Öğrenmek için geleni geri çeviremezsin!

“Gelene git demek Allah katında büyük bir vebaldir, söylemeye cesaret edemem...”

 

 

 

Birinci Dünya Savaşı öncesinde Bosna’dan İstanbul’a göç etmek isteyen Selim Efendi ve oğlu Mehmet Hafız ile ilgili hatırayı anlatmaya bugün de devam ediyorum...

 

Selim Efendi okul müdürüne:

 

“Hocam ben Bosna’dan dinim için hicret ettim. İlk mektepten önce de oğluma Yasin-i Şerif’i ezberlettim. Ama geçen gece “geçmişlerimizin ruhuna Yasin-i şerif okuyuver” dediğimde okuyamadı. “Biz okulda dinî eğitim almıyoruz” dedi.

 

Babası çocuğunu Hafız Ali Efendi’ye talebe eyledi. Bir yılda hafızlığı ikmal ettirdi. Birinci Dünya Harbi’nde onu da harbe aldılar. Yıllar sonra Büyük Orhan Merkez Camii’nde görev yaptı. Verdiği hizmetlerle Balıkesir ve Kütahya havalisinde nicelerinin Kur’ân-ı kerim öğrenmesine vesile oldu. İmkânı olan herkese de her zaman İslamiyet’i öğretmeye, gençlere dinimizi öğretmeye teşvik etti.

 

Bir gün öğrencilerinden birisi dersi iyi anlamayan bir öğrenci sebebiyle kendilerinin dersten geri kaldığını öne sürerek o öğrenciyi göndermesini istediler. Bunun üzerine o öğrencisine dedi ki:

 

“Sen bunu o arkadaşına söyleyebilir misin? Allah yolunda ilim tahsili için gelmiş bir gence sen kapını kapatabilir misin? O belki sizin gibi hoca veya vaiz olamayabilir ama hiç olmazsa kendine gerekli olan dini bilgileri öğrenir. Hayatını düzgün yaşar. Gelene git demek Allah indinde büyük bir vebaldir oğul. Ben diyemem cesaretiniz varsa siz söyleyin” der.

 

Bu hâliyle diğer öğrencilerine de örnek olur. O öğrenci iki yıl sonra dinini öğrendiği için ve hafız olmaya kapasitesi yetmediği için hocasından izin isteyip köyüne dönmüştür. Daha sonra maden ocaklarında çalışıp emekli olan bu arkadaşlarıyla yine görüşüp konuşmuşlardı.

 

Niyet hayır olunca akıbet de hayır oluyor. Babasının onu bu güzel hizmetlere vakfettiği gibi o da bir ömür Allah’ın dinine hizmet üzere yaşadı. Yüzlerce insana Ehl-i sünnet itikadı üzere din-i İslam’ı anlattı. Allah ondan ebeden razı olsun, hizmetleri özellikle Balıkesir havalisinde hâlâ yaşıyor, yaşatılıyor. Birçok akademisyen onun hayat hikâyesini yazıp yayınlamaya gayret ediyor. Kendileri dünyadan göçse de "kandilleri" hâlâ yanıyor, gönülleri aydınlatıyor.

 

     Rumuz: "Avaz"