kabul etmeyenler ve konumunu ona göre belirlemeyenlere yönelik "linç ayini" devreye sokuluyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.