İlim, kuru bilgi değildir-2

A -
A +

Samimi bir şekilde yaşanmayan ilim, Fuzuli’nin tabiriyle ‘kîyl ü kal’den yani dedikodudan öteye gidemez. Niçin yaptığımız her şeyden daha önemlidir. Bir menfaat elde etmek, övünmek, gösteriş yapmak, başkalarına üstünlük taslamak vb. için ilim öğrenmek de insanlığa sığmaz; kimseye de mutluluk getirmez.

 

İlim, kuru bir bilgi değildir; yaşanmak ve hayatı güzelleştirmek için öğrenilir. Önce öğrenip samimi bir şekilde yaşamalı, sonra da yetişmekte olan çocuklarımıza ve gençlerimize öğretmeliyiz. Öyle yaşamalıyız ki, özümüz ve sözümüz bir olmalı. Hâlimiz, davranışlarımız, sözlerimizi yalanlamamalı. Yapmadığımızı anlatmamalı, anlattıklarımızı da önce kendimiz uygulamalıyız. Aksi takdirde inandırıcı olamayız. Seyyid Ahmet Mekki hazretleri: "Kelam mütekelliminin sıfatı olmayınca, samiine (dinleyiciye) tesir etmez" buyurmuştur. Söz söyleyenin özelliği hâline gelmezse, dinleyene tesir etmez. Ne konuştuğunuz değil, yaşantınızla insanlara ne düşündürdüğünüz ne hissettirdiğiniz önemlidir. Eskiler “ilim yapmak içindir” demişlerdir. Modern psikolojide de öğrenmek, davranış değişikliği olarak tanımlanmıştır.

 

Baştan sona ilim, ahlak, barış ve huzur dini olan mübarek dinimiz İslamiyet, iki asırdır sağlıklı bir şekilde öğrenilmediği ve doğru bir şekilde temsil edilmediği için, Müslüman yavruları maalesef İslamiyet'ten ve onun güzel ahlakından hızla uzaklaşmakta, böylece yaşanan bireysel ve sosyal bozulma tehlikeli boyutlara varmaktadır. Hâlbuki tarihte ilimde ve yaşantıda örnek olduğumuz devirlerde Müslümanları gören, tanıyan gayrimüslimler, onların güzel ahlaklarına hayran kalıp seve seve Müslüman olurlardı. Şimdilerde ise Müslüman yavruları biricik saadet kaynağı olan mübarek dinimizden uzaklaşmakta elimizden kayıp gitmektedir. Çözüm olarak evlatlarımıza iyi örnek olmamız gerekmektedir. S. Ahmet Arvasî’nin dediği gibi: “İslâm’ı kurtarmayı bırakın, İslam'la kurtulmaya bakın.”

 

     İdris İspiroğlu

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

     Acılı yastık

 

 

 

Gecenin sonunda günün ilk saatlerinde

 

Uykusuz gözleri, yağmurlu yastığı acılı

 

Ruhu isyanda ayaklanmış akıl baskılı,

 

Ben tarumar bitap çökmüş uykusuz.

 

 

 

İstediği sadece huzur sevgi ve şefkat.

 

Sevdiğinde bir tatlı bakış ve huzur,

 

Sevda denizinde dalgasız sahilinde,

 

Huzur, muhabbet dolu hayat.

 

 

 

İstekler dilerler rüyalar selle yok olan,

 

Çığ düşen ruhunu nefessiz bıraktığı an,

 

Çığlık atmak isteyip sesi kısıldığında

 

Ölümü istediğinde ölemeyen can,

 

Cananını kurtarıcı beklemekte o an. 

 

     Lütfü Yarar

 

 

 

 

 

 

 

MERAKLI BİLGİLER

 

 

 

Hollanda’da tarım ve hayvancılık: Hollanda bir tarım ve hayvancılık ülkesi olduğu için toprağın yaklaşık %70’i bu işe ayrılmıştır. Bunun %62’si mera, %32,5’i tarla ve %5,5’i bahçedir. En önemli tarım ürünleri tahıl, kabuklu sebzeler, şeker pancarı, patates ve zirâat tohumlarıdır. Bunlardan ihraç edilenler ise patates, kabuklu sebzeler ve ziraat tohumlarıdır. Bu ürünler ihracatın 2/5’ini meydana getirir. Tarım modern araçlarla yapılmaktadır.

 

Tarımın yanında bahçecilik de çok gelişmiştir. Bahçecilik çoğunlukla seralarda (camekân) yapılır. Çiçekçilikte büyük ilerleme kaydetmiş olan Hollanda’ya, Batı Avrupa’nın çiçekçisi denilmektedir. İhraç ettiği çiçeklerden çok miktarda döviz sağlamaktadır.

 

Hayvancılık: Tabiat şartları hayvancılığa elverişlidir. Hollanda hayvancılıktan toplam gelirinin yaklaşık 2/3’sini sağlamaktadır. Sığır, at, koyun ve tavuk beslenir. Özellikle süt inekleri yetiştirilmektedir. Dünya üretiminin %45’ini sağlayan 30 süt fabrikası ve 150 adet süt tozu fabrikası bulunmaktadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.