Kissenger o yaşta neden Çin’e gitti dersiniz?

Sesli Dinle
A -
A +
Ukrayna sahasından istihsal edilen milyonlarca ton tahıl Rusya’nın kendisine verilen sözler tutulmadığı gerekçesiyle dünya pazarlarına ulaşamıyor. Aslında Rusya’nın kendisine verilen sözlerin tutulmaması noktasında haklı olduğu yadsınmaz bir hakikat lakin Ukrayna gibi egemen bir devletin işgali ortada dururken kendisine verilen sözlerin tutulmadığını gerekçe göstermenin izah edilir bir yanı var mı?
 
Şimdi aynı Rusya şayet kendi buğdayını Afrika ülkelerine sevk edebilirse, buğday sıkıntısı yaşayan Afrika ülkeleri ücretsiz buğdaya ulaşmış olacak. Bunu geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Rusya – Afrika zirvesinde öğrendik.

Ukrayna, ülkesindeki tahılı nasıl çıkaracak?

Her ne kadar Ukrayna tahılının Tuna Nehri üzerinden Doğu Avrupa ülkelerine taşınmasına dair bazı gayretler olsa da milyonlarca ton ile ifade edilen tahılın kara yolu, demir yolu ve akarsular üzerinden Doğu Avrupa’ya taşınması o kadar da kolay değil.
 
Türkiye ve Çin bu konunun aşılması için önümüzdeki süreçlerde Rusya’nın da istifade edeceği bir yol haritasını Rusya’ya iletecekler.
 
Umut edilir ki bu miktarda tahıl dünya piyasaları ile buluşur zira bu hem dünyada temel gıda fiyatlarına hem de hayvan yemi fiyatlarına son derece menfi yönde tesir edecek. Bu ise zaten astronomik rakamlara ulaşmış et ve süt fiyatlarını korkarım ki daha da arttıracaktır.

Rusya Afrika zirvesinde alınan kararlar bize ne diyor?

Zirve sonrası yayınlanan bildirgeye baktığımızda, Rusya kendisine uygulanan ambargo süreçlerini aşmak için Afrika’yı önemli bir konumda görüyor. Alınan kararlardaki ‘Rusya ve Afrika ülkeleri tek taraflı yaptırımların yanı sıra altın ve döviz rezervlerinin dondurulmasına karşı çıkar’ ibaresi bu anlamda önemli bir madde.
 
Rusya da buna karşılık Afrika ülkelerine yönelik yaptırımları hafifletmek ve kaldırmak için BM Güvenlik Konseyinde bu ülkelerle birlikte çalışmayı kabul etti.
 
Bir diğer önemli husus ise ‘Rusya ve Afrika ülkeleri, sömürge politikasından kaynaklanan zarar için tazminat talep etmenin yanı sıra kültürel varlıkların iadesini teşvik etme konusunda mutabık kaldılar’ ibaresidir.
 
Son zamanlarda uluslararası silah pazarındaki payı düşen Rusya, zirvede alınan kararlara ‘Zirve katılımcıları, silah kontrolü anlaşmalarının siyasi amaçlarla kullanılmasına karşı çıkacak’ maddesini de ekletti.
 
Ayrıca ‘Rusya ve Afrika ülkeleri küresel finansal mimarinin yeniden yapılandırılmasına katkı sağlayacak’ şeklinde alınmış bir prensip kararı alınmış olsa da bu türden bir finans mimarisinin yeniden şekillendirilmesinde bırakın Afrika ülkelerini, Rusya’nın dahi ortaya koyabileceği çok bir şey yok.

Çin Dışişleri Bakanı’nın ziyareti

Türk medyasında Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi’nin ziyareti hak ettiği ilgiyi görmese de atandıktan hemen sonra ayağının tozu ile Türkiye'ye gelen Bakan Vang Yi'nin gündeminde ikili ticari ilişkiler, orta koridor girişimi, Rusya-Ukrayna Savaşı ve kuşkusuz Çin’in çevrelenmesi siyasetinde bir NATO üyesi olarak Türkiye’nin rolü konuları vardı.
 
Özellikle Ukrayna sahasının kapanması sonrasında son derece stratejik hâle gelen orta koridor, Türkiye’yi Çin nezdinde son derece önemli kılıyor. Bu kuşak üzerindeki çatışmaların ve huzursuzlukların her geçen gün artması, Çin’i diplomatik bir aktivizmin içerisinde kalmaya da mecbur ediyor.
 
Geçtiğimiz günlerde Hindistan’ın İran üzerinden Ermenistan’a yaptığı silah sevkiyatını da bu pencereden görmek lazım gelir. Bu koridorda ortaya çıkabilecek yeni çatışma alanları, öncelikle Çin’e giden yolların kuşatılması çerçevesinde dikkatle incelenmelidir.
 
Çin’in bölgedeki en büyük askerî rakibi olan Hindistan’ın işte tam bu noktada devreye alınması da son derece manidardır.
 
İsveç’in muhtemel bir NATO üyeliğini kazanmasıyla, Kuzey Buz Denizi üzerinden açılması düşünülen yeni lojistik hatların NATO denetimine
gireceğini görmemek için sanırım kör olmak lazım gelir.
 
Çin bu minvalde gelecekte Asya Pasifik’te ortaya çıkacak bir NATO mevcudiyetini de net görebiliyor.
 
Güney Doğu Asya’da AUKUS girişimi ile başlatılan sürecin, NATO üzerinden tekemmül ve tahkim ettirilmesi bu yüzden kimseyi şaşırtmamalıdır.
 
İşte tam böylesi kritik bir süreçte Çin Dışişleri Bakanı’nın Türkiye ziyareti elbette son derece manidardır ve dikkatle takip edilmesi gerekir.
 
Önümüzdeki aylarda altını özellikle çizdiğim bölgelerdeki gelişmeleri dikkatle takip etmek lazım gelir.
 
Yaşı bir asırdan daha fazla olan Kissenger, ta Çin’e kadar neden gitti dersiniz?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.