Amasya’da bayram geleneği

A -
A +

“Küsülen insanlar, artık uzaklaşan akrabalar, bizim emektar minibüs de yok iyi mi?”

 

 

 

Her bayram geldiğinde tatlı bir telaş sarardı bizim evi. Önce bayram temizliği yapılırdı. Evin küçük çocuğu olan ben her şeye koştururdum. Baklavalar açılır, börekler yapılır tepsi tepsi. Meşhur Amasya çöreği unutulur mu hiç? Her bayram öncesi bayramlıklar alınırdı. Bayramlık kıyafetleri giyeceğim ilk günün hayalini kurardım. Bayram arifesi en yoğun geçen gün olurdu, akşam mutlaka bayramda giyilecek kıyafetleri annem ütülerdi.

 

Bayram sabahı erkenden kalkılırdı. Önce sabah namazı kılınır, ardından camiye gidilirdi hep beraber. Bayram namazı çıkışı mahalleli ile bayramlaşma olurdu. Eve gelince ev ahalisi ile bayramlaşılırdı. Dedem hep 20 milyon verirdi. (Tabii o zaman daha 6 sıfır atılmamıştı paradan.) Topladığım harçlıkları hiç harcayamazdım ya annem ya babam alırdı. Sonra bayram kahvaltısı. Kahvaltılıklar, su böreği, Amasya çöreği, baklava ve çay. Kahvaltıdan sonra önce amcamgil gelir sonra halamgil gelirdi. Sonra 1997 model minibüse hep beraber doluşup köye giderdik. Tabii o zamanlar bizim minibüs yepyeniydi.

 

Sonrası akraba ziyaretleri, aklımıza gelen gelmeyen herkesle bayramlaşılırdı. Bu aşamaya gelince biraz da bayram yemeklerinden bahsedeyim. Bizim Amasya'nın fiks menüsü diyebileceğim menü belliydi. Her bayram istisnasız gittiğim her evde şu yemekler vardı; toyga çorbası, yaprak sarması, Amasya çöreği (Kurban Bayramı’nda ek olarak kavurma). Biz de dâhil hemen hemen herkes bu menüyü uygular hatta buna ek olarak özellikle Merzifon tarafı keşkek de yapar bayramda...

 

Neyse biz konumuza dönelim. Köye gidilir de hiç eli boş dönülür mü? Süt, çökelek, peynir ile geri dönülür. Bayramın ikinci günü annem köyden getirdiğimiz süt ile sütlaç yapardı... Hazır yeri gelmişken biraz tebessüm edeceğimiz bir anımı da buraya ekleyeyim. Bir keresinde abimle ikimiz herkesten gizli, bir tepsi baklavayı bitirmek üzereyken yakalanmıştık da elimizden tepsiyi almışlardı üzerine yediğimiz azar da cabası...

 

İşte bizim evde bayramlar böyle geçerdi. Şimdi diğer şeylerin olduğu gibi bayramların da eski tadı yok. Köprünün altından çok sular geçti. Küsülen insanlar, artık uzaklaşan akrabalar, bizim emektar minibüs de yok iyi mi? Artık biz evde insanları bekliyoruz. Nice bayramlara kavuşmanız dileğiyle...

 

     Abdullah Karakoç

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Serpil Taşpınar 20 Nisan 2024 11:30

Selamünaleyküm hayırlı günler aynen öyleydi ne güzel komşuluklar vardı.Her zaman yad ederim