Hızla yaşlanıyoruz

A -
A +

Bir sinema filmi, senaristin hayal dünyasında kurguladığı öykünün, yönetmenin bakış açısıyla seyirciye sunulmasından ibaret değildir. Özellikle sosyal içerikli filmler, olayın geçtiği zaman dilimindeki toplumsal gerçekleri görmemize yardımcı olur. Genç denilebilecek yaşta yitirdiğimiz rahmetli Kemal Sunal'ın yapım yılı 1985 olan "Gurbetçi Şaban" filmini de bu kategoride değerlendirebiliriz.

Filmin öznesinde yer alan "Şaban" karakteri üzerinden Almanya'ya iş ve refaha erişmek üzere gitmiş olan Türklerin zor hayat şartları anlatılır. Burada belki çoğu kimselerin dikkatini çekmesine rağmen anlamlandıramadığı gizli bir özne daha vardır. Gizli özne Almanya'dır ve Alman sosyal güvenlik kurumunun doğum yapan kadınlara yaptığı yardımlar (çocuk yetiştirme parası) irdelenir.

Almanya'nın çocuk yapmayı özendiren uygulamasının, o dönem bizim ülkemizdeki yetkililer tarafından yeterince anlaşılamadığı görülmektedir. Çünkü aynı dönemlerde Türkiye'de, doğumun-çocuk yapılmasının özendirilmesi bir yana âdeta "doğum kontrol uygulaması" adı altında doğumdan kaçınılması desteklenir. Ücretiz kondomlar dağıtılır, televizyonda (tek kanal) korunma üzerine nutuklar atılır, yetinilmez, doğum kontrol uygulamasını işleyen "Şalvar Davası" gibi filmler bile çekilir. (Başrolünü son günlerin anlamsız demeçlerini veren, Müjde Ar'ın oynadığı)

Bunları neden hatırlatma gereği hissettiğimi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye'de doğurganlık oranı azalıyor. Bu ise sosyal güvenlik sistemimiz için tehlike çanlarının çalmaya başladığının bir göstergesidir. Sosyal güvenlik, nüfus yapısıyla (demografik yapı) yakın ilişki içerisindedir. Emeklilik yaşının yükseltilmesinin temel gerekçesi de nüfus yapısıdır. Doğum oranlarının düşük olması, ortalama yaşı, dolayısıyla emekli sayısını artıracak bu sonuç emeklilik yaşının daha da ileri çekilmesine neden olacaktır. Aksi halde sosyal güvenliğin finansmanının sağlanması güçleşecektir.

CUMHURBAŞKANIMIZI ANLAYAMADIK

Halk tarafından seçilmiş olan Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın "en az üç çocuk" söylemi ve ülkemizde yıllarca uygulanan doğum kontrolü ihanetine yönelik açıklamalarını bir de sosyal güvenlik açısından değerlendirmenizi istedim. Umarım, yakın gelecekte doğum yapan anneler için sosyal güvenlik kurumu tarafından yapılacak yardımlar, daha anlamlı daha cömert olur. Kısaca, üç çocuk için doğum borçlanmasına, yetmez ama evet demiş olalım.

***

OKUR SORUSU: "10 günden az çalışan emekli taksi şoförünün destek primi emekli aylığının üzerinden çalıştığı süreye  bağlı olarak (9 gün olarak) mı alınır, yani emekli maaşına kıstelyevm yapılarak 9 günlüğü hesaplanarak bulunan tutar üzerinden mi hesaplanır, yoksa emekli maaşının tamamı üzerinden mi hesaplanır?"

CEVAP: Emekli olup başkasına ait takside şoförlük yapan kişilerin maaşından kesinti yapılmaz. Taksi sahibi emekli şoförü çalıştığı gün kadar emekli kodundan sigortalı bildirir. Ödediği ücretin %7.50'sini sigorta primi olarak kesip kendisi de üzerine %24,50 prim ekleyip SGK'ya öder. Kişi zaten emekli ve kendi taksisinde şoförde sigorta primi olmaz. Emekli maaşından %15 destek primi kesilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.