Muhafazakâr Kürtlerin Türkiye'ye sahip çıkma vaktidir

A -
A +

Bu ülkenin mazlum muhafazakârları, nice dağlar-tepeler ve yasaklar aştıktan sonra iktidar oldular. Onların başında yarım asır 163. Madde diye bir zulüm kanunu sallanıp durdu. O madde için tesbih ve el bombası eşitti. Muhafazakâr sabır, şimdi zulmedenlerle hukuk vasıtasıyla hesaplaşmakta. Muhafazakârlar bunu yaparken diğer taraftan da ülke ve devlete sahip çıkarak Kürtlerle de bir anlaşmaya gitmeye çalışmaktalar. Ne var ki faşist uygulamalar Kürt meselesini çığırından çıkartmış vaziyette. Ne Kürtçe ders, ne Kürtçe TV, ne Kürt gerçeğini tanıma, ne Kürt açılımı beklenen neticeyi verdi. Asırlık meselenin on senede kökten halli mümkün olabilir mi? Zira hadisenin arkasında işte o yanıbaşımızda olan yani hemhudut olduğumuz devletlerle güya stratejik ortaklar var. Devleti muazzama, beş yüz yılda bir yakaladığı fırsatla Osmanlıyı kuşa çevirerek o ruhun Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında kalmasını istemişti. Ama sonraki gelişmeler onları korkuttu. Şimdilerde ise büyümemize dair o takdir lafları sadece yalan. Dehşetteler. Yarınları çok net görüyorlar. Bu itibarla Kürtleri içten vuran bir silah olarak kullanmaktalar. Bundan dolayıdır ki MHP genel başkanı Devlet Bahçeli, "hükümete şartsız destek vermek lazımdır" diyor. Çünkü problem, Türkiye'de şu veya bu partinin iktidarda olmasından dolayı değildir. Bir Kürt partisi iktidarda olsa, Türkiye, bu kalkınma seyrini devam ettirseydi yapacakları yine aynıydı. Evet, bir asır evvel olduğu gibi bir asır sonra yine 7 cephede 7 düvel ile vuruşmaktayız. Bu vuruşma bir asır sonra da devam eder. Bu millet bu ümmetin mümessili oldukça, bu ramazanlar devam ettikçe, göklerimizde bu ezanlar yükseldikçe, bu başörtüler bir taç gibi başları süsledikçe bu vuruşma bitmez. Kendini bilen muhafazakâr Kürtlerin meseleye bu açıdan bakmaları şarttır. Ateşe 'Huda' diyen Zerdüştler bir tarafa, fakat Kürtler bilir ki fitne haramdır. Fitne yani bozgunculuk çıkartıp bu ümmeti birbirine düşürenler katilden beter günaha girmekteler. Bu sebeple şu mübarek ramazan ayı herkes gibi Kürt kardeşlerimizin de muhasebe zamanıdır. Şu 25 senede bu kadar bin insan ölmeseydi, o kadar vatandaşımız sakat kalmasaydı, dağlara taşlara kurşun ve bombalar yağmasaydı bugün Türkiye'mizin çehresi ne olurdu? Belki milli gelir 20 bin dolardı, enflasyon yüzde 3'tü. Kürt, Türk, Çerkez, Arnavut, Arap... imparatorluk torunu kim bu topraklarda hayat sürüyorsa onlar, daha zengin, ve daha bahtiyardı. 7 düvelle haysiyetli bir bugün ve yarın için savaşılıyor. Bu toprakların her ferdi için mücadele veriliyor. Onun için arkadan vuranlara arka çıkmak büyük vebaldir. Ey Müslüman Kürt kardeşim! Kur'an-ı kerîm öyle buyurmuyor mu? -İçimizdeki gafiller yüzünden bizi helak eyleme Allah'ım. İçimizde sadece gafiller değil, hainler var.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.